DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Gerçekler Acı mıdır?

Sesli Dinle

“Dürüstlük anlık kayıp gibi görünse de gerçek kazanımdır.” sözü işte tam da burada can buluyor…

27.11.2020
8.268
A+
A-

Bu haftaki yazımızda hikâye ve deyimlerle ele alalım gündemin olgularını, hayatın her alanında ki gerçekleri.

“Sözün tamamı ahmağa söylenir.” Sözünü duymuşsunuzdur. Ahmak yerine “Deli veya Aptal” kelimeleri de kullanılabiliyor. Bu sözü duyduğum ilk andan beri iğreti olmuşumdur. Direkt dinlemek istemiyorum denilse, samimi olunsa çok daha iyi olmaz mı? Konuyu gezdirerek anlatan kimselerin ne dediğini iyi dinlemezsen anlamazsın. Bir sohbet ortamında genç, çakır gözlerinde zekâ fışkıran, zayıf vücudunu tamamlayan siyah saçlı bir dinleyicimiz vardı. Birkaç sefer aramızda bulunduktan sonra bana “Cümlenin başı ile sonunu bağlayabilmek, ne anlattığını anlayabilmek için seni dikkatle dinliyorum. Cümlen hiç beklenmedik yerde sonlanıyor ve öngörülmeyen konuya bağlanıyor.” demişti.

“İstifa” kelimesinin anlamı; “Görevden veya Hizmetten çekildiğini beyan etmek.” olarak tanımlanıyor. Bu konuda iş kanunlarının da ötesinde durumlar söz konusu. Örneğin; üyesi olunan siyasi partiden, derneklerden veya sendikalardan istifalar hep farklı şekillerde olmaktadır. Esasen ana fikir olarak aynı ama uygulamasında ise değişken bir konu. Özetle atanmışlar ve seçilmişler olarak iki başlıkta değerlendirilen, farklı uygulamalara tabi bir durum. Görüştüğüm hukukçular ve uzmanların anlatımı da bahsettiğim tanıma uyuyor. İstifa, tek taraflı karar beyanıdır. O yüzden genelde istifa dilekçesinde ‘Rica Ederim’ ifadesi kullanılır. ‘Arz’ edilme durumu sonlanmış demektir. Hal böyle olunca her bireyin hakkı olan karar alma, kararını ifade etme ve uygulama hakkı gasp edilebilir mi? Örneğin istifa ettiğini söyleyen bir araç şoförünü, istifasını yok sayarak görevine devam ettirsek, onun sürdüğü araca bindiğimizde güven sorunu yaşamaz mıyız? Şayet ortada bir dilekçe yok ise bu zaten istifa olarak kabul edilmiyor. Her konuya ve duruma göre farklı yorumlanabilen naz, cilve, show, reklam vb. tanımlarla ifade ediliyor. Hukuken geçerli olmayan ifadeler, yazılar, paylaşımlar hükümsüzmüş yani.

Sayın Bülent Arınç’ta, Sayın Süleyman Soylu, Sayın Berat Albayrak gibi istifa etme gayreti gösteren isimlerden oldu.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici, bir sosyal paylaşım hesabından yaptığı açıklamada, Sayın Arınç’ın yaptığı açıklamalar sebebiyle “Bu bir ihanet değilse büyük gaflettir.” demiş. Sayın Arınç daha önce fetö konusunda yaptığı bir açıklamada, “Bana Ahmak Diyebilirsiniz.” Demişti. Türk dil kurumuna göre İstişare, danışma anlamına geliyor. Bu durumda da “Yüksek İstişare” demek, sanırım çok bilge kimselere danışmak demek oluyor. Geçtiğimiz hafta, “Çayı Demli İhtiyar” başlıklı yazımda konuğu olduğum ihtiyarın sözleri kulaklarımda çınladı.

“Her doğru her yerde söylenmez” sözü bu hafta zihnimde gezdi, durdu. Bu sözle derin bilgi verildiği sanılır. Acaba düşüncelerini, tespitlerini, duygularını, tecrübelerini saklamayı anlatan bir anlamda yok mu? Oysa ki “Dost acıyı, acıtmadan söyler.” atasözümüzde anlatıldığı gibi her daim dürüstlüğü, samimiyeti öğretebilsek de insanları, gençleri doğruya teşvik etmeyi başarabilsek.

