Kendime Notlar…

Sarhoş Babalar…

Her mahallede vardır mutlaka böyle babalar, gerek keyfi için gerekse dost bildiği insanların gönlünü etmek adına kendi çocuklarının rızkından kesip kendi gibi insanların karınlarını doyurur gönüllerini alır. Kendi çocuğuna gelince de tokadı basar, sanki onun evladı değilmişçesine azarlar onları.

O çocuklar hiçbir zaman utanmaz  o babanın evladı olduğuna ama o evlatlarından utanır ve hiçbir şeyin iyisine layık görmez kendi öz evlatlarını. Fakat çocuklar bilir onun bütün yükü kendilerine kalacaktır bunun da üstesinden gelmeleri beklenilecektir, baba da bilir bunu, belki de bu pervasızlığının nedeni de budur. Ya da yüzü kalmamıştır evlatlarının yüzüne bakmaya nereye dönse onların vebalidir onun yolunu tıkayan.

Kim bilir? Aslında baba bildikleri baba değildir de öyle bilinsin istemiştir çocuklar tarafından.

Bir an için düşünün,

Herhangi bir ülkenin düşmanısınız ve yemin etmişsiniz o ülkeyi batırmaya, neler yapardınız?

Ben ilk önce ülkenin eğitim sistemini bitirirdim ki gelecek nesillerden de umutları kalmasın.

Bunu müteakiben insanların arasına fitne sokardım, din mezhep ırk ne varsa hepsini kullanırdım ki bir araya gelemesinler.

Daha sonra gıda üretimlerini engellemek için tarım girdi maliyetlerini ulaşılamaz hale getirir üretim yapanın zararlı çıktığı bir düzen kurardım.

Bu durum bana, Aziz Nesin’in dediği gibi “ Cahil bırak biat etsin, aç bırak boyun eğsin” in kolaylığını sağlar.

Tabiki adalet ve hukuk’u da yok ederdim ya da kendi hukuk sistemimi getirirdim sadece benim haklı olacağım bir hukuk sistemi. Eğitimli insanları eğitimsiz insanlardan uzak tutardım bunu yapmak için de eğitimlileri kullanır, egolarını okşar onların kendilerinin özel olduğuna inandırırdım, bununla da eğitimli insanların kendilerine göre eğitimsiz olanlardan uzak kalıp onların da aydınlanmasının önüne geçmiş olurdum.

Daha sonra eğitimsiz insanları da onlara düşman eder hatta onlara da güç verir kendilerini nasıl hakir gördüler ise onun hıncını almalarını sağlardım ki gerçekten liyakat sahibi insanlar terk etsin o ülkeyi.

Bunların hepsini zamana yayardım gerçek amacım net olarak bilinmesin diye, başlarına sardığım onca bela onlara yeter de artar zaten onların gözlerinin önünü göremez hale gelmesi için.

Daha ekonomi ile ilgili yapılabilecekleri sıralamadım bile ama neyse bu kadarı da fazla bana göre, Allah bunları yapmayı planlayacak kadar cani etmesin kimseyi.

Ya yok, benim böyle planlarım olduğundan değil vallahi, hani olur ya canınız sıkılır bir yerleri almak isterseniz diye söyledim.

İbn Haldun der ki;

Bir görüşe ve bir inanca bağlılık ve taraftarlık insanın ruhuna işledimi, kendi isteğine uygun düşen haberleri işitir işitmez hemen kabul eder. Bu temayül ve taraftarlık insanın basiret gözünü örter, tenkit ve tetkikte bulunmasını engeller.

Evrensel doğrular vardır, örneğin dünyanın neresine giderseniz gidin iki, iki daha dört eder. Görüş inanç veya adını ne koyduğunuzun önemi yok gerçeklerin üstünü örtmeyin pişmanlık çok kötü bir duygudur…