DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kitaplaşın, Kitapla Aşın

Sesli Dinle

Geceyi güne bağlayan bir zaman diliminde bu defa misafir olduğum bir kitabın satırlarından bahsetmeyeceğim sizlere. Bu defa misafir olan benliğim ve ev sahibi olan ise sizin engin gönülleriniz.

Kitaplaşın, Kitapla Aşın
02.09.2021
6.316
A+
A-

“Yazarların hep yetiştirilmesi gereken bir yazıları, okuması gereken bir kitabı, uysallaştırması gereken hüzünbaz mırıldanmaları vardır. En çok da gün içinde cebelleştikleri sorunlardan sıyrılmanın matematiği yorar onları. Gece; yazmaya meftun yüreklerin sığınağıdır. Sığınaklarında harflerden ördükleri ağ, onları diğer insanlardan ayıran mürekkep nikâhıdır.

Yazmak eylemini ilk bereketi, mecburiyetimizden sıyrılıp; kambur yanımıza harflerin kanatlarını takmakla başlar.

Ki yazmak eylemine bir kere düşmesin yüreğiniz; sonrası haylaz bir umut bahçesine gönüllü bahçıvanlık yapmak halidir.

Yazmak; bütün kargaşalardan soyutlanıp, hiçliğin gerdanına aşk olup tek tek dizilmektir.

Yazmak; çelikten zırhını, bizi sarsmak için giymiş hayatın gözlerine baka baka “Ben alfabeden kaleler kurdum senin şakağına” demektir!

Ve en çok da yazmak; vefanın toprağında göveremeyen insancıklara, incecik dallarını uzatıp “Haydi tutun! Birlikte bir çınarın gölgesine yurt olabiliriz,” diyebilmektir.”

Geceyi güne bağlayan bir zaman diliminde bu defa misafir olduğum bir kitabın satırlarından bahsetmeyeceğim sizlere. Bu defa misafir olan benliğim ve ev sahibi olan ise sizin engin gönülleriniz. “Palas pandıras okumalarımla hoş bulacağımı, hoş karşılanacağımı umduğum bu gönül sofrasında ben de varım,” diyerek tokmağına vurduğum bu satırlarda, misafirliğim daha uzun sürsün dilerdim lakin bu kısacık zamana rağmen gönlü dolmuş olarak ayrılıyorum bu satırlardan.

Benliğime hem satırlarının hem gönüllerinin kapılarını açan Mevzu Haber ailesinin içinde yer aldığım süre boyunca, kendimi İbrahim’e su taşıyan karınca gibi hissettim daima. Çünkü insanın kendine bile yabancılaştığı yirmi birinci asırda, kitapların kendini arayan insana bir rehber olduğunu, bir pusula hüviyeti görerek kişiyi daima kendine yaklaştırdığının bilincindeydim. Bu nedenle bir kişinin bile olsa o pusulayı keşfetmesine vesile olmak istedim. Amacım bir harman yeri olan dünyada sadece kendi hasatımı kurtarmanın bencilliğinden, en azından okumalarımın bana katıklarını paylaşarak gönül rahatlığına ermekti. Mevzu Haber ailesi içerisinde yer aldığım o kısacık sürede bu gönül rahatlığını yaşamış olmanın mutluluğundayım.

Hem insani hem İslami görüşle ilimi daima arayan bir düsturu rehber alarak kendimce kitaplar tanıtmaya çalıştım, okumak isteyenlere kitapları tam aşikâr etmeden. Ben umduğunun ötesini bulmuş olarak nihayetlendiriyorum Mevzu Haber’deki varlığımı.

Dileğim o dur ki; yine bir yerlerde misal bir satır başında, aynı paragrafın içinde yahut aynı kitap kapağında yine denk düşsün kelamlarımız, kelamlarınıza. Bizler kitapların genişlettiği gönül pencerelerinden seslenelim yine. Kitaplaşalım, kitapla aşalım içinde bulunduğumuz tüm sıkıntıları. Bu mümkün değilse bile sığınacak bir liman olduğunun ayrımında olalım yine kitapların.

Sevgili satır seyyahları bir gün doğumu heyecanı ile palas pandıras girdiğim bu kapıdan bir gün batımı hüznü ile yine palas pandıras ayrılmanın burukluğunu hissediyor benliğim. Kitaplarla değil, kendime ve hayallerime emek vermek adına gireceğim bir yol ayrımındayım. Bana her konuda yardımcı olan, motivasyonumu ve içimdeki yazma aşkını daima diri tutmamı sağlayan Neslihan Hanım’a; denizyıldızı öyküsünün içine beni dâhil eden Fatih Özben Bey’e; daima nazımı çeken ve yazılarımın ilk okuyucusu olan dostlarıma; yazarı yahut okuyucusu olarak Mevzu Haber’in içinde yer alan geniş aileye ve yoluma eşlik eden, beni satırlarında ağırlayıp sizlerle paylaşmama fırsat veren kitaplara çok teşekkür ederim.

Yazgı nedir bilinmez ancak yazdıklarımız hep gönül yapmak adına idi. Bu yüzden kalp kırıp, gönül yıktıysak, sürçü lisan ettiysek affola.

Bir gün yine aynı şevkle, aynı satırları siz sevgili satır seyyahlarıyla arşınlayabilmeyi umut ediyorum. O vakte kadar kitapla ve hoşça kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.