Teknoloji Nimeti

Selam olsun siz satır dostlarıma. Ne de güzel olmuş, iyi ki olmuş, çok ta, pek te güzel olmuş teknolojinin gelişmesi. Eski zamanlarda gülüp, eğlenmek, moral toplamak için çaba harcamamız gereken programlar yapmak zorunda kalırdık. Ülkeyi kurtarmak, hükümet kurmak için kahvehaneler başta olmak üzere çeşitli mekânlarda toplanmamız gerekirdi. Olmazsa olmazımız iftira, gıybet muhabbetleri de yine emek isteyen, çaba gerektiren işlerdi. Bilgiç olduğumuzu göstermek ise sohbet ortamlarındaki baskınlığımıza bağlıydı.

Çok şükür teknoloji gelişti de bir sürü zahmetten kurtulduk. Oturduğumuz yerden herhangi bir sosyal paylaşım ağına girmemiz yeterli. Gıybet, iftira, yalan, şov, bilgiçlik gibi sayısız ihtiyacımızı karşılamamız için parmaklarımız yeterli oluyor.

Gelişmiş ülkeler diyerek tanımladığımız ülkelerde insanlar seçim günü oylarını sessizce kullanıp yaşamlarına devam ederken, rakipler birbirlerine rekabetin, eleştirinin üzerine çıkmayan eylem ve söylemlerle kampanya yürütürken bizler kullanacak malzeme için rakiplerimizin ana rahminden hayata gözlerini açtığı gün itibariyle başlıyoruz araştırmaya.

“İnsan hata yapar, insan yanlış yaparlar”ı unutup bir yanlışı bin hakarete dönüştürüyoruz. Zaman; hızla geçen gerçeklik. Çok kısa süre sonra seçim gündemimiz ortadan kalkacak. Fakat acaba bizlerden neler götürecek, neler yitirmemize neden olacak?

Halk tarafından 100.000 oy ile aday gösterilmesi gereken aday adayları için mesai çileye, endişeye dönmüşken nasıl seçilebilecekleri, es kaza seçildiklerinde gerekli kadroları nasıl oluşturacakları sorusunun cevabını kendi çabalarımla veremedim.

Net olan gerçeklik seçim Kemal Kılıçdaroğlu ile Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanacak. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kampanya ekibini yürekten tebrik ediyorum. Sosyal paylaşım ağlarında göze çarpan bir bardak çay, bir dosya, beyaz gömlek ve arka fonda her birimizin evinden yaşantısından bir parçanın olduğu kare mükemmel diyebiliriz. Doğal bir ortamda sade, sakin, öz anlatım dinlenilebilir düzeyde. Bir başka videoda sakal tıraşı sahnesinin abartı olması da ayrı bir detay.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun merhum Sinan Ateş’in eşiyle görüşmesi de dikkat çeken ve beğenilen davranışlar arasında yer aldı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın değer verdiği ve kampanya işlerini teslim ettiği merhum Erol Olçok’un başarısını sürdürebilir bir kadro bulunmaması hem merhum Olçok’un başarısını hem de yokluğunun eksikliği bilinen veya bilinmeyen sayısız şekilde kendisini gösteriyor.

Geçtiğimiz haftalarda beklenmeyen çıkışlarıyla beğeni toplayan eğitimci olan Muharrem İnce ise son günlerde topluma şok etkisi yaratan tavırlar sergiliyor. Eğitimci vasıflarına uymayan sert, kavgacı, hakaretamiz hal, hareket ve söylemleri güncel siyasetçi portresine de uymuyor.

Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’ın gayretleri de gözlerden kaçmıyor. Organizasyon ve kampanyalarında birçok eksiklik olduğu aşikâr. Bu samimi gayret bugün değilse dahi ileride bir şekilde karşılık görecektir.

Fatih Erbakan’ın ilk süreçte acemice denilerek tanımlanan ittifak görüşmelerinin esasında derin ve profesyonel olduğunu düşünenler arasında kendimi de sayıyorum.

Recep Tayyip Erdoğan’ın rahatlığı birçok tarafı rahatsız ediyor ve yine birçok tarafın da kafasının karışmasına neden oluyor. Fakat daha önce de çok kez ifade ettiğim gibi Erdoğan’ın hem aday kadrosunda hem yakın mesai kadrosunda ciddi revize gerektiği ortada.

Gündemcikler arasında diploma konusu beklendiği gibi yerini aldı. Hiçbir ehemmiyeti olmayan bu konu dikkat dağıtmaktan, dillendiren kimselerin tepki almasına neden olmaktan öte gitmiyor. Sosyal ağlar diploma emsalleriyle doldu taştı. Diploma gündemi her oluştuğunda bir söz geliyor aklıma “Kedi yapacak iş bulamazsa yavrusuyla oynar.”

Deprem bölgesi temel atma programları da az önceki emsalde olduğu gibi karma karışık hale geldi. Temsili temel atma töreni olarak tanımlanan törenlerin görüntüleri komik halde ve eleştiri yığınlarıyla paylaşılırken öte yandan bölgede başlayan inşaat çalışmaları görüntüleri cevap niteliğini taşıyor.

İkinci tura kalma olasılığını görmediğim genel seçimlerde meclis tablosunu görebilmek adına adayların listesini görmek şart. Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP lehine yapılan ve sosyal ağlarda paylaşılan sözde röportajlar, sözde anketler içler acısı. Bir mikrofon edinen ve sokaklara dökülen yaptığı işle eğitimi arasında uçurum bulunan kimseler yarar değil zarar veriyor. Doğu ilerimizin birinde olduğu açık röportajda vatandaşlar Kılıçdaroğlu ve CHP yanıtını veriyor fakat detay ilginç. Biz HDP’li olduğumuz için diyor.

Kılıçdaroğlu milli ve manevi hassasiyetleri olan kesime hitap etmekte zorlanacak gibi. Sonu gelmeyen gerçekte var olmayan etnik sorunlar ise girdabın bir başka çıkmazı.

Seçimler sonunda Ümit Özdağ İçişleri Bakanı, Muharrem İnce Milli Eğitim Bakanı, Sinan Oğan Kültür Bakanı olur mu bilemem, ancak her çaba her emek elbet karşılık bulacaktır.