Listelerde ki Detaylar

Selam olsun siz dostlara. Seçim sürecine girmemizle birlikte düşüncelerimi siz satır dostlarımla paylaşmaya çalıştım. Milletvekili aday listelerinin açıklanmasının ardından partilerin aldığı olumlu veya olumsuz tepkiler özellikle sosyal paylaşım ağlarının gündemi oldu.

Listeleri bilinçli şekilde incelemek önemli. Bu sayede siyasi partilerin iktidara gelme arzusunu, liderlerin teşkilat üyelerinin ve seçmenlerin isteklerine duyarlılıklarını daha net görebiliriz.

Açıklanan listeler sonrası Ak Partinin en az tepki alan parti olduğunu ifade etmiştim. Bunun birçok nedeni var elbette. Fakat Ak Parti listelerindeki detaylar önümüzdeki sürecin net habercisi.

2005 yılında özerk bölge olarak anayasal düzenle kurulan, başkenti Erbil olan Türkiye ile kara sınırı bulunan Kürdistan Özerk Devlet mührü sınırdan geçiş yapan onlarca Türk vatandaşının pasaportunda mevcut. Aynı sınırı görevi sebebiyle kullanan örneğin MTA personellerinin resmi görev pasaportlarında da bu mühür görülür. Yani Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının topyekün halkın desteğiyle verdikleri mücadelenin başarıya ulaşmasıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarının bütünlüğünü zedeleyen söylemlere sahip Kürdistan ifadesiyle bilinen siyasi oluşumların, yine Atatürk’ün kurucusu olduğu partide karşılık bulması halk tarafından kabul görmemektedir. Batı Kürdistan olarak Suriye ve Doğu Kürdistan olarak İran’ı ve ayrıca Türkiye’nin bir bölümünü de içine alan esasen vaad edilmiş topraklar gerçeğini ise topluma anlatan bir siyasi irade yok. Aynı şekilde inançları suiistimal eden veya farklı amaçlara hizmet eden locaların, medreselerin kapatılması mücadelesini veren, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini hazırlatan Atatürk ve arkadaşlarının manevi hassasiyetlerinin, kurucusu oldukları siyasi oluşumda bugün karşılık bulmaması da halkın kabul etmediği gerçekler arasında.

Yaşadığımız acı felaket döneminde deprem bölgesine giden kimi vekillere halk “bugüne kadar neredeydiniz?” şeklinde tepkiler vermiş ve bölgeden kovmuştu. Yani demem o ki Türkiye’nin batı bölgesinde, büyük şehirlerde veya Avrupa’da yaşayan ancak doğu illerinden vekil olan kimselere ve siyasi partilere halkın verdiği tepkiyi verememek büyük sorun olarak kendisini gösteriyor.

Ak Parti’nin yaptığı ittifakları ise konuya ve bölgelere uzak kimselerin idrak etmediği de açık. Hüda-Par ittifakın içinde yer alarak bölgede oy oranı ötesinde son derece önemli bir etken oldu. Bu gerçeği ifade etmekten mi kaçınılıyor yoksa ekranları gasp eden sözde uzmanlar konuya çok mu uzak anlamak mümkün değil.

Aldığım bilgiye göre Recep Tayyip Erdoğan’ın iki vekil oranına sahip küçük bir ilimizin listesini bizzat yapması listelerdeki hassasiyetini teyit ediyor.

İttifaklardaki hedeflerin tam olarak anlaşılamamış olmasının yanında Ak Parti’nin listelerindeki detaylar ise gözden kaçanlar arasında diyebiliriz. Örneğin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da yakından tanıdığı bir ismin Ak Parti’den liste başı olarak yazılması o ismin etkin olduğu yurt genelindeki takriben beş milyonluk seçmeni etkileyecektir. Bu gibi detayların yanı sıra özellikle büyükşehirlerde listelerin bazı etkilerin altında hazırlandığı da farklı bir gerçeklik.

Tüm risklere rağmen her alanda olduğu gibi milletvekili adayları listesinde de Recep Tayyip Erdoğan’ın en önemli özellikleri arasında yer alan vefa duygusu kendisini gösterdi. Listelerde Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarının çocuklarının varlığı somut olarak görülmekte.

Son zamanlar da gündeme gelen ve sosyal paylaşım ağlarında kendisini gösteren isimlerin etki alanı ise sabitliğini koruyor. Var olan ortaklıklarının bozulması sebebiyle veryansın eden kimi isimler yurt dışında olmanın rahatlığıyla aslında kendilerinin de içinde oldukları hukuksuzlukları haykırıyor. Burada dikkatimi çeken iki husus var. Birincisi bu isimler mümkün olduğunca Recep Tayyip Erdoğan’a karşı söylemelerine dikkat ediyor, ikincisi ise açıklamalarda adı geçenlerin sokak gezilerine baktığımızda popülaritelerini korudukları görülüyor. Yani sosyal paylaşım dünyası geçmiş zamanın kahvehanelerinden öte geçmiyor. Aslında açıklamalarda görünen en önemli esas ise düşüncemi teyit ediyor. Liderleri başarılı veya başarısız kılacak olan şey etraflarında belirledikleri kadrolarında yer verdikleri isimler oluyor.

Seçim kampanyalarında ise alışılageldiği üzere sen şunu yaptın, ben bunu yaptım şeklindeki nafile söylemlerin ağır bastığı açık.

Asıl seçim çalışmaları şimdi başlıyor. Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte şu zamana kadar sönük geçen programlarda hem halk hem de siyasilerde olması gereken heyecan yerini alacak mı göreceğiz.