DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kucak Dolusu Ayıplar Ve Harama Dönüştürdüğümüz Helaller

Sesli Dinle

“Mutlu olmak için makam veya maddi zenginlik şart değil” iddiasını teyit eden bir yaşam örneği oldu bu mütevazi kişinin anlatımları.

Kucak Dolusu Ayıplar Ve Harama Dönüştürdüğümüz Helaller
10.10.2022
5.284
A+
A-

Selam olsun hayatı güzelleştiren, güzel gören, güzel düşünen, güzel eylemleriyle ömür geçirmeye çabalayan, satırlarıma vakit ayıran siz güzel insanlara.

Bir süredir sorumluluğum olan köşe yazılarımı yazıyor, ancak yayınlanabilmesi için gerekli aşamaları yerine getiremiyordum. Haliyle sorumluluğunu yerine getirmeyen kimseler listesinde yerini alma yolunda ilerlemekteydim.

Ancak işin aslı sorumsuzluk veya ihmal değildi. Satırların; vakit ayıran, dolayısıyla emek veren, değer veren siz özel kimselere layık, faydalı bilgilerden oluşması önceliğimdi.

MevzuHaber geçmiş zaman köşe yazarlarımızdan bir arkadaşımız yazmakta zorlanıyorum, toplumu, yaşanılanları gördükçe insanlıktan uzaklaştığımızı düşünerek insanlık adına bir damla faydalı olma gayretimi hayatın her alanında yitiriyorum diyerek azlini istemişti. Bu kimseyi anlamakta zorlanmış, doğru ve makul bulmamıştım. Halen aynı fikirde, fakat kendisini daha fazla anlar haldeyim.

Eğitim ve lisanslarımla yetkilendirildiğim farklı branşlarımda mesai arkadaşlarıma söylediğim bir söz var; “İşe gelmenize gerek yok, sadece sorumluluğunuz alanında aksama olmasın. Şayet aksaklık oluyor ise sizin mesaide olmanızın anlamı yok.” Tabii bu sözlerimi anlamakta zorlanan çok insan tanıdım.

Oysaki pandemi sürecinde hız kazanan ve özellikle batı ülkelerinde hızla gelişen bir modelmiş evden çalışma, ofis veya iş merkezi olmaksızın çalışma gibi haller. İşin gerçeği her konuda uygulamalar ve kurallar toplumsal kültür yapısı dikkate alınarak belirlenmeli. Türk toplumu için bu aşamaya, daha bir hayli zaman var diyenlerin sayısı hiç de az olmasa gerek.

Yani köşe yazılarımdaki aksaklıklar faydalı olguları ifade edebilme çabamla doğru orantılı olarak gerçekleşmekte. Bu durum, “sorumluluğuma mazeret midir?”, bence hayır.

Baştan aşağı İslam hassasiyeti ile donatılı, canım ülkemin, kelimeyi şehadeti, besmeleyi unutmuş biz vatandaşları manevi hassasiyetlerimizde çok şükür pek bir netizdir.

Semavi tüm dinlerde mahrem yerleri örtün ya da bakmayın emri malumunuzdur. Bu hali nasıl yorumladığımız, nasıl uyguladığımız ise ayrı bir konu. Bizler tanık olduğumuz kadarıyla yarım yüzyıldır bu tanımı çözemedik, ötesine geçemedik.

Saçları açık belki biraz makyajlı bir hanımefendinin 2014 yılında Sayın Cumhurbaşkanı ve katılımcılar huzurunda yaptığı konuşmanın bir kısmı hatırıma geldi.

Alev Alatlı aldığı ödül sebebiyle yaptığı konuşmada “Helal, Haram, Yasal ve Yasal değil, Suç ve Suçlu ile Suçsuz” tanımlamalarını konuşmasında net olarak ifade etmişti.

Konuşması bana yıllar önce bir hakim dostumun “Haklı olmak mahkemeyi kazanmak anlamına gelmez” sözünü ve bir büyüğümün esprisi olan “Helal haram ver Allah’ım, bizimkiler yer Allah’ım” sözünü hatırlattı.

Yakın tarihlerde sohbet ettiğim güzel bir insan hayata karşı bakış açısını, belki sırlarını paylaştı benimle. Onur duydum ve bu muhabbete, güvene layık olma sorumluluğunu manen hissettim.

Bu x şahıs, aktif ve başarılı bir üniversite dönemi geçirir. Birçok alanda tanınan, sayılan, sevilen bir kimse olmuştur. Başarılı öğrenciliğinin yanı sıra önemli sosyal etkinliklerde ve sivil toplum kuruluşlarında görevler alır.

Sonrasında ise kendi tanımıyla bir karar vermesi gerekir. Ya yoğun ve yorucu bir hayatı seçerek siyaset yapacak ya da tekrarı olmayan yaşamda, tekrarı olmayan zamana hükmedecek, her bir anın tadını çıkaracak ve her bir anıya tanık olacaktı. İkincisini seçer. Evlenir, çocuklarıyla birlikte sakin ve sade bir yaşamı seçer. Evinden işine, işinden evine gider, gelir. Tüm etkinliklerini ailesi ile yapar. Çocuklarının tüm anılarında anne ve babası yanı başlarında olur.

Bu x şahıs kendisinin popüler dönemindeki tüm yakın arkadaşlarının milletvekili, belediye başkanı olduğunu söyler. İsim isim de sayar. Bugün arkadaşlarının yaşamlarına baktığında doğru tercih yaptığını gördüğünü ifade eder. Arkadaşları vekildir, başkandır fakat eşlerine, çocuklarına tekrarı olmayan onlarca anıya uzak kalmışlardır.

“Mutlu olmak için makam veya maddi zenginlik şart değil” iddiasını teyit eden bir yaşam örneği oldu bu mütevazi kişinin anlatımları.

Tüm inançlarda hakkaniyete önem verildiğinden, hassasiyet gösterilmesi gerektiğinden bahsedilir. Yaratıcı’nın en net uyarıları arasındadır bu hal. Biz insanoğlu ise makam uğruna, para uğruna ne oyunlar oynuyoruz, ne hainliklere tanık, taraf ya da mağdur oluyoruz. Utanma duygusundan ari, insanlık, onur, ahlak kavramlarından uzak, hiçbir inanca uymayan, korkusuzca ve umarsızca yapılan kolayları zorlaştırdığımız ne çok ayıp var yaşam döngüsü içerisinde.

Makamlar geçer, paralar tükenir, ömür biter ve bir gün toprakla buluşuruz. O sırada insanların kalplerinde nasıl yer alacağımız, nasıl anılacağımız ise ayrı bir muamma. Örneğini sosyal paylaşım ağlarından hatırlıyorum. Cenaze başında “Nasıl bilirdiniz, hakkınızı helal ediyor musunuz?” sorusuna “Hayır” diyerek haykıran bir kimseyi.

Ses verilmeyen “Hayır” haykırışlarını duymaktan imtina eden güzel insanlarla olmak dileğiyle…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.