Dünya Beşten Nasıl Büyük Olur

Dünya beşten nasıl büyük olur, Haydi bir tuğlada biz koyalım ‘BRICS’

Dünya beşten büyüktür sloganıyla ortaya çıkan meydan okuyucu söylemler, dünyanın Yalnız bu 5 ülkenin insafına bırakılmamasını, birleşmiş milletlere düşen görevlerin hatırlatılmasını ifade ederken, ben de bunların ancak bir sisteme bir yapıya girmekle mümkün olacağına inanıyorum. Bununla ilgili karşımıza BRICS örneği çıkıyor. Bu anlamda Erdoğan kendi fikirlerinin tezahürü ve hayat bulması anlamında bu oluşuma katılmalıdır.

Neden mi?  BRICS oluşumu ve işte bazı nedenler:

Dünya ekonomisinin sahnesinde, geleneksel denklemleri altüst eden bir oyun değişimi yaşanıyor. BRICS örgütü, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın bir araya gelerek oluşturduğu bir güç birliği olarak, küresel ekonomik dengelerde önemli bir değişimin habercisi. Bu birliktelik, birlik ülkeleri ile Amerika ve diğer dünya ülkeleri arasındaki siyasi ve ekonomik etkileşimleri temelden değiştirecek bir potansiyele sahip.

BRICS’in genişlemesi 2024 başında 10 üyeye ulaşması, özellikle dolar ve euro gibi rezerv paralara alternatif bir ortak para birimi oluşturma çabalarıyla öne çıkıyor. Batılı ülkelerin yaptırımları, ruble, yuan ve rupi gibi para birimlerinin enerji ticaretindeki payını önemli ölçüde artırdı. Bu durum, özellikle doların rezerv para statüsünün sunduğu avantajları sorgulatırken, BRICS ülkelerinin “Dolarsızlaşma” adımları ön plana çıkıyor. Bu, Amerika’nın süper güç statüsü üzerinde ciddi etkiler doğurabilir. Eğer BRICS ülkeleri arasında bir dayanışma sağlanabilirse, Amerika’nın uluslararası arenada sıradan bir ülke haline gelmesi kaçınılmaz olabilir. Bu süreç, ekonomik adaletin ve çok kutuplu bir dünya düzeninin savunulmasına yönelik bir adım olarak da değerlendirilebilir.

Aslında Erdoğan’ın hikâyesi vardı durumu özetleyen: Hülagu’nun hikâyesiydi bu:  Cengizhan’ın torunu Moğol imparatoru Hülagu ordusuyla Bağdat’a girer, kimilerince 400.000 kişiyi kılıçtan geçirip, medreseleri, camileri, kütüphaneleri yakıp yıkar ve şehri zapt edip şehrin dışına karargahını kurar. Bana şehrin en alim kişisini getirin der, lakin hiçbir âlimin Hülagunun karşısına çıkacak cesareti yoktur. Kadı han isminde bıyıkları yeni terleyen bir medrese âlimi konuşmayı kabul eder, huzura çıkarken de bir deve bir keçi ve bir horozu yanında götürür. Hülagu karşısında bu genci görünce karşıma çıkaracak bula bula seni mi buldular der.  Büyükçe birini arıyorsan dışarda bir deve var, sakallı birini arıyorsan bir keçi var, sesi çok çıkan birini istiyorsan işte bu da horoz der âlim, Hülagu karşısında sıradan birinin olmadığını anlar. Söyle bakalım der, beni buralara getiren şey nedir?    Sorunun cevabı bekleye dursun, adil bir dünya mümkün isimli kitapta Dünya 5 ten büyüktür konusuna dayanılarak, dünyanın geleceğini etkileyecek alanlarda yalnız bu beş ülkenin insafına bırakılmasının doğru olmadığını belirtilir. Kitap sürdürülebilir ve adil bir dünya için Birleşmiş Milletlere düşen görevlere değinir.

Doların ve euro’nun rezerv para olma durumunun sarsılması, Amerika’nın ekonomik etkisinin azalmasına neden olabilir. Ancak, bu durum aynı zamanda küresel finans sistemini temelden değiştirecek bir fırsat sunuyor. Yeni bir ortak para birimi, ekonomik adaletin ve küresel dengenin sağlanmasına katkı sağlayarak, sömürgeciliğin sona erdiği bir düzenin oluşmasını tetikleyebilir.

