Zaman Mefhumu

Zaman kavramı, günümüz toplumunda en değerli olgulardan birisidir. İnsanın mahdut ömrü olduğu düşünülürse, muayyen zaman içerisinde faydalı ve kendimize değer katacak uğraşlarla meşgul olmamız gerekir. Zamanın sınırsız olduğunu düşünerek, yapılması gereken işlerle ilgili erteleme, öteleme durumunu alışkanlık haline getirmemiz hayatımızda istemediğimiz sonuçlarla karşılaşmamıza neden olabilir.

Zaman herkes için eşit olmakla birlikte bu süre içerisinde insanların çalışma prensibi, azmi, potansiyelleri çerçevesinde yapmış oldukları işler oldukça farklılık göstermektedir. 80 yıllık ömrüne çok fazla işler sığdıran; azmiyle, mücadelesiyle mesleki ve özel hayatında farklı kazançlar elde edenler olduğu gibi, herhangi bir etkinlik yapmayan miskin bir hayat yaşayanlar da söz konusudur. Descartes, toplumların ileri veya geri diye ayrılamayacağını, ülkelerin gelişme ve zenginlik farkları yalnızca zamanı iyi kullanarak, planlı ve programlı bir şekilde dinlenmelerinden kaynaklandığını ileri sürmektedir.

Zaman insanlar için aynı şeyleri sunar. Fikri, zihinsel dönüşüme önem verenler gelişimleri için mücadele ederler. Bir gün herkes için yirmi dört saatken, günün sonunda elde edilen kazanımlar oldukça farklılık göstermektedir. Kimileri günün sonunda ömründen geçen zamanı oldukça verimli değerlendirirken, kimileri de hayat sermayesine bir şey katmadan gününü bitirmektedir. Zamanı daha etkili kullanmak için yapacağımız etkinliklerin süresini planlamalı ve buna göre hareket etmeliyiz. Bir iş için gereğinden fazla zaman ayırıp, vaktimizi heba etmemeliyiz. İngiliz devlet memuru Parkinson, zaman yönetimi konusunda oldukça kullanışlı bir yöntemi ortaya çıkarmıştır. Gerçekleştirilecek işlerde ayrılan zamanı oldukça önemseyen Parkinson: “Bir işi bitirmek için ne kadar süreniz var ise o işi bitirmek o kadar zaman alır.” Söylemiyle iş için ayrılması gereken sürenin o işi gerçekleştirme sürecinde etkin rol oynadığını tespit etmiştir. Kaliteli bir iş ortaya çıkarmak için çok fazla zaman ayırmanın fayda sağlamayacağını söylemiş ve iş için ayrılan zaman ne kadar kısa olursa o kadar etkili ve sağlıklı bir işin ortaya çıkacağını savunmuştur.

Zamanın her dakikası, her saniyesi değerlidir. Birkaç saniye birilerinin hayatını kurtarırken, diğerlerinin ölüm nedeni olabilir. Ayrıca iki kişi için müsavi olan zaman, gerçekleşme esnasında kişiler arasında çok fazla göreceli olabilir: Bir senenin değerini anlamak için bir öğrenciye sor.  Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bebek doğuran bir anneye sor. Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir editöre sor. Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor. Bir dakikanın değerini anlamak için, treni kaçıran yolcuya sor. Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor. Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Zamanın değerini, kıymetini farklı sözler, kuramlar çerçevesinde açıklamaya çalıştım. Zaman yönetimi sadece kuramların değil, dinimizin de üzerinde durduğu, önem verdiği bir mevzudur. İnşirah suresinde Hz. Allah şöyle buyurmaktadır: ‘’Gerçekten, her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Boş kaldın mı, hemen başka bir işe koyul ve yalnız Rabbine yalvar.’’ Bulunduğumuz zamana odaklanmamız ve anı yaşamamız herkes tarafından dile getirilen bir husustur. Bu hususla ilgili bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Beş şey gelmeden, beş şeyin kıymetini bilinmeli.” Buyurmuşlardır: İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş vaktin, fakirlikten önce zenginliğin, ölümden önce hayatın kıymetini.

Ölümden önce hayatın kıymetini bilen, bilinçli insanlar olmamız temennisiyle. Sağlıkla kalın.