DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

YENİ BİR PARTİ KURULACAKMIŞ …

YENİ BİR PARTİ KURULACAKMIŞ …
20.07.2019
11.297
A+
A-

Sorumluluk suçlamanın bittiği yerde başlar.

Kıymetli takipçilerimiz sorumluluğu kendi içimizde aramadığımız sürece sahip olduğumuz gücümüzün ve bu güçle bulabileceğimiz çözümlerin farkına varmamız pek mümkün görülmez.

Siyasi yönetim iradesini ne zaman ve neden eleştiririz?

Yönetici değişikliğine ne zaman ve neden ihtiyaç duyarız?

Ülkemizin tarihi, coğrafi yapısı ve daha birçok sebepten ötürü dünyanın gözü ve oyunları üzerinde olduğu gerçeği hepimiz tarafından malumdur. Bunun çözümü ise körü körüne taraf olmayan, pozitif eleştirel ahlakı kullanabilen, sorgulayan halk irade ve gücüdür.

Ülkemizin değerli isimlerinden olan sayın 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül beyefendi 1991 yılında başlayan Milletvekilliği hizmetine Cumhurbaşkanı olarak seçildiği 2007 yılına kadar kesintisiz olarak devam etti. Milletvekili olarak Komisyon üyelikleri, NATO Parlamenter üyeliği, Parti Genel Başkan Yardımcılıkları, Hükümet sözcülüğü, Devlet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık gibi son derece önemli görevlerde bulundu. Ak partinin önde gelen kurucularından olması, 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ile olan hukuku ise Sayın Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ya da siyasi tarihinden çok daha öteye muhtemelen öğrencilik yıllarına dayanmaktadır. Özetle uzun yıllara dayanan bağlar ve ortak dostluklar olduğu gayet açık ve normaldir.

Koltuk sevdalısı olmadığı açık olan Sayın Gül’ ün siyasi hayatı ve görevleri boyunca tüm tecrübesi, bilgisi ile devlet ve milletine hizmet etmeye gayret ettiği, hizmet etme imkânlarının milletçe kendisine verildiği de ortadadır. Eksiği ile fazlası ile “iyi ki”leri veya “keşke”leri ile süren 5 dönem milletvekilliği ve 7 yıl Cumhurbaşkanlığı…

Sayın Ali BABACAN; başarılı ve ayakları yere basan karakteri, hafif kuşkuculuğu, fikirlerine bağlılığı ile tanınan, eğitiminde ve ticari yaşamında son derece başarılı bir isim. Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı Sayın İ.Melih GÖKÇEK’ in de danışmanlığını yapan Sayın Babacan; AK parti ile 2001 yılında başlayan siyasi hayatında 3 dönem milletvekilliğinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı, Avrupa birliği Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı gibi görevler ile Ak partinin kurucusu olduğu 5 Hükümet kabinesinde yer aldı. Ak Parti kadrosu ve Sayın Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ile uzun yıllara dayanan hukuku olduğu da gözler önünde ve de gayet normaldi.

Uzun yıllar Sayın Abdullah Gül’ ün AK partiden ayrılacağı, yeni parti kuracağı, kadrosunun ve hatta Parti binasının dahi hazır olduğu şehir efsanelerini dinledik. İçinde bulunduğumuz günlerde ise Sayın Ali BABACAN için aynı senaryolar dile getiriliyor. İşin ilginci bu haber öncelikle yurt dışı basınının ilgisini çekiyor ve haberler “ACİL” başlığı ile yayımlanıyor.

Uzun yıllar hem halk tarafından hem de içinde bulundukları siyasi hareketin liderleri ve taraflarınca desteklenmiş, önemli ve icraatçı görevlere getirilmiş bu kıymetli isimler neyi yapmak istediler de yapamadılar?

Acaba tespit ve değerlendirmelerini, görüş ve alternatif çözüm önerilerini ifade edecekleri, dinlemesini sağlayacakları bir muhatap mı bulamadılar?  Kökeni aynı, bürokratı, siyasetçisi aynı isimlerden oluşan bağları ile nasıl bir yeni hareket olmayı düşünmekteler?

Var sayalım ki duyumlar doğru…

Halk mevcut iktidarın yanlışlarından, iktidara sesini duyuramamaktan, ekonomik sorunlardan, işsizlikten ve birçok benzer sebeplerden yoruldu ve alternatif arıyor diyelim.

Tarihi ve dostluk bağları açık ve de aynı olan taraflardan nasıl bir farklılık doğacak? Değişecek olan ne olacak? Peki, geçmiş dönemlerde hatalı olan ya da hataya sebep olan bürokratlardan, siyasilerden nasıl hesap sorulacak?

Acaba amaç yakın tarihte doğması düşünülen yeni bir siyasi yapı için mevcut hükümetin dağılması, taraflarının ayrıştırılması, ortada kalmış çare arayan mazlum, mağdur bir halk nüfusunun sağlanması mı?

Bir de akıllarda bir soru var; sorunlar, sorumlusu, suçlusu sadece bir isim mi?

Dünya dengelerinin hareketli olduğu şu günlerde aklıselim olmakta, birlik olmakta fayda var diye inanıyoruz. Yaşananlara, gündeme halis niyet ile geniş bir açıdan bakmaya çalışıyoruz.

Yenilik kavramını daha geniş daha farklı göz ile görmeye değerlendirmeye çalışıyoruz.

Ulaşılamama, meramını arz edememe sorunu olduğunu ifade ederken, ulaşılmaz olmak ne yaman bir çelişki.

Sorumluluk suçlamanın bittiği yerde başlar demiş miydik?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.