DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Mesaj Açık Anlayabilene

Sesli Dinle

Yazarımız Ahmet Çirki’in “Mezarlıklar Güzel Yerler Değil mi” başlıklı yazısında dediği gibi “adımızı hatırlayan son kişi de öldüğünde hiç yaşamamış gibi olacağız.”

Mesaj Açık Anlayabilene
14.03.2022
7.836
A+
A-

Selam olsun yaz mevsimi hazırlıklarını yaparken, kış mevsiminin esintilerini yaşayan siz satır dostlarıma. Kar, tipi, yağmur ve ayaz bu haftanın ruhuma işleyen halleriydi.

Çoğumuz geleceğe dair plan ve programlar yaparız, kendimizce stratejiler de üretiriz. Kurulan hayaller ise farklı bir konu. Ben uzun vadeli program yapmam, yapamam, buna gerek de görmem zaten. Gayret ile tevekkül arasında bir denge kurmaya çalışır, Yaratıcı’nın vaat ettiği sözlere ve garantilere güvenirim. Sanırım o yüzdendir yaşamsal rahatlığım.

Yakın tarihlerde yaptığım bir gezide içinde bulunduğum araç arızalandı. Durmak zorunda kaldığımız bölgede söz sahibi bir dostumu arayarak yardım istemeye niyetlendim. Aradığım telefona dostumun bir çalışanı cevap verdi. Kendisine adımı ve yolda kaldığımı, yardıma ihtiyacım olduğunu ve beni aramasını iletmesini istedim. Beklediğim o arama olmadı.

Biz bir başka dostumuzun yardımıyla sorunumuzu çözdük ve spontane gelişime bağlı programımızı icra ettik. Şehirden ayrılmadan önce ilk aradığım dostuma ulaşarak buluştum. Buluştuğumuzda orada bulunan telefona yanıt veren kişi olduğunu öğrendiğim personele notumu iletip iletmediğini sordum. Konuşmayı takip eden dostum söze girdi ve notun iletildiğini ancak hatalı bir not olduğunu düşündüğünü söyledi, ya arayan kişi ben olamazmışım ya da yolda kalan kişi. Cümlesini “yıllardır tanışırız hiçbir zaman yolda kaldığına bir talepte bulunduğuna şahit olmadım” sözleriyle bitirdi.

Demek ki yaşam şeklim ve prensiplerimde doğru yoldayım, verilmiş sözlere ve verene olan inancımda ve güvenimde haklıyım.

Bir başka ziyaretimde ise yine bulunduğum ilde bulunan eski mesai arkadaşlarıma selam vermek, görüşerek özlem gidermek istedim. Var olsunlar buluştuk, hasbihal ettik, hasret giderdik.

MevzuHaber ailesinde yer alan yazarımız Hanifi Aktaş ile yüz yüze tanışma imkânı da buldum, konuğu olmaktan onur duydum. İnsanların yazıları, sözleri, hareketleri onlar hakkında çok şey anlatır, güzel bir insan ile hemhal olduğumuzu idrak etmiştik, teyit etmek de nasip oldu.

Çokça bağım olmayan eski mesai arkadaşım, evinde kahvaltıya davet etti. Davete icabet sünnettir ya hani, mutlu oldum ve mecburen şehirden dönüş planımı sarkıtarak davete katıldım. Uzun süren kahvaltıda arkadaşımın annesiyle sohbet ederek, anılarını zevkle dinledim.

Küçük bir şehir gezisinin ardından son bir çay molası sonrası Ankara’ya yola çıkmaya hazırdım. Arkadaşım kalmamı teklif etse de nafileydi zaten kendimce dönüş için çok geç kalmıştım. Ancak sipariş ettiğimiz çay masaya gelmeden arkadaşıma gelen telefonla tüm planlar değişti. Yaşanan kaza ile vefat eden yakını için bir başka şehre yola çıkmak zorunda kalan acılı aileye eşlik etmek vazifesi ve vebali benimdi. Gün boyu anlatılan anıların yaşandığı kilometrelerce uzaktaki şehre gitmek, anlatılan anılarda bahsi geçen her biri farklı şehirlerde yaşayan onca insanla tanışmak varmış nasipte.

