Akıl mı, Ahlak mı?

Selam olsun siz satır dostlarıma. Yakacak sorunu, soğuktan korunarak barınma sorunu yaşamadığımız, sıcaklardan yana şikayet edip memnuniyet ve şükür etmede zorlanan insanoğlu olduğumuzu teyit ettiğimiz günler içerisindeyiz. Yaradılıştan beri böyle geldiğini sandığım bu halin böyle de gideceğini düşünüyorum.

Bu hafta gözüme ilişen bir tavsiye notu aklıma takıldı. Siz satır dostlarımla paylaşayım istedim.

“İnsanlara akılları nispetince konuşun” diyordu tavsiyede. Mantıklı, makul olmakla birlikte eksik bir tavsiye diye düşündüm içten içe. Sebebini merak edenler için arz edeyim.

Dünyada şikâyetçisi olunmayan, insanların bende yok diyerek dertlenmediği ne var diye düşündüğümde aklıma tek bir şey geliyor. O da “Akıl.”

Bu zamana kadar sağlığından, işinden, parasından, boyundan, göz renginden hasılı elinde olan sayısız nimetten şikayetçi ne çok kimse gördüm, bildim, tanıdım. Ancak hiç kimseden aklı hususunda şikâyet duymadım.

Her konuda herkes fikir sahibi, söz sahibi. Ekranlara baktığımızda aynı insanların saatlerce süren programlarda spordan, ekonomiye, sağlıktan, siyasete her konuda konuşmalar yapabildiğini tebessümle izleyenler vardır muhakkak.

Hatta daha da ötesinde Tanrıcıklar var, geçmişte bir yazımda sizlerle dertleşmiştik. İnsanları yargılayan veya öven, cennete veya cehenneme yerleştiren kudretli bilge kimseler.

Bir dönem ehliyet alabilmek için lise mezunu olma zorunluluğu olacağı duyurulmuştu. Köyden, kasabadan lise mezunu olmayan insanlarımız elimizde bulunsun diyerek ehliyet almak için kurumlara akın etmişti. O dönemde bir dostum yurt dışı istatistiklerde ehliyetli insan sayımızın artması gerekiyor sanırım demişti.

Akabinde lise binalarından bozma yapılarda konuşlanan, eğitmeni olmayan üniversiteler, meslek yüksekokulları sayesinde eğitim düzeyimiz de nirvana yaptı çok şükür. Sanırım bu yüzden kimi meslek liseleri kapatıldı. İş ve üretim alanında en önemli, en zorunlu ara eleman yetiştiren bu eğitim kademesi de kalktı ortadan.

Tebessüm etmeme neden olan başka bir paylaşım daha geldi aklıma. Bir iş ilanında “bir adet kaynakçı ve bir adet mühendis ihtiyacı olduğu” duyuruluyordu. Firma “yapılan başvurular sonrası mühendislik için 5000 başvuru oldu, aralarından seçeceğiz; ancak kaynakçılık için bir kişi başvurdu. İnşallah teklifimizi kabul eder” diyordu.

Çok şükür teknoloji çağındayız, hızla geliştik. Sayısız sosyal hesaplarda konuşmacıları, programcıları, olmayan mesleklerin unvanlı ustalarını görür olduk.

Eğitim ve öğretimin çöküşte olduğu, anne, baba ve aile bağlarının zayıflatıldığı, manevi inanç değerlerinin yitirildiği daha kötüsü saptırıldığı, özgüven ile hadsizliğin karıştırıldığı, akıldan yana şikâyetçinin zaten olmadığı toplumsal yapıda insanların akıllarına göre değil ahlaklarına göre davranmalı, konuşmalı diye düşünüyorum.

Hani derler ya sarhoş ayılır da cahil ayılmaz diye. Bir nevi o misal akıllarından şikâyeti olamayan kimselere akla göre konuşma tasası yaşamak nafile gibi.

Akıldan yana sorun yok sorun olan ahlak…