Birde siyasi denge konusu vardı. “İç- Dış Denge” Başlıklı yazımda mantığını sizlerle paylaşmıştım. “Aynı Gemideyiz” başlıklı yazımda ise siyasi isimleri konu almıştık. Gelelim günümüz durumuna. Hani, her doğru her yerde söylenmiyordu ya. Geçmişte arınma, hesaplaşma yapılırken samimi, istikrarlı ve düz bir çizgi çizilseydi acaba bugün bu kadar çok, iktidara talip siyasi oluşum olabilir miydi? Ya da bu oluşumlara halk bu denli meyil eder miydi? “Dürüstlük anlık kayıp gibi görünse de gerçek kazanımdır.” sözü işte tam da burada can buluyor.

Son günlerde siyaseten herkes herkesle yakın temaslar içerisinde. Devlet ve milleti bir aile olarak görürsek, Devletin başı demek ailenin büyüğü anası, atası, babası demek yanlış olmaz sanırım. Bu gözle baktığımızda bir Bakanın istifası sanılanın aksine bir durum olabilir. Örneğin gergin bir ortamda yanında bulunan çocuğunu, arkasına güvene almak, korumak isteyen bir babanın duygusal hamlesi, refleksi normal ve gerçekçi değil midir?

Dikkatlerimizden kaçan bir gerçek var. Son değişiklikler ve atamalar sadece kurumlarda ve bakanlıklarda olmadı. Ak Parti Genel Merkez yönetiminde de ciddi değişikler oldu. Bu değişikliklere bakıldığında değer verdiğim büyüklerimin desteklerini, beğenilerini kazanmış, terörle mücadele konusunda yaptığı çalışmalarla nam almış olan, Sayın Bakanımızla ve mevcut idarecilerle 2021 yaz sonunda olacağına inandığım, erken seçimlere gidilmeyeceği söylenebilir.

Bir sosyal paylaşım sitesinde gözüme çarpan paylaşım oldu. Ak partiye ait, 2010 yılında “Tarafsız ve Bağımsız Yargı için evet diyorum.” sloganlı afiş ile 2017 yılında “Bağımsız ve tarafsız Yargı için tüm kalbimle evet” sloganlı afiş birlikte paylaşılmıştı. Yani yeniden açılım, yeniden pazarlık vatandaşın hiçbir kesimine hitap etmeyecek gibi. “Tek Gözlü At” başlıklı yazım için tebriklerinizi kabul ederim tabi ki.

İyi Partinin, Milli olarak yüksek sesle ifade edilmesi bazı hazırlıkları göstermekte. Sayın AK Parti Genel Başkanının yaptığı geziler ve gerçekleştirdiği programlar sebebiyle, ön hazırlık yapmakla görevli kamu görevlilerinin çalışmalarına bakılarakta seçim hazırlıkları sezilebiliyor. “Tıkanan Strateji” başlıklı yazımda bahsettiğim üzere oy çoğunluğu sağlanması zor olacağından, mevcut sistemde bazı değişiklikler yapılması olasıdır. Karşı oyların bölünmesi için gerekli aktörlerin sahne almasına destek olunmasının yanı sıra, mevcut yeni oluşumlardan en güçlü olanla mazinin verdiği bağlarla ittifakın gücünün arttırılması da somut olarak görülen olasılıklardan bazılarıdır.

Bu olasılıkların her biri sonuca çokta fayda sağlayacak gibi görünmüyor. Toplumun hatıralarında anıları olan, gafil, ahmak, hain sözlerinin tanımlarda yer aldığı, dizlerinde derman, akıllarında izan gücü azalmış kimselerden medet ummaya son verilse. Bakir olarak adlandırılabilecek, siyasi geçmişleri az, milli değerleri ve bilinci yüksek, manevi değerleri dilinde eskitmemiş, sivil toplum kuruluşlarında mesaileri olan, kamuda ki başarılı mesailerine rağmen üst kadrolara yükselmemiş kimselere ulaşılarak yeni bir doğuş, güzel bir son olabilir. Ya da mağazaların sezon sonu kampanyaları gibi yağmalamaların yoğun olacağı hüzünlü bir son.

Tavsiyeye, dünyada milli hareketlerin güç topladığı bir döneme girildiğini de göz önünde bulundurarak, tercih elimizde diyebilir miyiz?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.