DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Neden Kızıyorsunuz?

Sesli Dinle

Ragıp Çiçen diye bir adamcağız var, duyanınız olmuştur. Hani CHP Genel Merkezi önünde kendisini yakmak istemişti, insanlara zarar gelmesin diye ince düşünceyle boş tüpleri arabasına koymuştu. Bu adamın hayat hikayesine yaptığı işlere bakarsanız gerçekten hayran kalırsınız.

Neden Kızıyorsunuz?
10.04.2023
4.402
A+
A-

Selam olsun siz seçkin insanlara, kıymetli okurlarıma. Geçtiğimiz haftalarda yazdığım “Teknoloji Nimeti” başlıklı yazım sebebiyle bir dolu sitem aldım. Yazıma şaşırdıklarını söyleyen değerli isimlere ben de şaşırmanıza şaşırdım diyebildim.

Sorun Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkındaki yorumum oldu. Kırılma dönemindeymişiz, saltanata son verilecekmiş, haksızlıklar, hukuksuzluklar son bulacakmış ve daha birçok mışlar, mişler.

Gülümseyerek ve iddiaları kabul ederek soru sormak istedim, şartım sabırla dinleyip cevap verilmesi oldu.

Bana göre Altınlı Masada yer alan siyasi liderlerin ve kadrolarının siyaset mesailerindeki süreleri sordum. Cevap bilindikti.

Saltanat ve saltanatın yıkılacağı iddiası kendiliğinden çürümüştü. En önemli konu adalet, hukuk ve hak konusuydu. Onlarca konu içerisinde sadece bir konuyu sordum ve sonuç yine tatmin etmeyen cevaplar oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu veya hiçbir siyasi lider için nahoş bir ifade kullanmak istemem. Onlardan önce onları seven sevdiklerimi incitmekten imtina ederim. İllaki her bir lider kendi dünyasında ve yaşamında kıymetli hizmetleri olmuş insanlardır. Cumhuriyet Halk Partili, İyi Partili, Milliyetçi Hareket Partili olduğum kadar Ak Partiliyim. Beni tanımanıza gerek yok, yazılarım zaten kim olduğumu anlatıyor. Burada ülke, devlet ve millet menfaatleri temelinde, özeleştiri olgusunda gerçekçilik önemli.

Ragıp Çiçen diye bir adamcağız var, duyanınız olmuştur. Hani CHP Genel Merkezi önünde kendisini yakmak istemişti, insanlara zarar gelmesin diye ince düşünceyle boş tüpleri arabasına koymuştu. Bu adamın hayat hikayesine yaptığı işlere bakarsanız gerçekten hayran kalırsınız. Bu kişiyle uzunca zaman önce tanışma imkanım oldu. Kendisiyle tanıştığım dönem sıkıntılı süreçlerinin başlangıç dönemiydi diyebilirim. Zarif, kibar, sanatçı kişiliği açık bu insan depresyona girdi girecek gibiydi.

Ankara’da halkın faydalandığı birçok parkta imzası vardı, park derken devasa alanların, göletlerin olduğu yerler buralar. Ancak Melih Gökçek’in kendisini sürekli zarara soktuğu, paralarını ödemediği gibi birçok konuyu anlattı. Ardından şu an büyük sorun olan milyarların israf edildiği ünlü dinozorlu parkında aslında kendi projesi olduğunu, projeyi Melih Gökçek’in talep ettiğini, ancak projenin yapım aşamasında Melih Gökçek’ten kaynaklı sorunlar sebebiyle kendisinin işten el çektirildiğini iddia etti. Tabii parkın aslına uygun olmayan, projeyle tamamen alakasız şekilde yapıldığını özellikle belirtti. “Çalıntı veya kopyalama yoluyla fikirler ancak bu şekilde gerçekleşir” derken ince bir tebessüm belirmişti yüzünde.

Sanatçı kişiliği ve icraatları sebebiyle istisnai olarak sit alanlarında dahi inşaat olarak adlandırılabilecek yapıları yapabilme ayrıcalığı olduğunu belirtip, kimi işlerini örnek göstererek iddialı bir duruş sergiledi.

