Yanılmışım

Hayat öğrendiklerimiz kadar yanıldıklarımızla da bizlere ders veriyor. Yeter ki yanılgılarımızla yüzleşecek cesareti gösterelim.

Geride bıraktığımız seçim sürecinden sonra kendi yanılgılarımı sizlerle paylaşmak istedim. Belki yanılgılarımızda bir ortaklık kurarız; kim bilir?

***

Sosyal medya bir nevi aynı görüşten insanların toplaştığı bir kahvehane gibiymiş. Bir süre sonra o kahvehaneyi, kahvehanede konuşulanları mutlak gerçek olarak algılıyormuşum. Herkesin o kahvehanedekilerle aynı sevinci, öfkeyi, umudu ve beklentileri paylaştığını düşünmüşüm.

Yanılmışım

Ekonominin en temel oy verme motivasyonu olduğunu savunuyordum. Artan gıda fiyatları, zamlanan kiralar, eriyen maaşlar, işsizlik ve fazla çalışma saati gibi sorunları herkesin dert ettiğini sanmışım.

Yanılmışım

Adalet, özgürlük, liyakat gibi kavramların herkesçe savunulduğunu, herkesin bu değerler için mücadele edebileceğini düşünmüştüm.

Yanılmışım

Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele etme vaadi ile gelen bir iktidarın, yıllar içinde elde ettiği güç ile birlikte üç iddiasından da uzaklaştığı konusunda herkesin mutabık olduğunu düşünmüştüm. Yanılmışım

İster dindar olsun, ister seküler olsun, bir başkasının özgürlük alanını kısıtlamadığı sürece kendi yaşam tarzını yaşama ve yaşatmasının temel bir hak olduğu konusunda herkesin istekli olduğunu düşünmüştüm.

Yanılmışım

Kameralar önünde “vatan, ezan, millet, bayrak” diyenlerin kameralar ardında ihale ihale dolaşırken sayıp sövdüğü insanlarla “iş” yapmasına herkesin kızdığını sanmıştım.

Yanılmışım

Sağlam bir evde oturmanın, iyi bir yaşam standardında mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmenin herkesçe arzulandığını düşünmüştüm.

Yanılmışım

Bir türlü dikiş tutturulamayan, her bakan değişiminde alt üst edilen eğitim sisteminin geleceğimize vurulmuş bir balta olduğu konusunda herkesin hem fikir olduğunu düşünmüştüm

Yanılmışım

Çiftçilerin artan mazot fiyatlarından, tohum fiyatlarından, borçlardan çıkmaza girdiğini düşünüyordum.

Yanılmışım

Statükoya karşı mücadele sloganı ile yola çıkan iktidar partisinin kendi statükosunu yaratıp her türlü değişimi tehdit olarak algılamasından, agresif reaksiyonlar vermesinden, kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirip baskılamasından kendi tabanının da rahatsızlık duyduğunu savunmuştum.

Yanılmışım

Kısacası sevgili Mevzuhaber okurları, bu kadar yanılgı içine düşmüş bir adamdan bir daha da politik yazı okumak istemezsiniz diye düşündüm. (Muhtemelen bunda yanılmam)

O yüzden bundan sonra bu köşede bazen öykülerimden kısa bir bölüm, bazen sinema dünyasından gelişmeler, bazen hayatın anlamı/anlamsızlığı üzerine ahkam kesen yazılar okuyacaksınız.

Yanılgılarımızla, bildiklerimizle, sevgimiz ve öfkemizle kader planının müsaadesi ölçüsünde yaşamaya devam edeceğiz.

Mutluluk mücadeleniz daim olsun.