Seçimlerin Önemi

Merhaba Sevgili Dostlar,

Dün sosyal medya platformlarından birinde bir vatandaşımızın serzenişini okudum.

Bu kardeşimiz Hatay da yaşıyor, deprem öncesi herkesin hayatı normal seyrinde sürerken, bu aile yazları çocuklarının toprak ile teması olsun köy hayatı yaşasınlar diye merkeze bağlı bir köyde bir ev kiralıyorlar. Ev sahipleri ailece bunlara akşamları çay içmeye geliyor yiyip içiyorlar her şey yolunda. Ve o gün gelip çatıyor malum deprem birçok yeri kullanılmaz hale getiriyor hayatta kalan yaşadığına bile sevinemiyor. Cenazesini bulup gömebilen bunu şükür sebebi olarak görüp, kayıp verdiğine bile üzülemiyor neredeyse böyle bir cendereden sağ kalanlar yaşıyor olduklarına bile sevinemiyorlar. Hal böyle iken Hatay da oturup köyde ikinci evlerini kiralayan arkadaşlar köy evinin ayakta olduğunu öğrenince kirasını ödedikleri yer zaten, oraya gidiyorlar. Orada birlikte yiyip içtikleri ev sahibi kiranın arttırılması gerektiğini aksi halde evden çıkmalarını talep ediyor. Bu insanların hastaları haftada iki kere diyalize götürülen hastaları var dahası malum deprem bütün bölge halkını perişan etti, fakat kira artışı talep eden ev sahibinin bu artışa ihtiyacı yok.

Evet, bu hafta sonu ülkemizin kuruluşunun yüzüncü yılında bir devlet başkanı seçimi var ve bütün ülke ile birlikte neredeyse bütün dünya bu seçimlere kilitlenmiş durumda diyebiliriz.

Kim iktidar olacak kim başkan olacak sizden mi, bizden mi gibi yığınla söylem hava da uçuşuyor. Bu seçimden önce insanların kendi seçimini yapması gerekiyor, ahlaklı, vicdanlı hakkı “Hak” için ayakta tutmak isteyen insanlar mı olacağız? Yoksa nefsimizin istekleri çerçevesinde hareket edip buna göre hakkı hukuku tesis edeceğiz. İlk önce bizler bunun seçimini yapıp o minvalde hareket edip kendimize çeki düzen verirsek her şey kendiliğinden düzelecektir. İnsan kendisi eğri iken karşıdan nasıl doğruluk bekler?

Ülke olarak yüz yıldır yaşadığımız sorunları acıları tekrar tekrar yaşayarak bir adım ileri gidemeyeceğimizi öğrenmek için daha kaç nesil feda etmemiz gerekiyor? Ulus olmanın kıymetini iliklerimize kadar hissetmezsek, bu gün tahammül edemediğiniz kim ve ne var ise yarın mum ile aratırlar buna emin olun.

Daha önce yazdığım https://mevzuhaber.com/asagi-domingez-misali/ bu yazı da bahsettiğim durumları tekrar hatırlatıyor olmak bu konuda bir adım bile ileri gitmediğimizin kanıtı, o halde tekrar etmekte fayda var.

Başta anlattığım durum üzere, ilk önce bizler kendi seçimlerimizi yapmak zorundayız, insan olarak temel ihtiyaçlarımız aynı ise beklentilerimiz de aynıdır, dolayısı ile yok birbirimizden farkımız o halde ya birlikte var olacağız ya da birlikte yok olacağız. Efendimiz (S.A.V) bir hadisinde belirttiği üzere “siz nasıl olursanız, sizin idarecileriniz de öyle olur” buyurmaktadır.

İnsan kendi seçiminin ya kurbanı olur ya da abadı, iktidarlar gelir geçer siz kendinizi düzeltin, geri kalan her şey kendiliğinden düzelir.