Takvim Yaprağından Karikatüre …

Gündem sokağa çıkma yasakları, vefat, hastalık, salgınken farklı konulardan girizgâh zor oluyor. Göstergelerin pozitif yönde olması, hayatın da devam ediyor olması ister istemez konuları etkiliyor. Bizlerin üniversitede okuduğu zamanlar; RAM’ların megabyte olduğu, sosyal medya lafının olmadığı ve hatta Google diye bir şeyin dahi bulunmadığı zamanlardı. Bizler o vakitlerde ICQ ve MSN Messenger programları ile hemhal olurduk. Tabi o da izbe, nemli internet kafelerde. O zamandan belli olmuştu aslında, biz “Y” kuşağının farklı olacağı. Dünyada “Yahoo” popülerken, neden Türkiye’de MSN açık ara önde gidiyor biz bilmiyorduk ama ilerleyen zamanlarda Microsoft açıklamıştı. Türk Milleti olarak konuşmayı çok seviyorduk ve MSN Messenger milletimiz için biçilmiş kaftandı. Her muhabbet ortamında, kahvehanelerde, köşe başı sohbetlerinde bizler teknik direktör, ekonomist, politikacı, asker,  yerel yönetimler uzmanıydık. Hala da öyleyiz. Fikrimiz, yorumumuz çoktur ki bu da bizi ne kadar renkli ve pratik millet olduğumuz tümevarımına götürmektedir.

Mevzu Haber’in yeni yazar ve editörü olarak yazılarımı sizlerle paylaşacağım. Ayrıca eleştirmen,  şair, finans uzmanı birazcık da neyzen olarak “Her Telden” başlığı altında bu sütunu meşgul edeceğim. On yıllık mesleki tecrübem, otuz yıllık öğrencilik ve ömür boyu öğrenmeye meraklı kişilikle bu köşenin uzun süre talibi olmaktan memnun olacağım.

Başlığımız ‘Her Telden’ olacakken, neden böyle bir başlık attığımızdan bahsedeyim birazda. Kendini “sihirbaz” olarak tanıtan birinden alıntıdır bu söz. Köşe yazarlarının yazılarını bana okuturken; kaç dakikada, kaç kelime okuduğumu takip etmiştir her zaman. Beni benle yarıştıran, prospektüsleri bile yüksek sesle okutup, kelimeleri düzgün telaffuz etmem için çabalayan rahmetlik babamın kulağıma küpe ettiği cümleden alıntıdır. “Oğlum; okumak lazım. Fırsat varken okumak lazım. Takvim yaprağını mı buldun? Oku! Gazetede karikatür mü gördün? Oku!” derdi. Çok ders çalışmayı sevmeyen bir profil olarak, okumak çok hoşuma gitmişti. Mehlika Sultan ve İnce Memed ile tanıştığımda ortaokuldaydım. Aynı zamanlara denk gelir şiir merakım. Mehlika Sultanın ‘Çıkrığı yok kuyusu’ nasıl aklımda kalmışsa, Zil Şal ve Gül’ün ‘Ole’sini de hatırlatıyordu işte bu öğüt. Kimi alışkanlık diyordu okumaya ama biz ihtiyaç, hatta emir gözü ile baka geldik. Bu da bu sütunda yer etmemde fayda sağlayacaktır. Kim bilir?

Yer yer şiir konuşuruz, yer yer şair. Kimi zaman kitap olur konu, kimi zaman yazar. O kadar finans tecrübemiz de var ya hani illa ki finans kelam ederiz illa ki ekonomi. Ne demiştik? Politikacıyız, ekonomisttiz ya hem mektepli hem de alaylı…

Sevgi ve muhabbetle.