Yeni Tebaa Bedavacılar

İktidar ortaklık kabul etmez, uzun süreli muktedir olmak için sizi şartsız destekleyecek tebaaya ihtiyaç vardır.

Tebaanın sözlük anlamında bir devletin hükmü altında bulunan kişiler. Tarih terimi olarak tebaa, yönetim altında bulunan insanlar (Uyruk, vatandaş).

Günümüzde mülteci sorunu yeniden gündemin ilk sıralarına geldi, sebepleri içinde kaçak yollarla ülkeye gelmeleri, mültecilerin uyuşturucu içinde olmaları ve sosyal olayların yaşanmasını sayabiliriz.

Fakat işin tartışılmayan bir başka yanı daha var, Türk milletine alternatif kaçak yollarla gelen ve mültecilerden oluşan tebaa yaratmak iddiası.

Türkiye’de kayıtlı geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 24 Mart 2022 tarihi itibarıyla toplam 3 milyon 754 bin 591 kişi olduğu resmi olarak açıklanırken son dönemde kaçak yollarla gelen Afganlı sığınmacıların tam sayısı bilinmiyor rivayetlerde 1,5 milyon rakamları telaffuz ediliyor.

Devletin resmi rakamlarına göre toplam nüfusun %32’si resmi kurumlardan aldıkları yardımlarla geçiniyor.

2021 yılı verilerine göre toplam 27 milyon 189 bin 433 kişi devletten yardım almış. Yardım alanların 5 milyon 903 bin 515 hane sosyal yardımlardan faydalanırken bu hanelerden 2 milyon 476 bin 457’si düzenli yardım, 5 milyon 276 bin 998’i süreli yardım, 1 milyon 849 bin 940 hane ise hem düzenli hem de süreli yardımlardan faydalanmış.

Yaklaşık 5 milyon ailenin günlük yaşamı iktidarın vereceği sosyal yardıma bağlı olursa bunun adı ne olabilir?

Beş milyon hanede kaç kişi oy kullanıyordur?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun son açıklamasına göre 3 milyon 768 bin Suriyeli var Türkiye’de, bunlardan oy kullanabilecek kişi sayısı 113 bin 654. Ülkemizde ne kadar sığınmacı veya kaçak gelen var net olarak sanırım bilinmiyor ama resmi açıklamalar bu yukarıda yazdığım gibi.

Türk devlet yapısında yardım elbette vardır ama yardımlardan tebaa oluşturmak hiç olmamıştı.

Kayıtlı 3,7 milyon olmak üzere en az 5,3 milyon Suriyeli vardır. Afgan, Iraklı, İranlı, Afrikalılar ile birlikte Türkiye’de 8 milyon sığınmacı ve kaçak olduğu basına yansımıştı.

Bilinçli veya bilinçsiz yönlendirilen göç süreci ülkemizin demografik yapısını değiştirmedi ama zorlamaya başladı bazı illerimizde.

Bir tarafta aylık yaşamı devlete bağlı beş milyon hane diğer tarafta sayısı belli olmayan sığınmacı milyonlar, böyle bir yapıda seçimlerin adaletli olması mümkün olabilir mi?

Muhalefet kazandığı belediyelerle bu yapıları kendi tarafına çekmeye çalışıyor ama yaklaşık 20 milyon insanın yükü toplam nüfusun sırtında artmaya devam ediyor.

Kimse kimsenin yükünü çekmek zorunda değil ama midesinden ve cebinden günlük devlete bağlı olanların tercihi devleti yönetenler olmayacakta muhalefet mi olacak?

(Yazının devamı için linke bağlanınız…)