Pervaneler Gıcırdarken

Çukurova’ya yaz geldi… Beyaz atletli dayılar sokak aralarında volta atmaya başladı. Güneşe ateşlenmek üzere silahlar temizlenip beyaz mendile sarıldı. Kumaş pantolonlar dize kadar çemrenip “nem çok nem” muhabbetleri dönmeye başladı. Büyük tepsiye dilimlenen karpuzlar şalvarlı teyzelerin tombul avuçları arasında servis edilmeye başlandı. Yaşlı amcalar enselerine havlularını yerleştirip yumurta topuk kundurularının ökçesine basıp ölümü beklemeye koyuldular. Çocuklar şehrin güzide süs havuzlarında serinlemeye başladılar. Öğle vakitlerinde, vahşi batı filmlerindeki kovboyların düellosu öncesi sessizliğe gömülen kasaba gibi koca şehir sessizliğe gömülürken, anlamlı görünen ne varsa anlamını yitiriyor. Zaman genleştikçe genleşiyor, terlemiş alınlara konan sinekler de olmasa hareket eden bir canlı görülmeyecek neredeyse…

Bakkal Tahsin, tepesinde dönen pervane serinliğinde yarı uykulu yarı ayık öğle haberlerine bakıyor donuk gözlerle.  Pandemi, işsizlik, kapanma, mafya, siyaset, zam, seçim temalı haberler peşi sıra bakkalın içinde yankılanıyor… Pervane gıcırdıyor, Tahsin pervanenin gıcırtısına bir çözüm düşünüyor ama sonra üşenip vazgeçiyor… Haberler bitiyor, Tahsin kanal değiştiriyor. Kocasını kayını ile aldattıktan sonra kuzeni ile kaçan Emine P’ nin hikayesine bakıyor. Bakkala giren herkese olayı özetliyor, hayıflanmasına ortak ararcasına iştahla anlatıyor Emine P.’nin ibretlik hikayesini.

Nihayet akşam oluyor, kızgın asfalt bir parça serinliyor; en azından ayak tabanlarına alev saçmıyor. Sandalyesini kapan kapısının önünde yerini alıyor. Mustafa Dayı radyosunu her zamanki gibi akşam ajansının frekansına ayarlarken dilini dışarı çıkarıp suratını buruşturuyor ve mahalleli onun o haline her seferinde gülüyor. Akşam ajansı başlayınca Mustafa Dayı’nın az önceki çocuksu halinden eser kalmıyor. Bastonunu başına destek yapıp dikkatle haberleri dinliyor. Pandemi, işsizlik, kapanma, mafya, siyaset, zam, seçim temalı haberler peşi sıra Mustafa Dayı’nın az işiten kulaklarında yankılanıyor. Aklına ilaçlarını almayı unuttuğu gelince kafasını bastonundan kaldırıp eve doğru yöneliyor.

Mahallenin tek üniversite mezunu Pelin, CV doldurmaktan ve iş bulma sitelerinden arta kalan vakitlerinde sosyal medyada Pandemi, işsizlik, kapanma, mafya, siyaset, zam, seçim haberlerine bakıyor. Sonra İnstagram’da bedava makyaj seti kazanmak için üç arkadaşını etiketleyip hikayeler arasında sörf yaparken, sıkılıp o da eve doğru yöneliyor.

Çukurova’ya yaz geldi… Beyaz atletli dayılar sokak aralarında volta atmaya başladı. Buralarda zaman genleşmeye, pervaneler gıcırdamaya başladı. Haberlere bakılırsa Ankara bu yaz Çukurova’yı aratmayacak. Hiç şüphesiz Ankara’da da alın terine sinekler konacak, pervaneler gıcırdayacak, koca şehir düello öncesi sessizliğe gömülecek…