Başarılı Kariyer ve Kitap

Facebook’un kurucusu Zuckerberg ile ilgili George Beahm’ın yazdığı ‘Genç Milyarder’ kitabını okuma fırsatım oldu. Hem kitapla ilgili, hem de genel anlamda Zuckerberg’le alakalı birtakım bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.

Mark Elliot Zuckerberg Mayıs 1984’te White Plains, New York’ta doğdu.2010 yılında Time dergisinde yayımlanan makalede ‘’Yılın Kişiliği’’ seçilmişti. Dr. Zuckerberg oğlunun küçük yaşlardan itibaren bilgiye aç bir kişilik yapısının olduğunu, soru sorduğunda evet cevabını aldığında geribildirimde bulunmadığını; fakat hayır cevabını aldığında verilen cevabın mantıklı ve sağlam bir şekilde savunulmasını istediğini belirtiyor. Mark’ın anne ve babası sorgulayıcı ve kuşkucu kişilik özelliğinden yola çıkarak onun ileride avukat olabileceği düşünüyorlardı. Ancak onun aklı çok daha farklı bir yerdeydi.

Kitap, sadece biyografik bir eser olmamakla birlikte bizlere gerçek bir başarı başarı hikayesi sunuyor. Kitaptaki akıcı anlatım, olayların dikkat çekiciliğiyle birleşiyor. Okurken farkında olmadan kendinizi de sorgulama imkanı buluyorsunuz.

Mesela, Zuckerberg dişçi olan babasının randevularını düzenlemek amacıyla Basıc programlama dilini kullanarak, sosyal medya platformu niteliğinde Zucknet’i oluşturdu. Zucknet, Mark’ın tasarlamış olduğu ilk yazılım programıydı. Çocuklarının yazılıma olan merakını fark eden ebeveynleri ona özel hoca tutarak bu alanda ilerlemesini sağladılar. Yazılımcı olan David Newman, onun bir deha olduğunun farkına varmıştı. Mark, aldığı eğitimlerle birlikte yazılım alanında kendini geliştirmeye devam etti. Birçok yazılım programı geliştirerek bu alanda gelişimini sürdürmeye devam etti.

İlgi alanını ve potansiyelini dikkate alıp, Mark’ın gelişimini bu yönde ilerlemesini sağlayan ebeveynlerinin çocuklarının kariyer gelişiminde ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz. Çocukların ilgi alanlarına göre değil de toplumun değer yargılarına göre mesleki yönlendirme yapan ailelerimizi gündeme bile getirmek istemiyorum.

Bu kadar potansiyelli ve tutkularının peşinden giden birisinin Harvard’da okuması tesadüf değildi. Yazılım geliştirme sürecine burada da devam etti. Kısa sürede okuldakilerinin dikkatini çekti ve yeni gruplara katılma imkanı buldu. Gruplarda, kendi hedefleriyle çakışan durumlar olduğunda ayrılmaktan çekinmedi. Kendi hedeflerinin peşinden gitmek isteyen kararlı bir yapısı vardı. Tek yönlü bir zekası yoktu. Eskrimde fizik avantajı olmamasına rağmen kıvrak zekasıyla ve hızlı karar vermesiyle takım kaptanlığına kadar yükseldi. O sadece bir alanda değil, birçok alanda başarılı bir karakterdi.

Başkalarının yanında ikinci kişi olmak istemiyordu. Kendi hedefinin peşinden gitmek istiyordu. Nitekim, Zuckerberg’in takımdan ayrılmasının nedeni, The Facebook’tu. Üç arkadaşıyla birlikte bu proje üzerinde gizlice çalıştılar.11 Ocak 2004’te The Facebook.com adresi için etki alanı tescil ettiler. Bu site yalnızca Harvard öğrencilerine açık bir siteydi.4 Şubat 2004’te TheFacebook halka açıldı ve Mark Zuckerbeg farklı bir dünyaya adım attı.

Mark, hayali olan Facebook’un peşinden gitmek istiyordu. Harvard’ın yoğun temposunda bunun mümkün olmadığını düşünüyordu. Bill Gates’in kampüste toplanan gençlere yapmış olduğu konuşmada ‘’Harvard’ın en güzel yanı istediğiniz zaman geri gelip eğitiminizi tamamlayabilmenizdir’’ sözünden etkilenmişti. Okulunu bırakıp, projesinin peşinden gitmek istiyordu. Hedeflerine ulaşamazsa, okula tekrar dönecek ve kurumsal bir firmada çalışmaya başlayacaktı. Kariyer planmasını bu şekilde yapmıştı. Ralp Waldo Emerson’un ‘’Hiçbir büyük şey şevk olmadan başarılamamıştır.’’ sözünü duyanlarınız olmuştur. Mark, heyecan duyduğu, aynı zamanda potansiyelinin olduğu alanda başarılı olabilmek adına dünyanın en saygın üniversitelerinden birisi olan Harvard’ı bırakmıştı. Bu kolay alınabilecek bir karar değildi.

Mark’ın Harvard’ı terk etmesinden bahsetmişken, bunu daha önce yapan ve bir deha Bill Gates’i de başka bir yazımda sizlerle paylaşmak isterim. İşte o zaman iki dehanın kariyer başarılarını daha iyi analiz edebiliriz.

Zuckerberg’in çok yönlü bir karakter olduğundan bahsetmiştik. Yazılım, eskrim gibi alanların haricinde üst düzey bir okur-yazar olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse, dünyanın en büyük kitap kulübünü kurdu.2015 yılından itibaren, iki haftada en az bir kitap okuma hedefi koyan Mark’ın başarılı bir kariyere sahip olmasında ve hayallerinin peşinden gitmesinde kitap okumanın önemini yadsıyamayız. Hayatta kitap okuyan insanların hepsi milyarder olmuyor; fakat hedeflerini gerçekleştiren ve belirli bir statüye gelen insanların birçoğu düzenli kitap okuyan insanlar. Sözlerimi Lack London’un Martin Eden kitabındaki bir alıntıyla nihayete erdirme isterim: ’’Seni kitap okuyanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer.

Yaşam boyu okuyan, okuduklarıyla amil olan bir karakter olmanız temennisiyle…