Bir Takım Mesailer Başlıyor

Selam olsun siz özel insanlara, satır dostlarıma. Küçük bir aranın ardından sizlere seslenebilmenin hazzını yaşıyorum. Elde olmayan nedenlere dayalı bu küçük zaman dilimini gözlemlerimi, tespitlerimi geliştirmek adına kıymetli görüyorum. Meslektaşlarımın, yazarların çok daha iyi bileceği gibi sizlere seslenebilmek kolay değil.

Hatırlı süreli bayram tatilinin de katkısıyla ülkemizdeki ekonomik kriz muammasının devam ettiğini gördük. En azından benim gibi ekonomiden anlamayan kimselerin akıllara durgunluk veren fiyatlardaki programlarla nasıl baş ettiklerini anlamakta zorlananlar vardır elbet.

Fakat yakın tarihlerde satırlara nakşedilen kayıtsız, vasıfsız, sorumsuz, aidiyet duygusundan yoksun kimi yabancı uyruklu sığınmacılar ile ilgili yaşanan tatsız olaylar sosyal paylaşım ağlarında yerini aldı.

Ben ise daha ziyade bir türlü tutturamadığım genel seçim tarihi ile ilgili yapılan etkinlikleri izlemeyi tercih ettim.

Bundan birkaç yıl önce bir dostum hemşerisi olan milletvekiline ulaşılamama, ziyaret edememe şikâyetleriyle girmişti sohbetimize. Vekil tarafından ziyaret edilme ise bir hayaldi onun için. Uzun bir serzeniş ve eleştirileri dinlemek zorunda kalmıştım.

Bu dostumun sosyal ağlarda yapılan bir paylaşımda eleştirdiği İktidar Partisi vekilinin ziyareti sırasında kendisine çiçek ve plaket sunarken çekilmiş fotoğrafını gördüm. Tabi hemen kendisini arayarak kısa bir hal hatırın ardından sıkıştırmaya başladım. Eleştirilerini, sorunlarını, beklentilerini vekile iletip, iletmediğini ve çözüm bulunup, bulunmadığını sordum.

Dostcağızım hiçbir konuda görüşme olmadığını nezaket ziyareti olduğunu bu nedenle vekili ağırladıklarını belirtti.

Vekillerin kullandıkları araçların durumunu bilenler bilir, o konuya girmeyeceğim. Ancak gezilerde eşlik eden personeller tabii ki devlet tarafından maaş alan arkadaşlar. Vekillerin verdiği hediyelerden de bahsetmeyeceğim. Özetle etkinlik dolaylı veya direkt olarak kamu bütçesine yansıyan maliyetler arasında.

Tabi vekili ağırlamak için yapılan programlar da ayrı bir muamma. Dernek, vakıf gibi farklı unvanlı birçok sivil toplum kuruluşu üye aidatları veya bağışlar sayesinde oluşturdukları bütçelerle, seçmen vasıflı bir araya gelen insanlarla vekilleri ağırlayarak, şirinlikler yaparak resim çektirme telaşına düşüyor.

Bu durumu yıllardır izler ve anlam vermekte zorlanırım. İçinde bulunduğum seçim kampanyalarında da en komik bulduğum hal olmuştur. Vaktiyle bir belediye başkanı ile makam arabasında uzun bir yolculuk yapmış bu sırada da farklı konularda uzun uzun sohbet etme imkânım olmuştu. Başkanın söylemleri üzerine “seçmen olarak 5 yılda bir kez elimize gelen fırsatı acemilikten, heyecandan değerlendiremiyoruz, ancak sizler 5 yıl boyunca hakkını veriyorsunuz” dediğimde bir hayli gülmüştü.

Üzerimdeki vebal sebebiyle aday olduğum seçimlerde ise kendimce programlar yapmaya gayret etmiş, zorunlu olmadıkça parti programlarına katılmamak hususunda büyüklerimden ricacı olmuştum. O dönemde yakın bir dostum benimle birkaç poz fotoğraf çektirmek istemiş, ben duymazdan görmezden geldikçe de bu konuda ısrarcı, ricacı olmuştu. Gece geç saatlerde biten programın ardından dostumla baş başa kaldığımızda seçime kaç gün var diye sordum. Sanırım 40 gün civarında bir süre var dedi. Ben de kendisine “seçilirsem adettir, uzunca bir süre beni ağırlamak, ricalarda bulunmak zorunda kalacaksın, bırak da 40 gün bari ben seni ağırlayayım, ricacı olayım, şirinlik yapayım” dediğimde aldığım cevap “adettir, biz vatandaşız hem öncesinde hem sonrasında yağlarız” şeklinde olmuştu.

Hasılı genel itibariyle seçildikleri 5 yıl boyunca seçilmeyen bakanlara ulaşamamaktan, bürokratlara söz geçirememekten şikayetçi olan meclisin çalışmalarında meclis tv den boş koltukları izlediğimiz vekillerimiz için yoğun ve zorlu süreç başlamış gibi görünüyor. Tabii çaresizlikten dertlenen eli kolu bağlı vekillerimizin gönüllerdeki yeri ayrı.

Şimdi partilere bağış yapma, liderlere hoş görünme, etkinliklerde boy gösterme, her gün bir yerlerde birileriyle görüşme, sponsor bulma zamanı.

Dernekler, vakıflar, federasyonlar, birlikler, kulüpler ve ayrıca her türlü medya gruplarıyla yakın olma vakti.

Mecliste yer alan partiler devlet desteği ve kurumsal imkanlarıyla, bu imkanlardan mahrum olanlar ise ya ittifak ile yer edinme ya da vaatler ile sponsor temin etme yoluyla bu yarışın içine girecek.

Bu bize özgü değil, sadece bizde dozu yüksek bir hal. Sizlere “Dürüst Aday” isimli komedi filmini izlemenizi en azından son 10 dakikasını dikkatle dinlemenizi tavsiye ediyorum.