DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kafa Yapısı

Sesli Dinle

Günümüz koşullarında insanların dini olgulardan hızla uzaklaştığını ifade edenlerin sayısı artmakta. İnandığını söyleyenler yüzünden, inançların sorgulandığı bir dönemdeyiz.

Kafa Yapısı
06.09.2021
6.254
A+
A-

Selam olsun satırlarıma emek, sözlerime kulak veren siz dostlara. Söylemlerle, gerçekler arasında ki derinleşen uçurumun içinde, yaşam mücadelesi verilen canım ülkemde, değişim beklemenin sorgulandığı bir evredeyiz sanırım.

1990’lı yıllarda artan, toplumu, insanları ayrıştırma cehaleti, günümüz siyasetinin temelini attı. İnsanları inançları, kılık, kıyafetleri için yeren, öteleyen, prangalar vurmaya çalışan sözde aydın, entellektüel tarafların sayesinde, zaten kalitesi malum eğitim sisteminin de katkılarıyla toplumsal yaşam kurallarından, paylaşım ahlakından, manevi değerlerden bir haber yetişen bireyler, hayatın her alanında mesai başında.

Ben çektim evlatlarım çekmesin diyerek bencillikte, doyumsuzlukta nirvanayı zorlayan karakteristik özelliklerin yeri ayrı tabi.

Yahudi inancına göre kadınların örtünmesi, erkeklerin sakal bırakması İsrail’de veya dünyanın hiçbir yerinde sorun olmazken, Hristiyanlık inancına göre küçük yaşta başlayan kilise eğitimleri, kadın erkek kılık, kıyafetleri gericilik, cahillik, yobazlık olmazken, İslam inancına dair yapılan her şey sorun oluyor.

Uzaya çıkan astronotları uğurlayanlar arasında papazlar olabiliyor, göreve gelen devlet başkanları din adamları huzurunda yemin edebiliyor fakat bir sezon açılışında İslam dini görevlileri olamıyor, olursa da komik oluyor. Papazlar vaftiz ederken, Vatikan önüne insanlar akın ederken güzel fakat İslam inancına tabi toplumda bir din görevlisinin dua etmesi absürt oluyor.

Günümüz koşullarında insanların dini olgulardan hızla uzaklaştığını ifade edenlerin sayısı artmakta. İnandığını söyleyenler yüzünden, inançların sorgulandığı bir dönemdeyiz.

Yaşadığımız şekli, doğru olduğunu sandığımız şeyleri din sanıyoruz, ne tesettürümüz ne sakalımız, ne kılık, kıyafetimiz bırakın İslam’ı hiçbir dini yapıya uymuyor diyenleri duyuyor gibiyim.

Hasılı esasen dua edenleri veya ettirenleri değil de işin hakkını vermeyi, işin şartlarını taşımayı, aksaklıkları ve çözümlerini konuşabilseydik keşke. Abdest bozmak için yapılan eylemlere besmele ile başlamanın korkunç tezatlığını idrak ederek, ifade edebilseydik mesela.

Verilen tepkilerden görüyorum ki bugünlerin müsebbibi olan sözde çağdaş, modern, aydın kimseler, istikrarlı şekilde yarınların da engelleyicisi olmaya devam ediyor.

Bildiğiniz gibi meslek şapkalarım arasında İş Güvenliği Uzmanlığı mesleği de var. Bu vesile ile gerek bizzat görev aldığım önemli kamusal inşaatlar hakkında, gerekse meslektaşlarım ve çok sayıda ki işçi arkadaşlarım sayesinde birçok inşaat hakkında az bilinenleri bilmek rahatsızlığıyla boğuşuyorum.

Kale şantiyesinden, külliye şantiyesine, yüksek yargı şantiyelerinden, şehir hastaneleri şantiyelerine, tren yolları şantiyelerinden, Aselsan, Tai gibi önemli kurumların şantiyelerine kadar birçok çalışmada var olan uygunsuzlukları görmek, bu şantiyelerin bey-tül mal ile yapıldığını bilmek ve o sorumlulukla hareket etmekten bahsetmek yerine halen din düşmanlığıyla heba olan zamana üzülüyorum.

Var olan ekonomik kriz gerçeğini, kâğıt üzerinde ki sanal rakamlarla, süslü söylemlerle kapatmak faydasızlığını çözüm sayarak, gelirimize göre ayak uzatmak yerine, giderimize göre gelir sağlamak amacıyla dört bir yana saldırmaktan bahsetsek mesela.

Bölgeye gelen siyasi isimlere tamahkâr olmak yerine yaşanan afetleri, felakete dönüştüren sorumluları arasak, hesap sorsak.

Tarlanıza bir ev yaptırmak istediğinizde ilçe belediyesinden başlayan, il belediyesine kadar süren, elektrik, su, tapu ile ilgili kurumlarında silsilesi içinde yer aldığı prosedürleri biliyor musunuz?

Onca şartı yerine getirilmiş sayarak uygunsuz inşaatlara, dere yataklarında yapılan yapılara izin veren, onay veren kimseler neden akıllara gelmiyor.

Verdiğimiz vekâlet ile verdiğimiz imkânları kullanarak, bizim malımızla bizim yanımıza gelen isimlere ağlamak çare oluyor mu yaralarımıza?

Yangın felaketine yardım için yurt dışından gelen ekip konvoylarını durdurarak şeker veren, çiçek veren, selfi çektiren güzergâh üstünde ki siyasi isimlerin etrafında pervane olmak nasıl tanımlanır.

Gençlerin gözlerine bakıldığında, hayata dair umutsuzluk, olgun yaştaki insanların gözlerine bakıldığında, bezginlik ifadesini görebiliyor muyuz? İşsizlik gerçeğiyle eğitimini aldığı branş dışında çalışmayı göze alarak yurt dışına gidişi bir kurtuluş, bir umut olarak kabul eden kimselerin varlığı somut değil mi?

Bir kişinin onlarca ihale aldığı, bir siyasinin, bir bürokratın onlarca görev aldığı mesai anlayışıyla aynı eve giren onlarca maaşa karşı intihar eden kimselerin haberleri takılmıyor mu gözlerimize?.

Süresi sınırlı cinselliği namus, ilişkileri ahlak, hileli de olsa, çalarakta olsa edinilmiş varlıkları kazanç ve başarı kılık, kıyafeti din olarak tanımladığımız anlayışlarımız ile ülkemizi bu günlere getirmedik mi?

Dini öğretilerle ilgisi olmayan başta din adamlarımız olmak üzere siyasilerimize, bürokratlarımıza, iş dünyasına, sokakta ki vatandaşa kadar hepimize bir Fatih ’a da benden olsun.

Vatan, millet sevgisiyle yanan, adalet, hakkaniyet ve inanç değerlerine duyarlı siyasetçisinden, bürokratına, iş insanlarından, işçisine kadar tüm vatandaşlarımıza hürmet, minnet, sevgi ve saygılarımla.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.