DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hainlik İddiası

Sesli Dinle

Gizem tutkusu, derin bilgi fantezileri, aşırı özgüven gibi duygular beklenmeyen sonuçların istikameti olabiliyor.

12.04.2021
11.287
A+
A-

Geçtiğimiz hafta “Halifelik Sevdası” başlıklı yazım ile konuya girmiştik. Yazımın olgusunda Cem Yılmaz’ın gösterilerinde dile getirdiği sade söylemle ‘Bir kişiyi övmek için, bir başka kişiyi yermeye gerek yok’ mantığı da vardı. Yazımın başrolünde kim mi vardı? Haydi birlikte görelim.

Devletin başı aynı zamanda ‘Halife Hazretleri değil midir?’ diyen, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay beyin olduğu gibi, benimde hemşerim olan bu kişi, Belediye seçimlerinde benden destek istemeyi ihmal etmedi. Cumhurbaşkanının, güvendiği, sağ kolu yaptığı sadece bir isim var, hemşerimiz, gururumuz diyerek tanımladığı Sayın Oktay’ ın yoğun seçim programını ve söylemlerini anlattı.

Bu genç şimdilerde kendisini manşetten indirmeyen medyanın eski patronuyla olan hukuku sayesinde TRT’de üst düzey görevlerde bulunmuştu. Eski aile Avukatımız olan, uzunca bir süre yakın dostu zamanın Müsteşar Yardımcısının referansı ile Başbakanlık 1.Hukuk Müşavirliği yapmış ulvi bir kişinin ümit bağladığı can evlat dediği isim olmuştu aynı referanslar sayesinde.

Müsteşar Yardımcısının, Başbakanlıktan ayrılarak bir başka kuruma müsteşar olmasının ardından Hukuk Müşaviri, Hukuk İşleri Başkanı da Başbakanlıktan ayrılmıştı. Bir süre sonra bu gençte TRT’ deki görevinden ayrılarak bu değerli hukukçunun yanında çalışmaya başlamıştı, Yenimahalle’ nin ünlü hukukçuları olmuşlardı, gencin lakabı ‘Küçük Başkan’ olmuştu. Zaten TRT’ de çok sevilmemişti. O dönem görevdeki sonradan meslekten ihraç edilmiş, tutuklanmış birçok ismin hedefiydi.

Yenimahalle’deki Hukuk bürosu taşınmaya başladığında, 5’ci yılını dolduran bu genç hayalinde ki meslek olan Savcılığa giriş sınavlarına hazırlanmaya başlamıştı. Dedim ya zeki çocuk diye. Evet sınavları geçmiş ve Cumhuriyet Savcılığı gibi önemli, ulvi bir makama oturmuştu.

Dostları da bu genci unutmuyordu, taze bir Savcı olmasına rağmen özel yetkilerle donatılmıştı, dostlarının Ankara’ ya tayin tekliflerini ret ediyor, ısrarla daha yoğun daha zahmetli mesailerin yaşanacağı zorlu yerleri istiyordu.

Fakat karakteristik özelliği sebebiyle, dostluk bağları gibi etkilerle aile içi konulara müdahil olduğu duyulmaktaydı. ‘Kardeş, kardeşi bıçaklar, sonrasında döner kucaklar’ diye bir atasözümüz vardı. Araya giren arada kalırdı.

Hasılı şimdilerde hepimizin yakından tanıdığı, belki benim biraz daha yakından tanıdığım bazı isimler bu gence tokmaklarını vurur olmuştu.

‘Ankara Kuşu’ isimli bir paylaşım hesabı var. Yapılan operasyonla hesabın bilinmeyen yöneticisi yakalanmış, yargılanmıştı. Yöneltilen suçlamalardan berat etmesi veya hüküm giymesi ayrı bir konu. Aynı hesap halen yayında ve yöneticisinin kim olduğu belli. Bence bu durum daha güven verici, daha itibar edilesi, daha samimi, daha takip edilesi bir hal.

Bir hukukçu, bir savcı, bir imam hatipli nasıl olurda sahte bir hesap açarak yayın yapar anlamak zor. Sosyal paylaşım hesapları sayesinde bir basın kurumunda çalışmamış, alanında eğitim almamış, üstatların yanında çıraklık yapmamış gazetecikten bi haber birçok isim yayıncı oldu, hatta kimi gazetecilerden daha başarılı olundu, bunu kabul ettik. Hatta bazı isimler; insanların duygularını dalga geçme malzemesi yaparak hayal edemeyecekleri maddi kazançlara sahip oldular ve tercihlerine göre siyasi yapılar yönetimlerinde yer aldılar.

Görevden alınmış, halen umutla görev bekleyen mazul belediye başkanına, aldığı talimatlara aykırı davranarak, bazı ticari faaliyetlere ayrıca Türkiye’nin yurt dışında ki itibarına gölge düşüren, yanında ki amatör ötesi kadro ile kameralar önünde uluslararası gündemle mahcup kılınan, halen bakanlık umuduyla her karede yer almaya çalışan kişilerle, anlamadığı şeyleri anlatmasıyla nam salan insanlarla, sahte hesaplarla yüzleri tebessüm ettiren isimlerle alıp verilemeyen ne olabilir ki?

