Mafe
MAFE; aydınlık gün, uğurlu demekti…
İLLÜSTRATÖR: GÜLNAR İŞLER
Mafe …
Hastanede babası kucağına aldığında, minik yüzüyle tüm odayı aydınlatıyordu sanki. Tatlı bir gülümseme ile babasına huzur vermişti. Annesi ile göz göze gelmişti babası. “Mafe” olsun mu? Diye sormuştu ve annesinin de kabul etmesiyle çok mutlu olmuştu.
MAFE; aydınlık gün, uğurlu demekti. Bu güzel bebek tüm aydınlığı ve tüm uğuru ile babasının kucağındaydı. “Hoş geldin melek, hoş geldin Mafe” dedi babası.
Gerçekten çok şanslıydı Mafe. Sadece kendi değil, çevresi de görürdü bu şanslı halleri. İşlerinin çok kolay bir şekilde hallediliyor olmasına şaşırırlardı. Babası bunu eğlence haline getirmişti. “Mafe geldi, sorun bitti.” Diye eğlenirdi.
Bal rengi gözlerinin içi hep gülümserdi. Sarı kakülleri alnına dökülürdü. Bu haliyle oldukça sevimli gözükürdü. Şartlar babası ile ayrılmasını gerektirmişti. Annesiyle İstanbul’dan Ankara’ya gelmeleri gerekmişti. Çocukluğunda bu duruma hiç alışamamıştı. Guşan ile tanışmaları biraz daha kolaylaştırmıştı durumu. Çocukluğundan itibaren hiç ayrılmamışlardı Guşan’la.
Artık aynı üniversitede okuyorlardı. Bölümleri farklıydı ama bu çok sorun olmuyordu tabi. Mafe Yapay Zekâ bölümü son sınıf öğrencisiydi. Bir de yine şansın kendisine sunduğu bir pizza dükkânı vardı. Azemet Pizza. Okula gelmediği zamanlarda orayı işletiyordu.
Hayatın kendisine verdiklerini de kendisinden aldıklarını da çok seviyordu. Yaşanan her olayın bir sebebi olduğuna inanmıştı. Zamanı gelince öğreniyordu o sebepleri. Tabi yine de her yaşadığından mutlu olduğu söylenemezdi. Özellikle babasını düşününce tüm yüreğiyle hissediyordu bu mutsuzluğu.
Başka neler yaşayabilirdi ki? Daha neleri kaydedebilirdi? Kaybetmek neye göre kaybetmek oluyordu?
Zihninizin size oynadığı oyunları biliyor musunuz? Peki ya sizden aldıklarını?
KURGU: NESLİHAN ÖZBEN ATİLA