DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İlk Kim Haykıracak

Sesli Dinle

Yapamam, aynı şeyleri hissediyorken birbirimize kolayca yalan söylemeyi pek akıllıca bulmuyorum.

İlk Kim Haykıracak
19.02.2021
12.870
A+
A-

Mutlu zamanlar hep geride kalan mıdır?
İleriye ümitle bakmayı kestiğimizden bu yana “evet”.
Karamsarlığıma kızmayın. Dede olacağım vakitlere sakladığım “mutluyduk biz eskiden.” Serzenişini otuzumda söylemeye başladığım günden bu yana böyleyim.
Sahi “Biz çok mutluyduk.”

Çok değil yirmili yaşlarda iki dergi birden takip, edip sinema sonrası yemek yiyebilecek kadar ucuzmuş hayat meğer. Saatlerce dünya kurtaran sohbetler yapacak kadar çokmuş zaman. Sabah sisinin kokusunu ciğerlere doldurduktan sonra bir çay bir simit ziyafetiyle yaşanabiliyormuş mutluluk.

Gülümseyerek konuşan insan sayısı hiç de az değilmiş…
Şimdi konuşmaya sebep, dinlemeye sabır arıyor insanlar.

Konuşanların yalnızca kendi derdini aktaran ve dahası büsbütün kendini kutsayan yaklaşımına şahit olunca bir sonraki insanı dinlemeye ne heyecan kalıyor ne tahammül. Farklı fikirden arkadaşlarımın zihin dünyasını kışkırtıp, hararetli tartışmaların entelektüel hazzını yaşadıktan sonra bol teşekkürlü vedalaşmalarımızı özledim. Şimdi herkes “ne söylersek hain oluruz?” Tedirginliğini yaşamaktansa, susmanın konforuna alıştırdı kendisini. Susuyoruz ama beden dilimiz memnuniyetsizliğimizi haykırıyor. Metroda, otobüste, durakta, markette sessiz çığlığı duymak çok da zor değil.

Velhasıl “biz çok mutluyduk.”

Sıfır araba almak imkânsıza yakın bir hayal değilken, en uzak akrabanın düğününe bile çeyrek altınla gidilirken bugünleri görseydik ne düşünürdük acaba? Üstelik bugünlerin o günlerden çok daha iyi olacağına ikna olmuşken…

Makul fiyatlara gittiğimiz büyük organizasyonlu festival konserleri, bol kırmızı etli piknik partileri… Onları özleyeceğimiz hiç aklımıza gelir miydi? O kadar ulaşılabilirlerken üstelik.
Sanki gittiğimiz o son konseri uzun yıllar hasretle anacağız gibi hissediyorum. Üzgünüm, ümit dolu bir yazıyı yazmak, dahası neşeyle seslendirmek çok isterdim. Yapamam, aynı şeyleri hissediyorken birbirimize kolayca yalan söylemeyi pek akıllıca bulmuyorum.

Dünya tuhaf bir yere sürükleniyor. Hep beraber sürüklenince pek de sürükleniyormuş gibi gelmese de sürükleniyor.

Siyaset bilimci değilim, sosyolog da değilim, kahkaha sesini özlemiş sade bir vatandaşım. Çok büyük laflar etmek istemiyorum fakat nasıl diyeyim, dünya tuhaf bir yere sürükleniyor…
Evet toz pembe değildi hayat on sene öncede, yüz sene önce de. Mevcut sıkıntıların hemen hepsi o zamanlar da vardı. Ama dönüp baktığımda güzel anılar da hatırı sayılır ve de mağrur bir şekilde duruyor zihnimde.

Bugün, geleceğe bırakacağım güzel anılar biriktirmekte zorlanıyorum. Sebebini ve suçlusunu aramaktan yorulmuş bir halde, bu ölüm sessizliğini dağıtacak çığlığı gözlüyorum. İlk çığlığı kim atacak? İlk kim deliliğini haykıracak? İlk kim,
“Sahi biz çok mutluyduk.” diyecek?

YORUMLAR

  1. Sevda dedi ki:

    Biz çok mutluyduk,okuyanın kendinde birşey bulması muhakkak kalemine yüreğine sağlık 👏🤩😊

  2. Semra Can dedi ki:

    Dünya “bir arkadaşa bakıp çıkmalık bir bar”. Fazla şeaaapmamak lazım.

  3. Azat dedi ki:

    Benim kadar olmasa da yazıyor adam

  4. Rıdvan Çicek dedi ki:

    İçimizde bir yer yazarın tam olarak bahsettiği ;
    “Sahi biz çok mutluyduk.”