Değerli meslektaşlarım, Sabah Gazetesinden Abdurrahman Şimşek ve Nazif Karaman’ın moderatörlüğünde birçok kişinin konuk olduğu programı ve ATV haberin 19 Mart tarihli özel haberini dikkatle izledim.

Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Sayın Hasan Doğan’ ın radyoculuktan, televizyonculuğa geçiş yapma isteğini reddeden Kanal A televizyonunun eski bir çalışanı olarak, değerli öğretmenimin eşi Mazul Belediye Başkanı Sayın Gökçek’ in ve röportaj veren, yıllardır siyasi koltuklarda oturan tüm kişilerin sözlerine katılıyorum. Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri, Sayın Gökçek’ in mesai arkadaşı sayın Aşık’ ın ‘Kişi sık sık aynaya bakmalı’ sözü geldi aklıma, gerçi bu sözün bir Yahudi deyişi olduğunu çok sonra öğrenmiştim. Gökçek’ inde dediği gibi Siyaset resetlenmeli, sanırım, Sayın Sayan’ ında dediği gibi Hukuk ve kişilik hakları korunmalı.

Topluma liderlik eden, örnek olan isimler kürsülerde, mecliste karşılıklı hakaretler savurur, vuruşur, dövüşürse, bürokratlar iktidara sevimlilik yapmak adına, benzer hareketler yaparsa vatandaş bu öğretileri hayatın her alanına taşır. Daha öncede çeşitli siyasilerin, bürokratların hatta hakim ve savcıların benzer şekilde sahte hesaplarla paylaşımda bulunduğu zaman zaman haberlerde yerini almıştı. Tasvip edilemeyecek bu hal ne yazık ki artarak sürmekte.

17-25 Aralık ile başlayan sade vatandaşların, vatan sevdalısı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’ nun deyimiyle ‘Memleket Delileri’ nin onurlu mücadelesiyle, hoca efendiliğin sona erdiği, terör örgütü olarak ifşa olunan yapının ve üyelerinin hain planlarının suya düştüğü, dünyaya ders verilen15 Temmuz sonrasında, hayatın her alanında bu örgütle temaslı isimler bulunarak yakalanmakta ve adaletin önüne çıkarılmakta. Zaman zaman Ak Parti genel Başkanı sıfatıyla Sayın Erdoğan, MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Bahçeli başta olmak üzere tüm siyasi liderler siyasetten, ticarete, kamudan, özel sektöre kadar bu örgüt üyelerinin hesap vereceğini ifade ettiler. Tüm siyasi liderler aynı karede poz vererek, aynı cümleleri dile getirdiler.

Türkiye Gazetesi yazarlarından meslek büyüğüm sayın Fuat Uğur iki ayrı yazısı ile yazımız başrolünde ki karakter yani @hohmüsteşarı rumuzlu hesapla insanları hüsrana uğratan, kimi hainlerin ekmeğine yağ sürülmesine sebep olan Özcan Muhammed Gündüz’ ün, o hainlik mi, hadsizlik mi, hatamı, yoksa verilmiş bir vazifemi ya da durumdan vazife çıkarma anlayışımı? muammasıyla dolu eylemine değinmiş. Yazısında ekranlarda bin bir versiyonla yer alan Milli İstihbarat içerikli bir diziden neden bahsettiğini anlamış değilim.

Kendisine ulaşmak adına verdiğim çabaların sonuçsuz kaldığı namı değer ‘Trol Savcı, hohmüsteşarı’ Özcan Muhammed Gündüz yazımızın kahramanı oldu. İçişleri Bakanımız Sayın Soylu’ nunda mağduru olduğu, veryansın ettiği sosyal paylaşımlar ve yorumlara yeni bir örnek olan, eleştirdiği kimi kişiler gibi sahte hesapla yorumlar yaparak belki de vebal toplayan, Halife tutkusundan ve fedailiğinden ‘Hainlik’ suçlamasıyla yalnızlığa itilen bir isim.

Gizem tutkusu, derin bilgi fantezileri, aşırı özgüven gibi duygular beklenmeyen sonuçların istikameti olabiliyor.

Oysaki açıkça, gereklilik üzerine zarifçe söylenen sözler, söz sahibinin kim olduğunun bilinmesi daha kıymetli demiştim. Şahsen ben öyle yapmaya çalışıyorum. Yazımda her şey gören gözlere, dinleyen bilgi dağarcıklarına göre açık.

Hasan Seymen ile yaptığımız röportaj bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına, Sayın Seymen’ in kendisini ifade etmesine katkıda bulunmuştu. Gündüz’ ünde bu hakkı saklı, fakat sahte hesaptan atılacak maille olmaz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan ziyarette aynı uçakta bulunan Gündüz’ ün dostu ile hemşerisi bu konuyu konuşmuşlar mıdır, bilemiyorum. En azından şimdilik…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.