Özlem’ce; İmajinasyon

Hayal etmek ne demek? Kaçınız hayal kurmayı çok seviyor? Kaçınız ise artık hayal kurmaktan vazgeçti? Gerçekleşmesini talep ettiğiniz, özlediğiniz şeyleri imajine etmek bazılarımızın hayat tarzı iken, bazılarımız da bu konuda oldukça zorlandıklarını ifade ediyorlar. Aradaki fark nereden geliyor? Ne zeka, ne kapasite, ne fiziksel özellikler ne de bulunduğu kariyer etkili değildir. Etkili olan şey, kişinin kendini tanıması, olaylara bakış açısı, yaradana teslimiyet ve deneyimdir.

Geçmiş hayatınızı bebekliğinizden itibaren gözünüzün önünden geçirin. Ne kadar çok hayal kurardık değil mi? Olmasını istediğimiz her şeyin önce rüyasını görürdük. Sonra masallarımızda cümle içinde kullanırdık. Sonra bir bakardık olmuş. Sonra zaman geçtikçe bize hayal kurmanın, olmayan bir şeyleri ısrarla istemenin ayıp olduğu, gereksiz olduğu, boşa zaman kaybetme olduğu öğretildi. Ve biz bir daha hayal kuramaz olduk. Oysa çok masumdu, çok enerji doluydu, çok keyifliydi, çok gerçekçiydi ve en önemlisi çok yaratıcıydı. Bazılarımız hala bu enerjideyiz. Dış etkenler ne olursa olsun bir şeyleri değiştirme, dönüştürme yeteneğimizin farkındayız imajine ederek. Burada deneyim de önemli bir faktördür. Olmasını istediğiniz herhangi bir olayı hayal edersiniz, düşlersiniz, çok istersiniz. Devamında aynı enerjide kalamazsanız, yani vazgeçerseniz veya o düşlediğinize hakkınız olmadığını, buna layık olmadığınızın enerjisine varırsanız işte orada yaratımınızı durdurursunuz. Bu böyle birkaç kere yaşanırsa da hayal kurmaktan vazgeçersiniz. Çünkü ne isterseniz isteyin, ne seçerseniz seçin olmuyordur ve olmayacaktır.

Olaylara koyduğunuz bakış açısı, sonucu belirler sevgili Can’lar. Tamamen yargısız kalırsanız, olayın sonucunun iyi, kötü, olumlu, olumsuz olacağı ile ilgili bir beklenti içinde olmazsanız, yaratım gücünüzün maksimum olacağından hiç kuşkunuz olmasın. Herhangi bir olay gerçekleştiğinde lütfen dışardan bir kişi gibi bakmaya çalışın hayatınıza. Hiçbir başlık eklemeyin yaşananlara. Öncelikle kendinizi onurlandırmaktır bu. Seçimlerinizi, hayal ettiklerinizi onurlandırın yargılamayarak. Seçtim olmadı veya ben bunu seçmemiştim demeyin. Olanı kabule geçin ve olmasını imajine ettiğiniz şeylerin her biri için bir bilinç tohumu ektiğinizi unutmayın. Nasıl siz bir bitki ektiğinizde her saniye onu düşünmezsiniz, sürekli bakıp büyüdü mü gelişmeye başladı mı diye kontrol etmezsiniz işte yaptığınız seçimleriniz için de aynısını yapın. Sadece su gerekliyse sulayın tohumlarınızı. Bunu bilinç için nasıl yapacağız? Enerjinizden uzaklaşmayın, birilerinin düşüncelerinden etkilenmeyin. Seçimlerinizin nedenlerinin farkında olun. Vazgeçmeyin hayallerinizden. O ne dedi, bu nasıl karşılar acaba diye düşünmeden gerçekten kendiniz olmanıza izin verin. Her şeyin bir zamanı vardır. Kimi anda gerçekleşirken, kimi için de belli bir süre vardır. Bu süre içinde olmayacağına karar verirseniz işte oluşturma enerjisini kesersiniz. Ve olmaz. Bu da başkalarını haklı gösterir size. Tam da burada vazgeçersiniz hayal kurmaktan ve yaratım enerjinizden.

Şimdi hep birlikte hayal kurmaya başlamaya ne dersiniz? Şimdiye kadar düşünmekten bile çekindiğiniz her şey ile ilgili olabilir. Hiçbir sınır yok. Süre yok. Acaba yok. Her şeyin en güzeline, en kıymetlisine, en muhteşemine sahip olabilecek kadar mucize ötesi olduğunuzu bilerek ve bu enerjiye uyumlanarak başlayın hayal kurmaya. Kendiniz için, aileniz için, arkadaşlarınız için, tüm sevdikleriniz için, şehriniz için, ülkemiz için, dünyamız için, tüm evren için kurun hayallerinizi. Nasıl bir Dünya’da yaşamayı seçtiğinizi düşünün. Nasıl yaşasaydınız mutlu olurdunuz? Nasıl bir ev, nasıl bir iş, nasıl bir araba, nasıl bir ilişki, nasıl bir aile, nasıl bir dış görünüş sizleri hafif hissettirirdi, bir düşünün bakalım. Tüm bunları olmuş, şu an zaten öyleymiş gibi, beş duyunuzla hissederek hayal edin. Hepsi sizin ve bütünün hayrına gerçekleşecek emin olun. Şüphe enerjisinden tamamen uzaklaşın ve yapın. Oldu bile Can’lar. Şükürler olsun.

Bir gün bir yerde yüz yüze de görüşebilmeyi seçiyorum. Takipte kalın, hoşça kalın.