Tüm ailenin göz bebeği olan genç, sevilen bir kişilik olduğu görülen merhum ilahi takdirle beklenmedik bir anda, bir vesileyle ebedi aleme irtihal etmişti.

Cenaze işlemleri sırasında görevli personelden özel bir ricam olmuştu. Ricam ile mevcut işine ek işlem yapacak o kişiye teşekkürümü ifade edebilmek için bir teklifim oldu. İş elbisesi içindeki, soğuk hava sebebiyle üşüyen elleriyle, dizlerine kadar çamur içindeki o kişi duymaya alışık olmadığım bir yanıtla beni mutlu etti. Hediyemi ret eden o insan “Bu benim işim, işimi yapmak için hediyeye ihtiyacım yok, sen bir garibana hediye ver, onu mutlu et” dediğinde doyumsuzluklar ve doyumsuzlar nedeniyle her gün sayısız zulümler yaşanan dünyanın neden helak olmadığını anladım. İsmini sorduğum bu tertemiz kalbin sahibi “Mürsel” dedi. Yakın tarihlerde bahsetmiştik ya hani “Nebi” diyerek. İsminin anlamı Nebi olan bu kişi vazifesini icra etmiş ve bir hatırlatma ile mesajı iletmiş, bilgiyi güncellemişti. Yayladağı Belediyesinde görevli Mürsel “keşke ülkemi yönetse” dedim içimden.

Tüm bu süreçte bilmediğim, görmediğim diyarlara gidecek olmam, olası bir ihtiyacımı nasıl gidereceğimi kime danışacağımı bilmemem içimde dert olmuştu. Oysaki Sözün Sahibine itimat tüm çözümlerin anahtarıydı. Hiç tanımadığım, görmediğim bir kimse ile bir vesile irtibat kurdurulmuştu bana. İsminin Mahmut olduğunu öğrendiğim bu kişi henüz biz yola çıkmadan ihtiyacımız olabilecek her konuda hazırlıkları tamamlamıştı ve sadece bir telefon ile yanımda olacaktı. “Övgüye değer” anlamı taşıyan Mahmut isimli o kişiyi ne kadar övsem az kalır. Yani aslında hayatımızdaki her şey, her hal ile bizlere sayısız işaretlerle sayısız nimetlerle sayısız güzelliklerle sesleniyor.

Ben tüm bunları yaşarken sizler de hayatın gerçekleriyle, olaylar ve kişilerle günlerinizi geçirirken ülkem gündemi nasıldı bilemiyorum.

Sahte plaka takarak aracının yakıt deposunu doldurup kaçan, polis, jandarma, adliye gibi kurumlara anlamsız onca iş yükü çıkaran, pompacısından, mesul personellere kadar çokça kişiyi mağdur eden kişilerin de vekilleri olan Meclis üyeleri seçim barajını düşürme mesaisi veriyordu. Miraslarla varlığını sürdüren fakat halkın nazarında sınırlı kalan particikler, kendilerini geliştirmek yerine baraj olarak tanımlı kotaları düşürmeyi çözüm saymakta.

Geçmişte vekil seçilen, ancak meclise adım atmadan, mazbatasını alamadan ebediyete irtihal eden isimler olmuştu. Zaten son yolculukta hiçbir unvanın olmuyor. İnsanoğlu yalnız ve çıplak geldiği dünyadan yalnız ve çıplak olarak ayrılıyor. Yazarımız Ahmet Çirkin’in “Mezarlıklar Güzel Yerler Değil mi” başlıklı yazısında dediği gibi “adımızı hatırlayan son kişi de öldüğünde hiç yaşamamış gibi olacağız.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.