DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ramazanda Beslenme

Ramazanda Beslenme
27.04.2020
11.715
A+
A-

Merhaba sevgili okurlar,
Bildiğiniz gibi ramazan geldi. Şu zor dönemde hem oruç tutup, hem de bağışıklığımızı güçlü tutmamız çok önemli.
En önemli noktalardan birisi de elbette ki sahur yapmak. Sahur vaktinde de usulüne uygun kalkarak, yemek yemeden kesinlikle oruç tutmamalısınız. Sonrasında iftara başlarken hemen yoğun bir öğünle değil de, çorba gibi hafif bir başlangıçla başlayıp 5-10 dakika sonra ana yemeklere geçiş yapmalıyız. İftardan sonra midemiz yatıştıktan sonra bir ara öğün tüketebiliriz. Bu bize meyve yemek için de bir fırsat sağlamış olur. Meyve tüketimi kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Bilindiği gibi meyve ve sebzeler immün sistemin güçlendirilmesinde rol oynayan vitaminler, mineraller ve fitokimyasal bileşikler açısından oldukça zengindirler. Bu nedenle ara öğünlerde 2-3 porsiyon meyve yemeye, iftarda ise en az 2 porsiyon sebze yemeği bulunmasına özen göstermeliyiz. Bunun yanısıra; her iki dönemde de protein içeren besinlerden tüketmeliyiz. Yoğurt, ayran, süt, et, tavuk, balık, kuru baklagillerden birini bulundurmaya özen göstermeliyiz. Eğer kolesterol probleminiz yok ise; özellikle sahurda tüketilecek yumurta, gün içinde daha tok kalmanızı sağlayacaktır.

Gün boyu yaşanan açlığın getirdiği yeme ihtiyacı yanlış seçimlere yönlendirilmemelidir. İftardan sonra tatlı krizinin yaşanması, her gün tatlı tüketilmesi gibi durumlar sık duyduğum sorunlardan olmuştur her zaman. Bunun önüne geçmemiz gerekir. Tatlıyı hiç yememeliyiz demiyorum tabi ki, ancak eğer bir şeker hastalığı durumumuz yok ise haftada bir sütlü bir tatlı tüketebiliriz.

Bir de özellikle altını çizmek istediğim bir durum var. Yıllardır her ramazan döneminde şekerli, gazlı içecek reklamlarında bir tırmanış olduğunun hepiniz farkındasınızdır diye düşünüyorum. Mükellef bir sofra, bu sofra etrafında birleşmiş mutlu aile fertleri ve sofranın baş köşesindeki içecek açılırken aile fertlerinin gözlerindeki müthiş parlama! Reklamı izlerken zannedersiniz ki; sanki iftar sofrası dediğimiz şey bu içecekler olmadan eksik kalıyor! Bu algı yönetimine kesinlikle kapılmamalıyız. Bu içeceklerin her türlüsü, en basit tabiriyle, sağlık düşmanıdır desek yeridir. İlla yemeğin yanında serin bir içecek ihtiyacı duyuyorsanız, evinizde az şekerli yaptığınız komposto, sade soda, tansiyon probleminiz yoksa şalgam ve tabii ki ayran tüketebilirsiniz. İçecek tüketiminden konu açılmışken ve oruçtan da bahsediyorken su tüketiminden söz etmezsek olmaz. Yeterli su tüketimi hepimiz için çok önemli, hele bir de salgın dönemindeysek buna çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Ağırlığınızı 30 ml ile çarparak günlük yeterli su tüketim miktarınızı siz de hesaplayabilirsiniz. Örneğin; 70 kg bir insanın su ihtiyacını 70kgx30m=2100 ml olarak hesaplayabiliriz.

Ramazan için üstünde özellikle durmak istediğim noktalar bunlardı. Bunların dışında da kızartmalardan, hazır gıdalardan, ağır hamur işlerinden, çok tuzlu besinlerden, işlenmiş etlerden (salam, sosis, sucuk gibi) uzak durmak sağlıklı bir beslenme için olmazsa olmazlardandır.

Herkese sağlıklı günler diliyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.