Tokaç’ı Bilir misiniz ?

Değerli dostlar köylerde akarsu ya da çeşme başlarında çamaşır yıkandığı dönemler, çamaşırın kirini çıkarmak için bir nevi çitileme görevi yapan tokaçlar vardı. Tokaç; beşe on kalas ölçülerine benzeyen, tutacak tarafı ele oturması için yuvarlatılmış bir tahta parçasıdır.

Çamaşır o zamanlar bildiğimiz beyaz sabunla yıkanırdı ve kirinin çıkması için üst üste konulduktan sonra tokaçla sertçe vurularak temizlenmesi sağlanırdı. Tokaçlanmayan çamaşır temiz olmazdı. Tokaçlanarak yıkanıp tertemiz olan, saf sabun kokusu ile giyilen kıyafetler ya da yorganların kokusu burnunuza gelmiştir.

İnsan da çamaşır gibi sanki insana yakışan değerleri kaybedince kirlenen çamaşır gibi bir hal alıyor. Fakat bunu anlamak için de önce “temiz nedir?” farkında olmak gerekiyor. Yani kiri görebilmek için temiz olmak, temizliğin ne olduğunu biliyor olmak gerek. Kirli olmak kolaydır. Hiçbir kir üzerinizde görünmez. Daha doğrusu dikkat çekmez. İstediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Kimsenin de umurunda olmaz. Kiri götürür hale gelir belli bir zaman sonra insanın hem vücudu hem karakteri.

Temiz insan ise her lafı sözü kaldıramaz. Bu bile yeterlidir temizliğini koruması için ama tek başına yeterli değildir bunlar. Bazen şunu düşünürüz; “Şu adam veya kadın şunları yaptı. Hiç lafı sözü olmadı. Onun yapığını biz yapsak bizi tefe koyarlardı.” Bu düşüncelerle etrafımızı gözlemlediğimiz durumlarımız çok olmuştur. Bunu söylediğiniz zamanlar sizlerden söyleyeceğim şeyi yapmanızı rica ediyorum. Elinize iki adet bardak, sulu boya ve fırça alın. Bardağın her ikisine de su doldurun ve sadece birine sulu boyanın her rengine fırçanızı batırarak suyun içerisinde temizleyin fırçanızı. Her fırça ve boya değişimi sonrası o bardaktaki su koyulaşacak. Belli bir süreden sonra göreceksiniz ki, boya koyu renk almış ve renk değiştirmiyor. Belli bir koyuluğa ulaştıktan sonra diğer temiz olan suya ise sadece bir kez fırçayı batırsanız hemen gözle görünür hale gelir renk değişimi.

İşte insan da böyledir. Hani dedik ya bazen kimilerinin yaptığı hiç göze batmaz ama bizim yaptığımız hemen göze görünür diye. İşte bunu düşünen insanlar o temiz su gibidir kiri ya da değişikliği hemen belli eder ve göze görünür hale gelir onda ki değişiklik. Yaptığı hiçbir yanlış insanların gözüne görünmeyen insanlar ise o artık rengi koyulaşmış su gibidir. Onlar her şeyi kaldırabilir, her kiri götürebilirler.

Eğer ki insanlığın çoğu da böyle kirlenmeye başlamış ise alemleri var eden de, ilk başta bahsettiğimiz tokaçlama ile yarattığı dünyayı temizler. İnsan bunu anlamaz ve adına virüs der, kıtlık der, deprem der, iklimler değişti der, dünyanın düzeninden şikayet eder. Savaşlardan bahsedip kendi kapısını çalmadığı sürece kör olur, sağır olur, bilmez olur, kendi gibi düşünmeyeni, kendi gibi inanmayanı yok etmek istedikçe tokaçlanır ama bir türlü bunun farkına varamaz. Varamadıkça daha da hırçınlaşır. O hırçınlaştıkça yeni yeni temizleme uygulamalarına tabi tutulur. Mutlaka bir gün gelir ve anlar neden tokaçlandığını ama geç ama erken.