Kıvrıkoğlu ile Başbaşa Gündem

Özel söyleşimizin 1 bölümünde;

Bildiğimizi sandığımız birçok konuyu dinlediğimizde zaman zaman yanılmış olduğumuz gerçeğini göreceğiz kendi içimizde.
İrtica başlığıyla ön plana çıkan söylemlerin gerçek boyutunu, Eğitimin önemini, Uluslararası sorunların büyütülmeden çözümlenebileceğini, Devlet menfaatlerinin korunması hassasiyetini, İnsana yapılan yatırımın büyük kazanç olduğu mantığını, kendi içerimizde ki cevherlere imkân verilmesi halinde büyük başarılar ortaya çıktığını, Lider olmanın olayları geniş açılardan muhakeme etmeyi gerektirdiği bakış açısını bizlerle paylaştı Sayın Kıvrıkoğlu.

Özel söyleşimizin 2 bölümünde ise günümüzde yaşadığımız olayların tarihi bağlar ile bakıldığında tekerrür olduğunu ifade etti. Tarihi bağların iyi bilinmesi ve değerlendirilmesinin geleceğe ışık olacağından bahisle;

AKDENİZ DE YAŞANANLAR İLK DEĞİL

– Bugün yaşadığımız Akdeniz gerginliği ilk değildir. Benim görev süremde Kıbrıs Rum kesimi Norveç bandıralı bir gemiyle sondaj ve arama yapmak için anlaşmıştı. Gemi Akdeniz’e geldiğinde “geminin bölgeyi terk etmesi için tarafımızdan savaş gemisi gönderilince, ilgili gemi bölgeyi sorunsuzca terk etti. Ülkelerin kara – hava – deniz sınırları vardır. Bu sınırların nasıl belirlendiği ve konduğunu, koşul ve kurallarını bilmek, bu sınırları özellikle diğer devletlere ya da oluşturulmuş birliklere beyan etmek, hatalı beyanlara müdahale etmek devlet olarak önemli sorumluluklarımızdandır.

S400 BAŞARILI VE DOĞRU BİR KARAR

– S 400 konusunda çok doğru, çok istikrarlı bir strateji izlenmiştir. Evet, ne yazık ki ülkemizin hava savunma alanında bir boşluğu bulunmaktaydı. ABD’ den alınmış olan teknolojisi ve etkinliği eskimiş hava savunma sistemlerimiz günümüz koşullarına göre yetersizdi. S- 400’ ler ülkemizin orta ve yüksek hava savunma ihtiyacını en iyi şekilde karşılayacak kapasitededir. İlk görev başlangıcı hava savunma üssünde olan bir kişi olarak bizzat tecrübe ve bilgim olan bu konuda daha fazla yapılacak yorum yok.

YARIM KALAN ŞEYLERİ TAMAMLAMA GAYRETİ

– Ortadoğu handikabı uzun yıllardır sürmekte, yarım kalan bir 36 paralel yapılanması var. Bölgede çok kısa sürede birçok yapı ortaya çıkmış, yine aynı şekilde kısa sürede yok olmuş, etkisiz kalmıştır. Günümüz koşullarında da devlet olma iradesi, millet olma bütünlüğü ve tarihsel alt yapısı bir kez daha Türkiye’nin önemi ve varlığını, ağırlığını somut olarak göstermiştir. Suriye sınırımızda ki tampon bölge politikamız son derece yerinde ve gerekli bir politikadır. En az S 400 konusu kadar ciddiyetle ele alınmalı, taviz verilmemelidir.

YERLİ VE MİLLİ OLMANIN ANLAMI

– Tüm hayatım boyunca yolsuzlukların, usulsüzlüklerin, irticai faaliyetlerin karşısında oldum. Disiplin, plan ve program, sorumluluk anlayışı ile devlet ve millet menfaatini öncelikli tutarak görev yapmaya gayret ettim. Böyle olunmasını da teşvik ettim. Tasarruf tedbirleri anlamında yaptığım çalışmalar ve izlediğim yol buna örnek olarak gösterilebilir. Türkiye Devletinin ve milletinin menfaatleri bizim vazgeçilmez değerlerimiz ve kesin önceliğimizdir. Bizlerin diplomatik temasları, politik yapıları bu hassasiyette olmak zorundadır. Yerli ve Milli olmak son derece önemli konudur. Üretimin özellikle askeri alanda üretimin, savunma sanayinde üretimin yerli olması büyük kazanımdır. Ancak tanımı sadece üretim anlamında değerlendirmemek gereklidir. Yönetimin, karar vericilerin, idare ve iradenin yerli ve milli olması esastır. Örneğin kendi üretimimiz olan silahın düğmesine basacak parmak milli olmalıdır. Hiçbir şey ebedi değildir. Gelişim, değişim, yenilik her alanda sürecektir, sürmektedir.

Kamuoyunun kendi açıklamalarının çarpıtılması, doğru anlaşılmaması, hatta kendisine ait olmayan sözler ile meşgul edilmesinden duyduğu rahatsızlığı, üzüntüyü ifade eden Sayın Kıvrıkoğlu ile uzun süren görüşmemiz, daha birçok başlıklar altında ve ötesinde birçok duygulu hatıra ve örneklemeler ile sürdü.

Değerli devlet büyüğümüze bu vesile ile MevzuHaber’ i kabulü, ayrıca engin bilgi ve tecrübelerinden feyiz alma imkânını verdiği için teşekkür ediyoruz.