Kitapta bahsedildiği gibi adil bir dünya mümkün, ama nasıl mümkün biraz da buna bakmak lazım şahsi fikrim adil bir dünya için baronların ailelerin, Oligarkların, derebeylerinin ve toplumun tepesine çöreklenmiş farklı isimdeki insanlığın dostu olmayan güçlerin başımızdan çekip gitmesi ile ilgilidir. Bunun için de ne yapılması gerektiğini bizlere hatırlatan hikâyede Kadı han ne diyordu;  Kendini sorgulayan, beni buraya ne getirdi,  diyen Hülagu’ya?  Seni buraya bizim günahlarımız getirdi diyordu. Beni buradan ne gönderir dediğinde ise genç âlim, adaletli olursak, sevgi, saygı ve dayanışma içinde olursak, işte o zaman sen buralarda durmazsın diyordu. Hikâye misali, insanlık için içimizde adalet ve cesareti yeşertirken birlik ve beraber olma fikri ile yeni bir sisteme yeni bir ekonomik düzene yeni sosyolojik toplumsal düzenlemelere hiç bu kadar ihtiyaç duyulmamıştı. Bu birliğin ismi BRICS.

Sayın cumhurbaşkanı cesareti ile sıra dışıdır, Türk ülkeleri ile bir birlikte ben oluşturuyorum demiyor ya da diyemiyorsa eğer, o zaman, bu yapıya bir briket koymayı ve açan çiçekten de bir bal almayı bilecektir.

Türkiye zaten vergi kanunları ile teşvik edilen hizmet ihracı mal ihracı ve bunlara getirilen vergisel muafiyet ve istisnaları da hatırladığımızda BIRICS ülkelerine farklı para birimleri ile belki kripto paralarla yapılacak ticaret avantajını ve açılacak yeni pazarlara işaret ediyor yurt dışına para gönderenler bilirler, Amerika’nın izni olmadan doları hiçbir yere gönderemezsin, para önce New York’a gider ve istedikleri an paranızı bloke ederler. Avrupa’nın izni olmadan da Euro’yu hiçbir yere gönderemezsin paranı kilitler ve buralardan da haksız bir kazanç, baskı unsuru ve avantaj sağlarlar.

Sonuç: Tüm bu anlatılan gelişmeler, küresel ekonomideki oyun kurallarını değiştirme potansiyeline sahip. BRICS’in enerji ticaretinde ve finansal sistemdeki hamleleri, gelecekte daha adil ve çok kutuplu bir dünya düzenine geçişin temellerini atabilirken, Türkiye açısından:

1. Ekonomik Çeşitlenme ve Büyüme: BRICS ülkeleri arasında yer almak, Türkiye’ye ekonomik çeşitlenme ve büyüme fırsatları sunabilir. Yeni iş birlikleri ve ticaret hacmindeki artış, Türk ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlayabilir. Döviz çeşitliliği artarken, böylece uluslararası ticaretteki riskleri daha etkili bir şekilde yönetebiliriz.
2. Yatırım ve Finansman Olanakları: BRICS ülkeleri arasındaki iş birliği, Türk şirketlerine yeni yatırım ve finansman olanakları sunabilir. Bu, özellikle Türk girişimcilerin projelerini gerçekleştirmelerine ve büyümelerine destek olabilir. Güçlü bir iş birliği, küresel ekonomik dengelerdeki rolümüzü artırabilir.
3. Enerji ve Altyapı Projelerinde İş Birliği: BRICS ülkeleri, büyük ölçekli enerji ve altyapı projelerine yatırım yapma eğiliminde. Türkiye’nin bu projelerde yer alması, enerji güvenliği ve altyapı gelişimi açısından bize önemli avantajlar sunabilir.

Türkiye’nin BRICS’e katılması, ekonomik ve finansal açıdan yeni ufuklar açarken, Türk halkına küresel bir perspektif kazandırabilir ve uluslararası arenada bize daha etkin bir rol oynama imkânı tanıyabilir.

Sağlıcakla kalın…