Çemen Kokusu Misali

İnsanın kendi kendine ettiğini bir dünya bir araya gelse edemez.

Çemeni bilirsiniz, tadı lezzeti harikadır kimi sever kimi sevmez o ayrı bir durumdur fakat sorun yedikten sonra başlar değil mi?

Hani terlersiniz ve o çemen kokusu inceden inceye gelmeye başlar ve akşamı zor edersiniz bir an önce duş alıp kokudan arınmak için, işin kötüsü bir hafta sürer bu koku azalarak da olsa. Demem o ki, insan yediği bir çemenden bile bu kadar kokuyorsa düşünceleri ve fikirleri ile nasıl kokardı acaba?

Her kötü düşünceye ya da kötü olan bir huy veya ahlaka iğrenç bir koku kodlasak sokaklar ne hal alırdı? Bunun tersi de mümkün tabi, sözü özü bir olan, kimsenin onurunda namusunda haysiyetinde ve kazancında gözü olmayan insanlar da misk gibi koksa mesela, ne güzel olurdu değil mi? Kimin ne olduğu kokusundan belli olurdu.

Aslında bunun için böyle kokuya da gerek yok insan da eksik ne ise dilindeki de o dur, bunları şekillendiren ise düşünceleridir ve bilerek yapılan tercihlerdir, birçoğu sonu baştan belli olan. Bir şeyi seçerken başka bir şeyden feragat eder insan, iyi olurken kötülükten vaz geçer, kötü olurken iyilikten vaz geçer, her durumda içinde bulunduğunuz hal tercihlerinizi mutlaka etkiler fakat temelinde yine düşüncelerinizdir etken kuvvet.

İnsanın kalbini eğitmeden beynini eğitmek en büyük felakettir çünkü kalp her zaman haktan yanadır, o yüzden kalp ile severiz ve sevilene canım deriz, beyin ise kalbin yükünü kaldıramaz ki böyle bir görevi de yok zaten anlamaz da. Kalbi eğitirseniz ve temiz tutarsanız beyniniz de buna adapte olacaktır, bir nevi beyinde şekillenen düşüncelerin tarlası gibidir kalp, o yüzdendir Allah imanı kalpte ister, bir işi hakkı ile yaparken yüreğini ortaya koymak deyiminin ortaya çıkması da bundandır.

İnsan isterse hayatını gül bahçesine isterse de çöplüğe dönüştürebilir, bu durum olgular ile alakalı değil, algılar ile alakalıdır.

Mahatma Gandi; “Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür.” Derken bundan bahsediyor olmalı.

İnsan mutlak suretle ihtiyaç duyan isteyen varlıktır ve isteğinin karşılandığı ölçüde mutlu olabileceğini düşünmektedir ki bu durum insanı ziyana götüren şeylerden biridir.

İşin özü eğer kalbinizi eğitir ve nefsinizin kölesi olmaktan kurtulursanız, beyniniz de bu duruma göre şekillenip, duygu durum düşünceleri geliştirmeye başlayacak ve bu gün sizin canınızı sıkan birçok şey için yarın kendi kendinize hayıflanacaksınız.

Aksi durumda ise en başta söz ettiğimiz çemen kokusundan kendiniz bile rahatsız olmaya başlar ve kendi kendinize bile yük olmaya başlarsınız. Bu yüzden deniliyor yıllardır “İnsanın kendi kendine ettiğini bir dünya bir araya gelse edemez” diye.