Kış Kampı

Önceki yazılarımda sizlere kampçılıkla alakalı deneyimlerimin bir kısmını aktarmış, dikkat edilmesi gereken konularla ilgili de bilgiler vermiştim. Şimdi de zorluğu biraz daha arttırıyor ve kış kampı konusuna değinmek istiyorum. Bunun yanı sıra önemli olduğunu düşündüğüm bazı bilgiler de vermeye çalışacağım.

Kamp yapmak oldukça keyifli bir aktivite, tabii bazı zorlukları da olduğunu bilmek gerekiyor. Güzel bir havada, bir camping içerisinde kamp yapıyorsanız, tuvalet ve duş hemen elinizin altındaysa, hele bir de çadırınızı güneşin yakıcı etkisine maruz kalmayacak şekilde, bir ağacın gölgesine kurduysanız tam olarak kamp yapmış sayılmazsınız. Bu deneyiminize güvenerek dağda, ormanda vs. bir önceki cümlede belirttiğim imkanlara ulaşımınızın olmadığı bir yere gidip, kamp yapmamanızı tavsiye ederim. Önce, mutlaka tecrübeli birinden bilgi edinmeye çalışın ya da internetteki kamp konulu tavsiye yazılarını okuyun. Doğada, insanlardan ve imkanlardan uzakta kamp yapmak psikolojik olarak zorlayıcı olabiliyor.

Kış kampı konusuna gelince, üzerine uzun uzun konuşmak gereken bir konu. İlk kış kampımı yaklaşık iki yıl kadar önce, Kızılcahamam-Bolu yolu üzerinden bulunan Şahinler Tabiat Parkı’nda yapmıştım. Doğudaki okullara yardım amacıyla düzenlenmiş bir kamptı. Şahinler Tabiat Parkı, bulunduğu bölge itibariyle kış aylarında oldukça kar yağışı alıyor. Ben gittiğimde de neredeyse 1 metre kar vardı, hava da oldukça soğuktu. Hazırlıklı gitmiştim; özellikle çadırımı, tulumumu ve matımı mevsime uygun seçmiştim. Kış kampı için çadırınızın yağmura ve rüzgara dayanıklı olması, tulumunuzun düşük sıcaklıklarda konfor sağlması ve matınızın ısı yalıtım kabiliyetinin yüksek olması çok önemli. Üzerinizdeki kıyafetlerin de uygun olmasına dikkat edin. Termal özellikli içlikler bu tip durumlar da çok faydalı oluyor.

Kamp alanı oldukça kalabalıktı, hızlıca uygun bir yer bulup çadırımı karların üzerine kurdum. Kalabalık kampların en iyi yanı, kendiniz gibi kamp tutkunu olan insanlarla tanışma şansı bulmanız. Ben de bu fırsatı değerlendirdim ve birçok insanla tanıştım. Hep beraber yemek yiyip, ateş başında sohbet edip çaylarımızı yudumladık. Kışın kamp yapıyorsanız kamp ateşini sürekli canlı tutmalısınız. Yanınızda odun götürmenizi tavsiye ederim çünkü kamp için gittiğiniz yerde yağış varsa kuru odun bulma ihtimaliniz oldukça düşük olacaktır. Eğer ateş yakamazsanız kamp tam bir çileye dönüşebilir. Ben kampa gideceksem öncesinde mutlaka yanıma yakacak bir şeyler alıyorum. Bu şekilde kötü bir süpriz yaşama şansımı oldukça azaltıyorum.

Kamp alanında ve ormanın içinde gün boyu gezinip, ateş başında sohbetler ettikten sonra uyumak için çadırıma çekildim. Üzerimi değiştirip hemen tuluma girdim. Her türlü önlemi almama rağmen soğuk hava beni oldukça zorladı, gece boyu defalarca uyandım. Sabah olunca da hemen çadırdan çıkıp ateşin başında aldım soluğu. Orada geçirdiğim iki gece bana öğretti ki; ne kadar dikkatli olursan ol doğa her zaman bir adım önde. Kamptan döndükten sonra soğuk havanın bana yaşattıklarından daha çok, kampta geçirdiğim güzel zamanlar kaldı aklımda. Zaten kamp yapmanın en iyi yanı da bu, kampta yaşanan zorluklardan ziyade geçirilen güzel zamanların hatırlanması. Aranızda deneyimleyenler ne dediğimi anlayacaktır, henüz kamp deneyimi yaşamamış olanlar da belki bir gün bunu deneyimleyecek ve ne kastettiğimi anlayacaktır.

Bir sonraki durakta görüşmek dileğiyle…