DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Cehenneme Giden Yol…

Sesli Dinle

Neticede Ziya Paşa’nın söylediği özdeyişte olduğu gibi “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” sözünü de unutmamak gerekir. Burada uslanmayan taraf olmamak önemli.

Cehenneme Giden Yol…
31.10.2022
4.028
A+
A-

Selam olsun siz satır dostlarıma. Uzmanı olmadığımı belirterek tahminler yürüttüğüm genel seçim tarihini tutturamadığımı içinde bulunduğumuz seçim çalışmalarıyla teyit etmiş bulunuyorum. Erken seçim, baskın seçim derken gelinen nokta “seçimler zamanında yapılır mı?” oldu.

Sorunları aktarabilmek ve çözüm bulunması umuduyla kapıları aşındırılan ancak ulaşılamayan, görüşülemeyen mevcut siyasiler kabaran hemşerilik hisleriyle birlikte sayısız ziyaretlerle seçmenlerin yanında boy boy, poz poz fotoğraflar paylaşır oldu.

Üzerlerindeki takım elbiseleri, topuklu veya kösele ayakkabıları ile tarlalarda, traktör üzerinde, köylerde, kasabalarda halkın içinde edilen sohbetlerden kesitler paylaşım rekoru kırıyor.

Bu zamana kadar şikâyetleri arşa değen seçmenler ise o şikayetlendikleri isimlerle oturma, resim çektirme, ağırlama yarışında yerlerini almış durumda.

Hasılı geçmiş seçimlerden farklı bir hal yok gibi. Sadece genç kuşağın bu durum dışında kalması, umursamazlığı ayrıntısı dışında.

Yıllardır süren tercih tarzı halen geçerli. İçinde bulunulan dönemi bir fırsat olarak algılayan mahzun kimseler çocuklarına iş talepleri başta olmak üzere şahsi ihtiyaçlarını çözme çabasıyla verilen vaatlerin kaynağı olan sevinçle siyasetçilerin etrafında pervane olmaya devam ediyor.

Sorunları toplumsal olarak değerlendiren, çözümleri de bu merkezde düşünen siyasetçi sayısının az olduğu gibi aynı şekilde düşünen bilinçli seçmen sayısı da bir hayli az gibi.

Şüphesiz bireysel sorunları çözen veya çözmeyi vaat eden siyasiler ve sorunlarını çözebilen veya çözüleceğine inanan seçmenlerin her biri doğru ve iyi bir şey yaptıklarına inanıyordur. Ancak “Bireysellik, toplumsal gerçeklik karşısında ezilen bir gerçektir.” diyenleri unutmamak gerek.

Bu hafta bir paylaşım tebessüm etmeme sebep oldu. Olgu anlamında ifadelerime teyit olan bu hikâyeyi sizlerle paylaşmak istedim.

Adamın biri sabah namazını camide cemaat ile birlikte kılmanın verdiği huzurla evine doğru ilerler. Bu sırada yol kenarında kamyona ineği bindirmeye çalışan, ancak hayvanın direnmesiyle zorlanan bir grup ile karşılaşır.

Hemen yardımcı olmak için yanlarına gider, hayvanın başını okşar. Bunun üzerine direnmeyi bırakan hayvan araca biner. Kamyon yola çıkıp kendisinden uzaklaşırken cemaat ile kılınan namazın kerameti diye düşünen bu kimse yaptığı iyilikle daha da mutlu olarak huzurla evine doğru ilerler.

Evine geldiğinde annesini ağlar halde bulur, ne olduğunu sorar. Annesi ineklerinin çalındığını söyler göz yaşları içinde.

Kişinin karşılaştığı kimseler hırsızlardır. İnek ise kendi inekleridir. Sahibini tanıyan inek sakinleşerek direnmeyi bırakmış ve kamyona binmiştir. İnek sahibini tanımış ancak sahibi ineği tanıyamamıştır. Olayın aslı ve keramet sandığı hal budur.

Bazen iyilik yaptığımızı, iyi bir şey yaptığımızı sanırken aslında en büyük kötülüğü yapmış olabiliyoruz, hatta en büyük kötülüğü kendimize yapabiliyoruz.

Uzunca zaman önce dolandırıcılık sebebiyle mağduru olduğum kişiye emniyet müdürlüğü Yandol şubesinde yeni bir başlangıç için yardımcı olacağımı söylediğimde oradaki görevliler gözlerinde şaşkınlık, hüzün, acıma, taktir etme hisleriyle bana bakmışlardı. Bu sırada benim maddi kayıplarımı yok sayarak üzerine yaptığım teklife muhatap dolandırıcı “Geçmiş peşimden her zaman geldi ve gelmeye devam edecek, benim yolum belli” dediğinde görevliler bir oh çekmişti ve ben de insani olarak elimden geleni yapmış olmanın huzuru ile oradan ayrılmıştım.

Buna benzer bir çok nafile çabaların mimarlığını yapmışlığım var. Kimisi öksüzüm diyerek, kimisi yetimim diyerek, kimisi çocuklarını bahane ederek sokulur insani yanınıza. Yani insanoğlunun uçsuz bucaksız senaryolarına itimat ederek vicdan ve duygu hassasiyetiyle geçici maddi hüsranlarımız olmuştur elbet. Ancak huyumuzun çalınması en acısı olsa gerek. Bu hali vakti zamanında “Çalmak” isimli yazımda bir hikâye ile de satırlara nakşetmiştik.

Bir dostum bana iyi bir insan olmak, iyiliği öncelikli tutmak elbette önemli, fakat bunun için bazı kriterler var onları unutmamak gerek diyerek “Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla örülüdür” sözünü öğrenmemi sağlamıştı.

Binbir sebeple yollarımızın kesiştiği insanlara, içinde bulunduğumuz olaylara yaklaşımımız iyilik temelinde olmalı, ancak eylemlerimiz iyilik kriterleri sürdüğü sürece bu yönde devam etmeli.

Neticede Ziya Paşa’nın söylediği özdeyişte olduğu gibi “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” sözünü de unutmamak gerekir. Burada uslanmayan taraf olmamak önemli.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.