Saman Alevi
Şu çok güzel değil mi? Karşındaki her kimse artık, diyor ki “ya ben sinirlenince ağzımdan çıkanı kulağım duymaz ama saman alevi gibi hemen geçer.” İyi bari hemen geçiyorsa.
Böyle bir rahatlık yok ya. Sinirlendin diyelim; karşındakine ağzına geleni say, söv; kırılmış, üzülmüş ama sen sinirli bir insansın, olur öyle saydırdığında her şeye alınıp küsmesin canım. Bak o her fırsatta, hatta her ortamda bunu söyledi. Resmen dedi ki benim canım sıkılırsa can sıkarım, ama ben böyleyim saman alevi falan filan.
Bir gün bende bu umursamazlığa erişeceğim. Banane ya sizde her şeye alınmayın. Aman sinirle ağzımdan ters bi’şey çıkıp kalp kırmayayım diye boş yere kasıyorum kendimi, boş yere düşünüyorum.
Millet işin kolayını bulmuş çünkü biliyorsunuz bir tek onlar sinirleniyor, ama doğrusu bu mudur bilinmez. Çünkü o sinirini o kadar övüyor, o kadar her fırsatta gündeme getiriyor ki; sen sabır taşı olduğun için çatlayıp bir şey söylediğinde senden kötüsü yok; o daha beterini desin, ooo onun siniri öyle, ciddiye almayacaksın.
Benim sinirim saman alevi gibidir. O anda ağzım foseptik çukuruna da dönse beni duymayacaksınız. Ben canımın istediği gibi yakar, yıkarım; siz de işinize geliyorsa benim bu mükemmel bencilliğimi çekeceksiniz çünkü baştan söyledim.
Hadi bakalım.