Ardından aldığım ölümcül darbe diye adlandırdığı İzmir, Karabağlar’ da yaptığı park sebebiyle yaşadıklarını anlattı. Bu konu zaten fazlasıyla gündem oldu. CHP Genel Merkezi önünde kendisini yakmak istemesi, Savcılığa yaptığı kendisini dahil rüşvet alış verişleri benzeri sayısız şikâyetleri gibi konular medyada yer aldı. Açtığı davaların meçhul şekilde kapandığı, dosyaların kayıp olduğu yine kendi iddialarındandı. Bu davalarda karar veren isimlerin ise sonradan Fetö örgüt üyeliğinden tutuklandığı da belirttiği ayrıntılar arasında yer aldı.

Sonuç olarak bu kişi tüm varlığını, sanatını, işini, ailevi düzenini kaybetmiş ve sonunda girdiği depresyonla akli dengesini de yitirme aşamasına gelmişti. Bugün merhum Sinan Ateş’in eşi hanımefendiye kapılarını açan Kemal Kılıçdaroğlu bu kişiye neden kapısını açmamıştı, neden dinlememiş, iddiaları araştırmamış, sorumlular hakkında gereğini yapmamıştı. Mağdurun haykırdığı, kendisini Genel Merkez önünde yakmayı göze aldığı haksızlığa, zulme, hukuksuzluğa neden duyarsız kalmıştı.

Bu konu dahi tek bir örnek olarak adalet, hak, hukuk düzeni sağlanacak iddialarını çürütmeye yetmekteydi.

Teşkilat ve taban yapısı olarak İyi Parti’ye yakın olan Deva, Gelecek, Saadet Demokrat Parti nasıl CHP listelerinden seçime giriyor?” bunu da sordum. Acaba bu parti liderleri seçim sonrası CHP’den kopmak İyi Parti’den kopmaktan kolay diye mi düşündüler? Yoksa CHP, İyi Parti’nin vekil sayısını mı düşürmeye odaklanmıştı sorusu da yanıtsız kalan sorulardan oldu.

Diploma konusu yine gündemde daha önce düşüncemi ifade etmiştim. Bugün en büyük sorun hak, hukuk, adalet diyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sağlık sorunu baskındır. Ciddi tedaviye ihtiyaç duyulan hastalar Türkiye’ye gelir tedavilerini olur. En azından yakın geçmişte öyleydi. KKTC Meclisine baktığımızda siyasi isimlerin çoğu doktordur. Türkiye’de meclise baktığımızda ise hukukçuların baskın çoğunluğuna itiraz etmek mümkün değildir. Peki, iktidarından muhalefetine bu kadar hukukçu tarafından temsil edilen meclis neden sorunun çözümü olamamaktadır.

Demek ki diploma çok da elzem bir konu değil.  6 adet üniversite okudum, 3 üniversiteyi bitirdim. Hocalarım, arkadaşlarım onlarca insan beni ben de birçoğunu tanırım. Eğitim sisteminin Üniversitelerdeki boyutunu iyi bilenlerdenim. Basına yansımış haberlere bakıldığında kimi Rektörlerin, öğretim görevlilerinin onlarca Dekanlığa, görevlere vekaletleri, eş, çocuk ve yakınlarına yaptıkları ayrıcalıklar ortada. Hatta bu durum skeçlere dahi konu olmuş durumda.

Kaldı ki Ragıp Çiçen AK Parti’ye karşı söylemleriyle ön plana çıkmış veya çıkartılmış olsa da bir sorusu herşeyi özetliyor. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanlığı yapmıştı. Şu an İstanbul Belediyesi CHP tarafından yönetiliyor. Sayın Erdoğan’ın özlük dosyası ellerinde yok mu, neden çözümden uzak magazin söylemlerle bu konu gündem ediliyor diye soran Çiçen haklıydı.

Bahsetmediklerimiz veya daha önce bahsettiklerimiz dahil bunca muammaya rağmen Kılıçdaroğlu seçildi diyelim, savcı aynı, hakim aynı, polis aynı, jandarma aynı, ekonomi aynı, bürokrat aynı neyi nasıl değiştirecek? Belediyelerdeki başarı oranları ortada. Tabii halk aynı, esnaf aynı, iş insanları aynı, gazeteciler aynı ve daha nice aynıları da unutmamak gerek.

Hasılı bence sorumluluğu toplum olarak kendimizde aramadığımız sürece liderlerden mucize beklemek işin kolayına, hazırcılığa kaçmaktan ve hayalden öte bir şey değil. Siz bu satırları okurken vekil aday listeleri YSK’ ya verilmiş olacak. Meclis tablosu o zaman netleşir. Cumhurbaşkanlığı konusunda düşüncem aynı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.