DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Abandone Olmak

Sesli Dinle

“İş kazalarının müsebbibi İş Güvenliği Uzmanları olmadığı gibi, güncel krizlerin ve sorunların müsebbibi de Türk Milleti değildir”

Abandone Olmak
20.12.2021
9.656
A+
A-

Selam olsun düşüncelerime katılan veya katılmayan, ancak kulak veren siz güzel insanlara. Şu zamana kadar birçok konuda fikirlerimi siz dostlar ile paylaştım. Amaç farkındalığa, değişime, gelişime küçük de olsa katkı sağlayabilmek.

Bu hafta gündemim “Abandone Olmak” oldu. Fikren, fiziken, fiilen, maddeten, manen; yani hayatın gerçekliğinde akla gelebilecek her alanda geçerli olan bir hal.

Ekonomiden hiç anlamayan hayatın içindeki bir birey olarak ABD, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerdeki dostlar veya dostların dostları ile görüşerek edindiğim bilgileri paylaşmıştım. “Dolar 25 TL olması gerekli, fakat 21 TL civarında kalır” düşüncelerine de yine satırlarımda yer vermiştim.

Olgu anlamında değerlendirildiğinde yaşadığımız krizlerin müsebbibi siyasi irade ve iktidar diyemeyiz. En azından ben diyemem.

İktidar, halkın oylarıyla göreve getirilen, adı üzerinde “Vekil” unvanıyla oluşan yapı değil midir?. O zaman bizler bizim gibi olanları, bizim gibi düşünenleri, bizim gibi yaşayanları vekil kılmış, iktidara taşımış olmuyor muyuz?.

Bundan 20 yıl önce Ecevit’in durumunu fırsata çevirenler olduğu gibi bu durumu eleştirenler de olmuştu. Günümüzde siyasi isimlerin tamamına, kulislerin gündemlerine, ekranlara yansıyan görüntülere ve yaşananlara bakıldığında değişen bir şey görünmüyor. Başköşede bilgisiyle, tecrübesiyle, donanımıyla ışık olması gereken değerli isimler çarşı, pazar, sokak, esnaf koşuşturmacalarıyla yoruluyor, büyük birikimler, değerli zamanlar heba ediliyor.

Hafta içerisinde tanık olduğum cümleleri paylaşmak istiyorum.

İlk olarak “Vatan hainliği değil. Ama öyleyse de umurumda değil, dolar aldım” cümlesini duyduğumdaki hislerimi tarif edemem. Sonrasında “Herkes kendi çıkarına, kazancına bakacak” cümlesini duymak rahatsız edici gelmişti. “Bankalara müdahale olabilir, altın ve dolarları evlerde saklayalım” cümlesi sanırım hırsızların hoşuna gidecek bir cümle olmuştur. Siyasilerin, liderlerin değil, sade vatandaşın ağzından dökülen bu ve benzeri cümlelere hafta sonuna doğru alışmaya başladım.

Ardı arkası gelmeyen zamlara rağmen trafik kilit durumda. Tüm banka şubeleri, döviz büroları etrafında elinde çanta, bavul olan insanları sadece ben mi görüyorum?

Kafeler, restoranlar, barlar ve sabahlara kadar açık olan eğlence mekânlarında yer bulunamaması, bu mekanların kapı önlerindeki kuyruklar, dudak uçuklatan rakamlara tekabül eden hesaplar sadece benim mi gözüme batıyor?

Evet, bir kriz var. Fakat nasıl bir kriz, kimi vuran bir kriz, anlayamıyorum.

Asgari ücret müjdesine de mutlu olan, iktidarı yere göğe sığdıramayanlar oldu. Ancak işveren dostlar maliyet hesabı yaparak personel azaltma programları yapmaya başladılar. Sanırım bu sadece benim tanışım olan işverenler için geçerli bir durum değildir.

Taşradan bir kardeşim aradı, sohbetimiz sırasında “Abi asgari ücret 1000 TL olsun, fakat ben o para ile kiramı, faturalarımı ödeyeyim, evimi geçindirebileyim. Alım gücü olmayan, yetmeyen milyon olsa ne anlamı var?” demişti. Düşündüm bana da mantıklı geldi.

Bir dostum da beni kutladı. Halen kullanıcısı olduğum ve gözümdeki ederi 5.000 TL olan aracımın değerinin 40.000 TL olduğunu söyledi. İyi de benim hayalimdeki 50.000 TL değerindeki araç ise 180.000 TL oldu. Şimdi ben nasıl kar ettim, anlamıyorum.

Bir iş için ayrılmış küçük bir bütçem banka hesabında faizsiz olarak durmakta. İşi halen icra edemedim. Doların 13 TL civarında olduğu yakın tarihten günümüze kadar halen öylece duruyor. Okurum olan bankacılar arayıp doğru çıkan öngörülerime uymadığımı, parayı dolar olarak bekletmiş olsaydım karda olacağımı söylüyorlar. Bence ben küçük bütçemle de olsa ülkeyi ve ekonomiyi dar boğaza sürükleyen çarkın içinde olmayarak daha mutluyum.

Bu hafta içerisinde özel tesadüfler de yaşadım. Anavatan Partisi Genel Başkanı Sayın İbrahim ÇELEBİ ile bir araya geldiğim bir toplantıya katıldım. Anadolu insanı sadeliğindeki ve samimiyetindeki Sayın Çelebi ile uzunca sohbet etme imkânı buldum. Görüşmemiz içerisinde iş dünyasından değerli isimler, üst düzey kamu görevlileri, Emniyet Müdürleri de bulunmaktaydı. Yani farklı kesimden birçok isimin bir arada olduğu bir görüşme oldu. Sayın Çelebi milli hassasiyetler ile destek verdiklerini belirttiği iktidara, yine milli hassasiyetlerle sistemsel eleştirilerde bulunarak, sanırım benim aynı zamanda İş Güvenliği Uzmanı olmam sebebiyle ilginç bir cümle kurdu. “İş kazalarının müsebbibi İş Güvenliği Uzmanları olmadığı gibi, güncel krizlerin ve sorunların müsebbibi de Türk Milleti değildir” dedi.

Sayın Çelebi “Tarih ders almak isteyenler için sınırsız bilgilerin yer aldığı hazinedir, Lale Devri nasıl bir yıkım olarak yerini almışsa, aile veya sülale devri de benzer şekilde yerini alacaktır. Fani dünyada mevkiler ne kadar büyükse veballer de o derece büyüktür” diyerek hassasiyetlerini, düşüncelerini, endişelerini ifade etti.

Yazarımız Ahmet Çirkin’in “Çemen Kokusu Misali” başlıklı yazısını, Hanifi Aktaş’ın “Mızrak Ucundaki Kur’an” başlığıyla kaleme aldığı yazısını ve Onur Oktav’ın “Hata Gücü Eritir” başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Okuduğunuzda bana hak vereceksiniz.

MevzuHaber ailesi üyelerinden yazarımız Nurkan Arslan’a geçirdiği rahatsızlık sebebiyle geçmiş olsun diyorum. İnsanlara faydalı olma gayretiyle 1 yılı aşkın süredir hiçbir aksaklık olmadan sorumluluğunu eksiksiz yerine getiren sevilen yazarımıza daha uzun yıllar süresince beğenilen, faydalanılan yazıları ile sizlere seslenebilmesini temenni ediyor, acil şifalar diliyoruz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.