DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yersiz Miskin “OBLOMOV”

Sesli Dinle

İnsanı, hayatı, bireyin kendini, toplumu sorgulamamızı sağlayacak türden bir kitap.

01.04.2021
7.428
A+
A-

İvan Aleksandroviç GONÇAROV, OBLOMOV”

 “Yaşamak da bir amaçtır. Bir insanın varlığı gereksiz olabilir mi hiç?”

Pek çok kitap sayfasında gördüğüm, dost meclislerinde adı geçen Oblomov’la bu defa ben, şahsen tanış olmak istedim. O yüzden bu sefer ki misafirliğim, Oblomov’a.

Yoran bir ev sahibiydi Oblomov. Ruhumu bunalttığı yerler, ona hak verdiğim yerler kadar çok ve tabi şahsına kızgınlığımda. Öyle çok ikilemde kaldım ki bu satırlarda hangi duygum ağır bastı yahut bazen beni satırlara kim damıttı bilemedim. İçimde yer alan Oblomov’a kızdım, satırlarda yer alan Oblomov’a kızdım. Onu aklamaya çalışırken aslında bizde yer alan taraflarını aklamaya çalıştığımı fark ettim şaşkınlıkla.

Peki, kim bu Oblomov, nedir bu Oblomovluk?

Kendi şahsına münhasır dedikleri türden biri Oblomov. Hayal âleminden çıkamayan, her şeye üşenen, yaşamı erteleyen, huzurunu bozan her şeyi öteleyerek hayatını tek düzeleştiren ve bundan pişmanlık duymayan biri. Olması gereken ile olan arasındaki uçurumu hiçbir zaman önemsemeyen, üçüncü dünya savaşı çıkmış olsa dahi kendi çöpü zarar görmediği sürece bir çabası yahut bir kederi olmayan bir birey Oblomov.

Akan bir su Oblomov. Ancak ne rahat akmak için etrafını aşındırıyor ne de geçtiği yollara kendinden bir kum parçası taşıyor. Önüne set konulması da rahatsız etmiyor onu. Kendi halinde birikmeye devam ediyor ancak, asla taşmıyor.

Oblomovluk ise;  “Ya şimdi ya hiçbir zaman.” sözünün “hiçbir zamanında” kalmış; hayal ile hakikat arasında kısılıp kalmaktan, her defasında hayale sığınarak kaçınmış herkes. Hâsılı ben, sen, o. Bizden öte gitmiyor Oblomovluk.

Kitabın pek çok yerinde yüreğinizin ortasına kocaman bir kasvet olarak çöküyor Oblomov’un düşleri ve düşünceleri. Bunun için sadece Oblomov’u suçlamak yersiz elbette. Çünkü bir birey, ailesinin ve çevresinin ortak ürünüdür her zaman. 19.yüzyılda içi boşaltılmış kurumların yer aldığı, yüzeysel olarak varlığını devam ettiren Rusya’nın yanı sıra, kendi ördüğü ağın arkasını merak etmekten korkan bir ailenin ürünü Oblomov.

Bu kasvetli miskinlik halinden hiç mi çıkartmamış sevgili Gonçarov, Oblomov’u?

Elbette pek çok girişimde bulunmuş. Kimi vakit kendisi, kimi vakit en yakın arkadaşı çalmış kapısını kimi vakitte bir aşk. Ancak taşıma suyla değirmen dönmez misali hep yarıda kalmış bu çabalar. Hiçbir zaman hedefini bulmamış ya da bu hedefleri kendi oluşturmadığı için hiçbir zaman tam anlamıyla bir uğraş vermemiş sevgili Oblomov.

En yakın arkadaşı Ştoltz olarak okuyucunun ve Oblomov’un karşısına çıkarılan karakter, Oblomov’un nezdinden tez-antitez olarak gösterilmiş. Böylelikle Oblomuv’un okuyucuda bıraktığı zorunlu etki daha çarpıcı biçimde ortaya konulmuş zannımca.

Bütün bunlara inat kızgın değilim, mutsuz ayrılmadım bu satırlardan. Beni mutlu eden kitabın nihayeti değildi şüphesiz. Asırlar, coğrafyalar farklı olsa dahi bireye, topluma ve en önemlisi içimize tutulan bir ayna görevindeydi Oblomov. Sümen altı ettiğimiz, eğreti durduğunu görüp üstümüzden silkinip atmaya çalıştığımız, kimi zaman ayrımında olmadığımız diğer bir benliğimiz Oblomov.

İnsanı, hayatı, bireyin kendini, toplumu sorgulamamızı sağlayacak türden bir kitap. Sevgili muharririn çizdiği karakterlerin yanında, toplumu, değişime direnen belirli olguları ve yapıları sade ancak zihnin duvarlarına takılıp kalacak kadar güzel anlatması kitaba değer katan bir başka husustu muhakkak.

O kadar çok şey söylenebilir ki kitaba dair. Kitaptan yola çıkarak bugüne dair. Bugün varlığını koruyan insan ruhlarını, hayata bakış açılarını, aşkları, hâsılı her şeyi konuşmak mümkün bu satırlar üzerinden.

Ahhh Oblomov! Üşengeç, vurdumduymaz ve hayatı keyfe keder yaşayan, mekânı bilinmeyen zamansız miskin. Seninle tanış olmak çok kıymetliydi benim için. Başka bir yaşımda, başka bir bakışımda, bir başka ben ile muhakkak yine kesişecek yollarımız. Başucu kitabım olmayacak satırların lakin içimdeki Oblomov’u ne vakit susturmak, canlanmak, var olmak için uğraş vermek dilersem sığındığım “ancakların” nihayeti olacak satırların.

İçindeki Oblomov’la tanışmak yahut farkında olduğu halde farkındalığını susturmak dileyen tüm kitap dostlarına tavsiye olsun bu güzel satırlar.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.