Kadim Şehir Mardin

Türkiye’de gezdiğim şehirler arasında Mardin açık ara beni en çok etkileyen şehirlerden bir tanesidir. Hatta Avrupa’da gördüğüm birçok şehirden de daha etkileyici diyebilirim. Farklı kültürleri barındırması, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması ve hala izlerini taşıyor olması bu şehri eşsiz kılıyor. Hristiyanlık’ın ve İslamiyet’in buluştuğu bir şehir olduğunu söylememe gerek yok.

Mardin’e üç kez gittim, her gittiğimde de farklı bir güzelliğini keşfettim. Bir kere o tarih kokan, dar sokaklarında gezinmek bile Mardin’e gitmek için bir sebep olabilir. İnsanı zamanda bir yolculuğa çıkarıyor adeta. Daha önce gitmiş olanların bu konuda benimle hemfikir olacağını düşünüyorum. Daha önce gitmemiş olanlar da gittiklerinde neden bahsettiğimi anlayacaklardır.

Mardin’de gezip görmeniz gereken çok yer var. Eğer zamanınız varsa burada iki tam gün geçirmenizi öneririm hatta belki üç. İnanın bana her anına değecek. Deyrulzafaran Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, Kasımiye Medresesi, Zinciriye Medresesi, Dara Antik Kenti ve Mardin Kalesi gezmeniz gereken başlıca yerler arasında.

Deyrulzafaran Manastırı, Mardin’in 4 kilometre doğusunda yer alıyor. Üç kattan oluşan Manastır 5. yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuş. 793 yılından itibaren Mor Hananyo adıyla anılan manastır, 15. yüzyıldan sonra da etrafta yetişen safran bitkisinden dolayı Deyrulzafaran (Safran) Manastırı olarak anılmaya başlanmış. Burayı rehber eşliğinde gezmiştim. Manastırın, Hristiyanlık öncesi dönemde Paganlar tarafından da kullanıldığını öğrenmiştim. Burası dini bir merkez ve Süryaniler’in hala kullandığı bir manastır.

Burdan sonraki durağımız Dara Antik Kenti. Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşimlerinden bir tanesi olan Dara, 505 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için kurulmuş. İzmir Selçuk’taki Efes Antik Kenti’nden sonra beni en çok etkileyen antik kentlerden biri burası. Kısmen yıkılmış olsa da kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilir halde.

İsmi Akkoyunlu hükümdarı Kasım Paşa’dan gelen medrese 15. yüzyılda tamamlanmış. Hali hazırda ziyarete açık olan medrese Mardin’in en çok turist çeken yerlerinden bir tanesi. Aynı zamanda Mardin’deki en büyük yapılar arasında yer alıyor. Mardin’de çekilen dizi ve filmlerin vazgeçilmez çekim noktalarından biri aynı zamanda.

Mardin’de görülebilecek çok sayıda yer var ama hepsine tek yazıda yer vermek zor. Bu yazımda size en çok ilgimi çeken yerleri anlattım. Bu demek değil ki diğer yerler daha az ilgi çekici. Bence en kısa zamanda gidin ve Mardin’I gezin, her yerinin ayrı güzel olduğunu göreceksiniz.

Mardin’e kadar gitmişken Midyat’a gitmenizi tavsiye ederim. Hasankeyf’e gitmenizi de önerirdim ama malumunuz artık birçok yeri sular altında. Yazımda bahsetmedim ama yöresel yemeklerinin tadına bakmayı ihmal etmeyeceğinizden eminim.

Bir sonraki durakta görüşmek dileğiyle…