Aşağı Domingez Misali

Dolunay zamanları neler oluyor da tuhaf tuhaf rüyalar görüyorum…

Hayır olsun, rüyamda kelli felli bir adam bana ders veriyordu, konusu ise bir milletin kendi kendini yok etmesini nasıl sağlarız ile alakalı idi.

“Düşmanlığın halleri” Diyerek başladı bu adam derse ve aşağıdaki yazıların tamamı onun öğütleri.

Bir ulusa düşmanlık etmek istiyorsan ona neler yapabilirsin? Diye sordu bana.

Ben de dedim ilk işim düşmanlığımı ilan etmek için en azından küfür ederim bilinsin yani düşman olduğum. Delikanlı adamız sonuç da derken adam bana bir tokat attı, olduğum yerde üç tur attım. Aferin!  Düşmanlık böyle mi yapılır? Dedi, bu kadar insanın içinde rüyasına girecek senden başka adam kalmamış mıydı diye de sesli düşündü. Sanki ben çağırdım rüyama hem kendi geliyor hem de dövüyor meczup mudur nedir?

Neyse başladı anlatmaya;

Bir ulusa düşmanlık yapacak isen öncelikle kan bağı olduğu kişiler ile arasını aç, ikinci olarak coğrafyasında yalnız kalmasını sağla üçüncü olarak da itibarının zedelenmesini sağla.

Bu üçünü yaparsan geri kalanını kendileri hal ederler dedi.

Sadece bu kadarını anlatıp örnekler vermemi istedi benden.

Dedim hocam taşlarız adamları, Allah’ım nasıl sinirlendi akıllara zarar çıldırdı bağırıyor çağırıyor deli gibi, dedim hocam sakin ol konu komşu duyacak, daha da sinirlendi,  oğlum şuan senin rüyanın içindeyiz kim duyacak bizi diye üzerime yürüdü meczup herif.

Hemen mağdur rolüne girdim, siniri geçti Allah’tan, sonra dedi ki sen evde kedi besliyorsun değil mi? Evet, hocam dedim hem de iki tane biri tekir biri sarman çok seviyorum onları diyerek adamın gözüne hoş görünmeye gayret ediyorum. Neyle besliyorsun kedileri dedi, bende hocam tavuk ciğeri ve kuru mama ile besliyorum dedim böyle sevimli sevimli. Tavuk ciğerini nerede muhafaza ediyorsun dedi, hocam maaşı alınca alıyorum birkaç paket buzluğa atıyorum oradan çıkarıp pişirip yediriyorum dedim.

Getir dedi bir paket tavuk ciğeri ile bir de bıçak, hemen gidip getirdim bir elimde buz tutmuş tavuk ciğeri bir elimde bıçak bıraktım komidinin üzerine, sevmediğin bir ulus söyle bana dedi.

Dedim valla benim sevmediğim bir ulus ya da millet yok benim için insanlar ikiye ayrılır iyiler ve kötüler, oğlum at kafadan bir ülke onun üzerinden anlatacağım örneklemeyi dedi. Bende Aşağı Domingez dedim sevmem hiç, oğlum öyle bir ülke yok dedi, benimde sevmediğim yer yok dedim durduk yere kime niye düşmanlık edeyim dedim, yine sinirlendi git buradan dedi, hocam kendi rüyamdan nasıl gideyim bu benim rüyam gelen sensin istemiyorsan sen git dedim, biraz düşündü hak verdi oda. Sonra dedi ki oğlum tamam sen kimseye düşmanlık etmiyorsun ama sana edenlerin neler yapabileceğini bil diye anlatacağım bunları dedi tamam dedik ve aşağı domingez üzerinden anlatmaya başladı.

Şimdi bu buz tutmuş tavuk ciğeri aşağı domingez olarak kabul et dedi, tamam hocam dedim.

Bizim bu aşağı domingez’i parçalamamız gerekiyor al bıçağı eline bölmeye başla deyince, ben aldım bıçağı tam ortasına sapladım, bölünmedi tabi buzluktan çıkan bir paket ciğerin tek bıçak darbesi ile parçalanmayacağını bilirsiniz sizde.

Şimdi ucundan küçük parçalar halinde kes dedi, bende çok küçük parçalar halinde kesmeye başladım hakikaten parçalanıyor küçük küçük parçalar halinde. Hocam dedim parçalanıyor böyle olunca. Bundan ne çıkarmamız gereken sonuç ne dedi, dedim aşağı domingez hapı yuttu, aferin dedi.

Peki, hocam parçalarken bu küçük bıçak darbelerine ne ad koyacağız diye sordum, evlat dedi kimine inanç koyarız, kimine mezhep koyarız, kimine ideoloji deriz kimine de ırkından dolayı deriz en önemlisi de içlerinde ki adalet inancını yıktık mı her türlü böleriz biz bunları önemli olan ilk bıçağı vurmaktı onu vurduktan sonra küçük küçük böleriz adının ne önemi var onlar ayrılıyor mu sen ona bak dedi.

Baktım bölünüyor, hocam peki bu sadece domingez değil de bütün insanlık için de böyle midir diye sordum, bunlarla bütün insanlığı bölebilirsin evlat dedi gitti…