Huzur Kaynağı
Her sabah yeni bir güne başlamak için bir sebebe ihtiyacımız olur. O sebep kendiliğinden aklımıza düşer bazı sabahlar. Yeter ki kafamız rahat olsun. Zihnimizde dönüp duran o düşünceler yerli yerinde olsun
“Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı” diyor Cemal Süreyya.
Başarmak değil de bazen başarıya giderken geçilen yolları, tırmanılan merdivenleri hatırlamak insana iyi gelip kendiyle gurur duymasına sebep olabilir. Hayaller kurabilmek, hala yapabileceğin bir şeyler olduğunu bilmek insana iyi gelen bir gerçeklik.
Aile olmak, aile bireylerinin arkanda olduğunu hissetmek insana ekstra güç veren bir his. Hayatta cesur adımlar atarken, daha doğrusu cesur adım atmak için bulduğun güç farkında olmadan ailenden ya da çocukluğundan gelen bir güç. Baktığında aslında anne, babanla ve kardeşlerinle bile çok farklı karakterlerdesindir, fakat gerektiğinde yanında olacak, senin için, seninle mücadele edecek insanların başında yine onlar gelir. Seninle üzülen, sevincinle ya da başarınla seninle sevinen ve gurur duyan en öncelikli kimseler ailendir.
“Yarın farklıdır bugünden,
Adı değişir hiç olmazsa.
Kara bir suyu
Geçiyoruz şimdilerde
Basarak yosunlu taşlara.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla.”
Diyor Metin Altıok, “Kanadı Kırık Bir Akşam” şiirinde; Köye, memlekete gidince anlıyor insan bazen şehirde nasıl yük ve stres altında olduğumuzu. Aslında hayatın basit bir çerçevesi olduğunu, ama biz günlük ve insani hırslarımız uğruna nasıl komplike olaylarla uğraşıyor, gereksiz insanlarla muhatap oluyoruz.
Toprak bereket oluyor gerçekten. Herkesin bahçesinde bol bol sebzesi. Bayramlaşmaya gittiğin evde hiç olmazsa bir maydanoz biçiyorlar salatana katıyorsun. Bir yerden salatalık topluyorsun, diğerinden marul. Yanına bir çorba yaptığında insan doyuyor başka bir şeye ihtiyacın kalmıyor. Her şeyden önce, insanın gözü doyuyor çünkü. O yeşillik o toprak geceleri içine çektiğin mis gibi hava o yeşilin kokusu gerçekten insanı sakinleştiren bir durum tabi herkes için aynı durum söz konusu olmayabilir, bazı insanlar şehirden vazgeçemezler kaostan beslenmek hoşlarına gider.
İnsanın kendini hayata bağlayan şeyleri fark etmesi ve bulması çok önemli. İçindeki doldurulamaz boşluğu bazen çok basit bir yeşillik görüntüsünün doldurması, bazen sabah bakkala gidip ekmek alıp gelmek gelirken yolda insanlarla selamlaşıp ne yapıyorsun nasılsın diyebilmek o kadar huzur veren bir güne başlangıç olabiliyor.
“Sabahleyin
Karayı kaldırın mavi koyun umudumu yitirmedim
Beni çağırın gülümserken uykunun bir yerinde
Eliniz beyazken uzatın isterim
Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmedim” Gülten Akın
Her sabah yeni bir güne başlamak için bir sebebe ihtiyacımız olur. O sebep kendiliğinden aklımıza düşer bazı sabahlar. Yeter ki kafamız rahat olsun. Zihnimizde dönüp duran o düşünceler yerli yerinde olsun. İşte o zaman sabah uyandığımızda zihnimiz sanki bomboş gibi hissederiz. O anı ilk hissettiğimiz zaman insan kendi kendine de inanamayabiliyor. -Nasıl ya, kafamda hiçbir şey yok. Ne yapacağım bugün? gibi bir his geliyor insana. Sonra fark ediyorsun ki o boşluk aslında huzurun verdiği o muhteşem rahatlığın boşluğu.
“Ağladığını istemem ben ölürsem.
Beni en sevdiğin halimle hatırla.
Uzak bir yerde çalıştığımı düşün.
Hayatta olduğuma inan
Bir gün gelir kendiliğinden
Geçer bütün üzüntün
Her yeni gelen günü
Yeni bir ümitle beklemeli“ Necati Cumalı