Korkma!

İstiklal Marşı, “Korkma!” ile başlayan bir milletiz,

Ne olduğunu bir türlü anlayamadığımız bir süreç yaşıyoruz. Korona belası başımıza musallat edilmeden önce sanki ölümsüzlük iksiri içmiştik de bu hastalıkla birlikte ölümlü hale gelmişiz gibi davranıyoruz. Teşbih de hata olmazmış “Parası olan pazardan, imanı olan mezardan korkmaz.” Derler. Bir gün öleceğimi biliyorum. Bunun için korkmama ve mevcut yaşam kalitemi kendi elimle düşürmeye ve dünyayı kendime dar etmeye hiç niyetim yok.

Virüs zincir mağaza çalışanına dokunmuyor, mahalle esnafını çarpıyor. Yetkililer bir yıl önce kullanılmasını uygun gördüğü ilaçların kullanımını durduruyor. Marketlerde kişisel bakım ürünlerinin satışı yasaklanıyor. Ne şartlarda üretildiği belli olmayan maskeleri kullanmayanlara cezalar kesiliyor. Kısıtlama ile seyahat edemiyor ama köprü ve otoyollardan ücretsiz geçebiliyoruz. Bir başka il de yaşayan annemizi doktora götürmek için seyahat izini istiyoruz. Yetkili makamlar o ilde ki doktordan ıslak imzalı randevu belge ile başvurmamı söyleyerek, başvurumy ret ediyorlar. Bu hasta olan ebevenyler tek başlarına o belgeyi alabilecek durumda olsalar, belge için değil direk muayene için giderler o doktora oysa ki. Ne evladına nede başkasına gerek duymazlar elbette. Üniversitelerimiz kapalı, okullarımız kapalı, çocuklarımız yürümeyi unuttular, yaşlılarımız evde oturmaktan kasları eridi takattan düştüler.

Bizim bilmediğimiz bir durum mu var Allah aşkına? Bilen var ise ben ve benim gibi aklında binlerce soru işareti olanları aydınlatsın.

Aşağıda TÜİK verilerinin olduğu ölüm istatistiklerini paylaşmak istiyorum ve linkini de bırakıyorum kaynak isteyen girsin baksın.

Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri, 2019

Türkiye’de 2019 yılında ölen kişi sayısı 435 bin 941 oldu

Ölüm sayısı 2018 yılında 426 bin 449 iken 2019 yılında 435 bin 941 kişi oldu. Ölenlerin %54,6’sını erkekler, %45,4’ünü kadınlar oluşturdu.

Kaba ölüm hızı binde 5,3 oldu

Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı, 2018 yılında binde 5,2 iken 2019 yılında binde 5,3 oldu. Diğer bir ifade ile 2019 yılında bin kişi başına 5,3 ölüm düştü.

https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Olum-ve-Olum-Nedeni-Istatistikleri-2019-33710#:~:text=T%C3%9C%C4%B0K%20Kurumsal&text=%C3%96l%C3%BCm%20say%C4%B1s%C4%B1%202018%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20426,%2C4’%C3%BCn%C3%BC%20kad%C4%B1nlar%20olu%C5%9Fturdu.

2019 yılında 435941 kişi kaybetmişiz bu verilere göre ve ortalama günlük 1210 kişi vefat etmiş ülkemizde. O dönemlerde herhangi bir bakan çıkıp  günlük 1210 kişiyi kaybettik deseydi eğer ne olurdu hiç düşündünüz mü? Evet hastalığı inkar etmiyoruz tabi ki ama uygulanan tedbirleri de gözden geçirme zaruriyetinin olduğu su götürmez şekilde ortada. Bu ülkenin hıfzıssıhha kurumu aşı üretim merkezinin tekrar açılıp işler hale getirilmesi hem ülke ekonomisi adına hem de aşı da dışa bağımlılığın önüne geçecek faaliyetlerin başında gelmektedir.

Yukarıda bahsettiğim gibi İstiklal marşı “Korkma!” ile başlayan bir milletiz. Korkunun nelere yol açacağının deneyini yapan İbn-i Sina’nın yaşadığı dönemde yaptığı bir deney ile bütün insanlığa göstermiş.

İbn-i Sina bir deney yapar. İki kuzuyu iki ayrı kafese koyar. Kuzular aynı yaşta, aynı kiloda aynı cinstir ve aynı yemlerle beslenir. Tüm şartlar eşittir, ancak yan kafeste de bir kurt vardır ve kurdu sadece kuzulardan biri görebilmektedir.

Aylar sonra kurdu gören kuzu huzursuz, zayıf ve çelimsiz olduğundan ölür. Kurt kuzuya hiçbir şey yapmamasına rağmen kuzu yaşadığı korku ve stres yüzünden ölmüştür. Kurdu görmeyen diğer kuzuysa oldukça huzurlu olduğundan besili ve kiloludur.

Bu deneyde İbn-i Sina zihinsel etkinin sağlık ve bünye üzerindeki olumlu ve olumsuz etkisini deney yöntemi ile araştırmıştır. Elde ettiği verileri paylaşarak da bilim dünyasına güzel etkileri sağlamıştır. Gereksiz korku, endişe, kaygı ve stresin insan bünyesine verdiği zararı hiçbir şey veremez.