Gerçekte Kazanan Erdoğan

Selam ederim siz okurlarıma. Kiminin hedefi, kiminin hayali adaylık ve seçim süreci bitti. Seçimleri kazanarak veya kazanamayarak bir şekilde herkes kavuştu nasiplerine.

Keyifle takip ediyorum sosyal medyadaki paylaşımları. Kimileri mutluluğunu nasıl yaşayacağını bilemezken kimileri de hüznünün dibine vuruyor. Ne kadar ciddiye alıyoruz hızla geçen zamanın tüketeceği kısacık süreli edinimleri veya kayıpları.

Kimse kusura bakmasın her kesimin eksiksiz katılım sağladığı cehalette yarışan bir toplumuz. Unutkan hafızalarımızın üzerine bir de bilmediğimiz konuların uzmanlığı eklenince komik oluyor bazı şeyler.

AK Parti bitti, sonun başlangıcı nidaları paylaşımların vazgeçilmezi oldu. Ülkemizin de içinde bulunduğu kategorideki ülkelerin gerçeğidir bir partinin veya ismin yarım asır, çeyrek asır iktidar olması. Ayrıca bu seçim Ak Partinin daha doğrusu Erdoğan’ın stratejisine uygun sürdü ve sonuçlandı diye düşünenlerdenim.

Seçimi başarıyla sonuçlandırmış partinin ve yetkililerinin ululaştırılması da ayrı bir konu. Geçmişten günümüze düşündüğümüzde birçok parti ve birçok lider seçenleri tarafından önce ululaştırılmış, ardından ağır eleştirilere tabi tutulmuştur. Siyasetin vefasızlaştırılması örneği olsa gerek.

Şahsi düşüncem Recep Tayyip Erdoğan şahsına özgü stratejisiyle ilerliyor. Nasıl mı?

Etrafındaki kimselerin kendisini yormasından ötürü farkında toplumun da yorgunluğunun. Kendisinden saklanan birçok gerçeğin de bilincinde Reis. Unutmamak gerek siyaseti İstanbul’da ve partisinin en alt kademelerinde öğrenmiş, adım adım yükselmiş biri. Yılların hukuku olan yanındaki kimselerin taleplerine itiraz edemiyor neticede vefa duygusu da fazlaca yüksek bir mizaca sahip. Aynı kimselere “yahu bu kadar da olmaz” diyemiyor. En güzeli onların mahcup kalmalarını izlemek olsa gerek, temiz çözüm.

Mesela Ak Partili ilk Belediye Başkanı olan Erdoğan’la çok eski hukuku bulunan, Mansur Yavaş’ın “Seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur.” Sözleriyle eleştirdiği Altınok bugün huzura çıksa ne diyebilir veya ne talep edebilir. Büyükşehir’i geçtik Keçiören’i bile kaybettirdin dese Reis ne cevap verilebilir ki.

Abi dediği insanları bile yeri geldiğinde fırçaladığı konuşulan Erdoğan’a sarılan, göbeğini okşayan, omuzuna vuran ve bunları ekran önünde yapan Murat Kurum ve referansları için de durum farklı değil.

Operasyonel bakanlık olmayan diğer bazı bakanların 20 araçlık koruma konvoylarıyla, ultra lüks araçlarla gezdiğini Reis bilmiyor mudur acaba? Vatandaşta karşılığı olmayan, makamında da başarılı görülmeyen kimi bakanların görevi bırakması istense küsecekler, en iyisi mi mahcuplar kadrosuna onlar da girsin. Zaten partiye, başkana ağza alınmayacak sözleri söyleyenlerle kol kola olanlar da var. Bunu da unutmamak gerek.

Partide uzun yıllar görev yapan emek veren kimselere bırak demek olmuyor, en iyisi mi bazıları kendisi bırakmak zorunda kalsın mahçubiyetlikleriyle. Bu saatten sonra sanatçısı, trolü, gazetecisi, bürokratı, vekili kimse huzura çıkıp ta bir istekte bulunamaz. Muhalefet de edemez.

Belediyeleri almak güzel, ama dertli iş. Gündemde olan onca konu var, İhalesiydi, bursuydu, tahsisiydi, imarıydı, kadrosuydu. Bunca dertle uğraşmak akıl işi gibi görünmüyor. Bir de yurt içi veya yurt dışı projeler, talepler var. Yapsan olmuyor yapmasan olmuyor. En güzeli, en temizi belediye bizde değil cümlesindeki mahsunluk. Bu sayede daha güçlü destek verilmesi gereken de oluyorsun.

Toplumda da bir gerilme var, bu gazın alınması gerek, ilerideki aksaklıklarda bir sorumlu da bulmak lazım. İktidar dururken belediyeyi almak pek akıl işi değil gibi.

Yahu zaten Ankara’  nın Başkanı geçmişte bir ilçe için Ak Partiden aday olmak istemişti de kabul edilmemişti bilgisine çok kimse sahiptir. Hata olmuş ama nasip işte. Geçmiş 5 yıl içinde her yurtdışı programında protokoldeki yerini aldı Mansur Başkan, VIP odasındaki sohbetleri de güzel, saygıda da kusur etmiyor.

İstanbul da çok farklı değil. Onun da geçmişteki başvurusunu Ak Parti kabul etmemişti diye söylenir, dedik ya nasip işte. Anap kökenli aile ferdi olan Başkan zaten hemşeri, kadrosunun da çoğu hemşeriler.

Bu sayede CHP erken genel kurulu planlayan Kılıçdaroğlu’nu tekrar genel başkan yapmak isteyen hayal perestleri de başımızdan savarız.

Sonrası mı, onu da sonra anlatalım…