Eği(time/temi)yorum Bölüm 2

Eğitim konulu yazımın ikinci bölümüne başlamadan önce köpeklerin ve köpek eğitimlerinin ne denli önemli olduğunu anlatmak istiyorum.

21. Yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzere olduğumuz bu yıllarda teknoloji son derece gelişti. Akıllı robotlar, Mars’a koloni kurma hayalleri derken bir çoğumuzun iki sene önce hayal dahi edemeyeceği bir Pandemi ile karşılaştık. Çoğumuzun hayatı alt üst oldu. Ülkemizde vaka sayıları 50.000’lere dayandı. Ülkeler çözüm olması için sınırlarını kapattı. Farklı mutasyonların ülkelere girişine engel olmak için türlü yöntemler dener olduk. İşte tam da böyle zamanlarda can dostlarımız köpeklerin kıymeti bir kez daha ortaya çıkıyor. Aslında her zaman böyle değil miydi? Deprem olduğunda, arazilerde insanlar kaybolduğunda tüm teknolojik gelişimlerimize rağmen halen ilk önce köpekler ile müdahale edildiğini hiç düşündünüz mü? Ne kadar gelişmiş bir teknolojimiz de olsa depremde enkaz altını göremiyor, canlıları onlara zarar vermeden tespit edebilmek için sadece köpeklerden destek alıyoruz. Gölde boğulan bir cesedin bulunması bazen aylar alıyor değil mi? Oysa bunu birkaç saat içerisinde tespit edebilecek ve sırf bu iş için yetiştirilmiş onlarca köpek var gelişmiş ülkelerde. Ayrıca yüzlerce şüpheli arasında bir sigara izmaritinden yola çıkıp gerçek suçlulara ulaşmak teknoloji ile gene ayları bulurken bu iş için yetiştirilmiş köpekler bunu bir iki dakikada yapabiliyorlar. Emniyet teşkilatımızda bulunan Nanuk ve Ankara İtfaiyesinde yer alan Boomer da bu konuda görev yapan ülkemizin yüz akı köpeklerimiz. Boomer koca ormanda kurumuş bir damla kanı dahi bulabiliyor örneğin.

Elde ettiğimiz tüm teknoloji yüzyıllardır her konuda yanımızda olan bir köpeğin yapabildiğini halen yapamıyor. Aslında bu örneklere farklı alanlarda yüzlerce köpek eklenebilir. Kanser hücresini bulan, epilepsi nöbetlerini başlamadan yakalayan belki binlerce örnek var. Üstelik yıllara, aylara ve hatta gün ve saatlere bile ihtiyacınız yok. Dakikalar onlar için yeterli ve zaman hayat kurtarır!!! Kim bilir belki de henüz fark edemediğimiz birçok konuda eğitebileceğimizi de öğreneceğiz ilerleyen yıllarda.

Yüzyıllar önce sadece avlanmamıza ve korunmamıza yardımcı olan köpek dostlarımız bugün ne kadar çok konuda yanımızda. Öyle değil mi? İşte tam da bu dönemde bir kez daha yanımızda olmaya devam ediyorlar. Finlandiya da Kössi isimli bir köpek ile Covid 19 virüsü taşıyan kişiler tespit edilmeye başlandı. Yerel bir havaalanında görevli olan Kössi gelen tüm ziyaretçileri tarayarak virüs taşıyan kişilerde sinyal veriyor. Üstelik pcr ve antikor testi gibi %40’lı oranlarda değil %100’e varan bir doğruluk ile hem de saniyeler içerisinde yapıyor tespitini. Avrupa da ve Amerika kıtasında da benzer çalışmalar yapılmaya devam ediyor. Bu konuda ülkemizde Eğitmen Tarkan ÖZVARDAR ve Ankara itfaiyesi bu konuda birer köpek eğitmeye başladılar bile. İsmini bilmediğim ya da çalışmalarından haberdar olmadığım kişilerin de var olduğuna eminim. Gerekli eğitim sürecinin ne denli zor ve riskli olduğunu tahmin edersiniz. Her şeyden önce virüs e ihtiyacınız var. Süreç de oldukça uzun. Bir köpeğin alanında mükemmel olması için aylara hatta yıllara da ihtiyaç olabilir.

İlk duyduğunuzda oldukça basit bir gelişme gibi geliyor kulağa değil mi? Oysa ki öyle güzel etkileri olacak ki hayatımıza bir bilseniz. Örneğin hava alanlarından ya da kara yollarından geçişlerde mutasyonlu ya da mutasyon taşımayan riskli kişileri tespit edebileceğimiz için sınırları kapatmanın önüne geçebiliriz. Testlerin sonuçlanması için geçen 1-2 günlük süreleri ortadan kaldırarak bu süre içerisinde bulaş riskini ortadan kaldırabiliriz. Ayrıca en çok bulaş riski olan toplu taşımalar, şehirlerarası otobüsler de risk almadan yola çıkabilir. Okullarda çocuklarımız özgürce eğitim alabilir, kafelerimiz restoranlarımız açık olabilir mesela. İşte tüm bular köpeklerimize verilecek doğru eğitim ve iyi eğitmenler ile tüm teknolojik gelişmelerden daha olası olabilir.

Kısacası sevgili dostlarım bir köpek sadece bir köpek olmaz. Siz ona sevgi ve emek verirseniz o size zaman verir, zaman da size can ve özgür bir hayat. Kimi zaman bir göz olur görme yetisini kaybeden kardeşime, kimi zaman saatlerce enkaz altında bekleyen bir yaralının duyacağı en güzel ses ve şimdileri de bizlere bir umut. Tam da bu yüzden asla sıradan bir canlı gibi görmeyin lütfen köpekleri. Onlar bu asırdaki teknolojiden ileri, sizin için gerekirse canını verecek kadar fedakar, bir sesinizle mutlu olacak kadar alçak gönüllü ve dünyadaki en büyük affedicilerdir. Lütfen bir de böyle bakın bu canlara kim bilir belki bir gün benim, belki de sizin hayatınızı kurtarır…

Bu hafta Pandemi ve ülkemizdeki vaka artışları sebebi ile haftalık yazıma faklı bir yön vermek istedim. Gelecek hafta eği(time/temi)yorum konulu yazımıza devam edeceğim. Sabrınız ve yazılarımı okuduğunuza göre bu canlara duyduğunuz sevgi ve merak için sonsuz teşekkürlerim sunarım. O kocaman yürekleriniz hep sağlıkla kalsın…

Ve Gölgeleriniz hiç kaybolmasın.