Astrolojiyi Doğru Anlamak

Merhabalar bu benim ilk yazım. Sizlerle buluşmanın heyecanı içerisindeyim. Aramızdaki iletişim ve gönül bağını tam da ihtiyacı olan yerden yakalamak istiyorum. O yüzden bu yazımda, ülkemizde sık sık gözlemlediğim doğru bildiğimiz ama aslında yanlış olan noktalara değinerek başlamaya karar verdim.

Özellikle astrolojiyi 12 burçtan ibaret sanarak genelleme yapan, deneysel ya da magazinsel bir platform olarak değil de; Birtakım yaşanmışlıkların vermiş olduğu farkındalıklarla tutulan istatistiksel bilgiler ışığında tutulan kayıtlar ve bu işe gönül vermiş kıymetli insanlar tarafından bunun üzerine yapılan öngörüler olarak değerlendirmemizde fayda var. Çünkü maalesef astrolojiye bu şekilde bakılmadığı sürece, astroloji ilminin ne çalışılmasının ne de yorumlanmasının anlamı kalıyor.

Astroloji makro perspektifte, biz insanoğlu için, gökyüzündeki olayların matematiksel olarak değerlendirilerek, yaşadığımız yeryüzünde yorumlanabilme şeklidir. Yani maddi dünyamızda, manevi olguların tezahürünü her zaman astrolojik göstergelere bağlamamız mümkündür. O yüzden bu ilmi popüler kültürün bir parçası olarak değil, gerçekten bizlere ne mesaj vermek istediğini öğrenmek için anlamaya çalışmak gerekir. Çünkü esasında astroloji tarihin ilk uygarlıkları tarafından keşfedilen ve günümüzde halen araştırılıp geliştirilen bir olgudur. Bu konuda en çarpıcı örnek tarihin en eski astrolojik belgesi “Enuma Anu Enlil” M.Ö. 1800-1500 tarihleri arasında yazılmıştır. Bu belgenin 7000 göksel işaret ve 70 kil tabletten oluştuğu bilinmektedir. Bu belge ile gökyüzündeki değişimlerin yeryüzündeki değişimlerle eşleştiğinin o dönemlerde keşfedildiği ve günümüze kadar gelişerek geldiği anlaşılmaktadır.

Mikro anlamda bakacak olursak her kişinin doğduğu andaki gökcisimlerinin, gezegenlerin, sabit yıldızların ev konumları, açıları kişiye özgüdür. Buna göre doğum haritamızdaki ASC dediğimiz 1.evin giriş çizgisine denk gelen burç doğum saatimize göre hesaplanmaktadır. O yüzden doğum saatinizi bilmek doğum haritası analizinde çok önemlidir. Dünya kendi ekseni etrafındaki hareketini 24 saatte tamamladığı ve zodyakta 12 tane burç olduğu için, yükselen burç yaklaşık 2 saatte bir burç değiştirir. Burcunuza göre genel yorumlara bakarken de yükselen burcunuza göre okumak bu yüzden daha mantıklıdır. Yani yükselen burcunuz, güneş burcunuz ve ay burcunuz haritanızda bilmeniz gereken en temel göstergelerdir. Yükselen burç, algı dünyanız, imajınız, fiziksel görüntünüz ve çevrenize verdiğiniz ilk izlenimdir.

Örneğin Yükselen Akrep olan bir kişinin keskin derin bakışları, mistik, karizmatik bir havası vardır diyebiliriz. Bununla birlikte bu kişinin güneş burcu da zıt burcu Boğa olsun diyelim. Aynı kişinin bu dünyadaki kimliği, temel yaşamsal istekleri Boğa burcu özellikleri tarafından temsil edilir. Yani bu kişi özünde konforlu, lezzetli, sanatsal ve nitelikli olan her şeye sahip olmak ister. Ay burcu ise kişinin bilinçaltı düşünce ve duyguları, içgüdüsel olarak yönelimleri, anne ile olan ilişkisini bizlere anlatır. Bu kişinin haritasında ay burcu da yengeçte konumlanmış olsun. O zaman bu kişi için merhametli, sevgi dolu ve daha çok kalbi ile hareket ettiğinde içgüdüsel olarak rahatlıyor diyebiliriz.

Astrolojiye yeni başlayanlar ve kendileri hakkında fikir sahibi olmak isteyenler için bu 3 burcu da bilmek iyi bir başlangıç olacaktır. Doğum haritanızdaki bu 3 burcu öğrenebilmeniz için doğum bilgileriniz gün, ay, yıl, saat ve yer olarak bilinmelidir. Böylelikle ana hatlarıyla haritanızı anlamaya başlayabilirsiniz.

Şimdilik, bundan sonraki süreç içerisinde, güzel paylaşımlarla sizlerle olmaktan mutluluk duyacağımı belirterek yazımı sonlandırıyorum.

Görüşebilmek üzere, Sevgilerimle