DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

His

Sesli Dinle

Albert Einstein, Nicola Tesla yemek yemeyi unutacak kadar nasıl çalışkan oluyor ve üretiyorlardı. Sayın okuyucu Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz ama haftaya bu soruya birlikte cevap bulacağız.

His
07.12.2021
4.494
A+
A-

Bundan önceki bazı yazılarımda insanların, özellikle tarihe geçmiş figürlerin, kendi fikirlerini canları pahasına savunduğundan bahsetmiştim. Birçok tarih hakkında yazdığım yazılarda ise kahramanlarımızın sadece fikirlerini değil vatanlarını savunma amacı ile canlarını feda ettiklerinden de bahsettim. Sadece bizim tarihimizde değil birçok milletin tarihinde böyle figürlere rastlamak mümkün hatta birçoğunun filmleri çekilmiş hayatları kitaplaştırılmıştır gelecek nesillere örnek olması amacı ile.

Benim en çok merak ettiğim konulardan birisi olan bir konu hakkında yazmak istedim bu gün. O “HİS” hakkında yazmak istedim. Yani, nasıl olur da bir insan canı pahasına; fikrini, ülkesini, ülküsünü, sevdiğini ya da aklımıza gelmeyecek bir sürü sıfat ve fiili olguyu savunur. Neden savunur demiyorum. Nasıl bir motivasyon, nasıl bir dip dalgası bu insan denen manevi makineyi, yani parçaları görünmeyen dişlilerden olmuş olan insan makinesini çalıştırır.

Evet, özgürlüğü olmayan insan eksiktir bunun için savaşır. Sevdiğini kaybetmek istemez onun için savunur. Ülküsüne inanır onun için savunur ama nasıl? Bu işleyiş bu isteklendirme nasıl olur. Kafam kurcalanır bu sorularla.

Mesela İmam-ı Azam’dan, kendi politikalarını destekleyecek fetva ister zamanın valisi ama İmam Azam sonuçlarının kendisi için de başkaları için de felakete neden olacağını bildiğinden fetvayı vermez. Vali, fetvayı alamadığı için bir rivayete göre zehirli süt içirerek,  başka bir rivayete göre ise “ikna olur belki” düşüncesi ile dayağın şiddetini arttıra arttıra büyük imamın canına kast ederek Hakkın Rahmetin Kavuşmasına neden olur. Bu olayda iki soruyu müthiş merak ediyorum. Vali bir şekilde cinayet işledi ya da sebep oldu. Hangi hissiyat valiyi bu aşamaya kadar getirdi. Hırs ise o hırs nasıl o aşamaya geldi. Güç zehirlenmesi ise nasıl adamın gözünü döndürdü? Yani demem o ki neden değil, nasıl? Keza aynı soruyu İmam Azam için de sorabiliriz nasıl bir hissiyatla istenileni yapmadı işin ucunda canından olmak var. Nasıl sorularını sorarken fail ve mefullerin kozmik ve karmik enerjilerini istemiyorum, almıyorum merak dahi etmiyorum. Merak ettiğim şey, İnsanların biyolojilerinde olan değişikliklerini, beyinlerinde ya da karakterlerinde yaşanan elektriksel ya da kimyasal olayları mevzu bundan bahsediyorum.

Mesela Seyit Onbaşı 245 kiloluk top mermisini kaldıracaktı iman gücü kaldırmasına yardımcı oldu ama nasıl? Ya da Yahya Çavuş tam teçhizatlı binlerce askerin karşısına on askerle nasıl çıktı? Konu koşa koşa gidip mevzi alması, tüfeğini alıp çatışmaya girmesi değil. Sormak istediğim şey o his. Şerife Bacı’dan başka kimse yok muydu mermiyi kağnı ile taşıyacak? Şerife Bacı, kundakta bebesi ile karda kıyamette hangi hissi kablel vukuu ile yola çıktı. Uçan Rahmiye dört çocuk anası bir anneyken evinde oturmadı da nasıl motive etti kendini? O kadar askerin arasında tüfekle gece gündüz savaştı. Ulu Önder, Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir yüzlerce kahraman yazarım buraya. Yahu Hasan Hulusi’nin bebeği daha yeni doğmuştu koklamaya gitmedi, “Vatan mukaddes.” Dedi gitmedi. Nedeni bu ama nasıl sorusu beni daha meraklandırıyor. Bu kahramanlar kendi topraklarımızdan çıktığı için onlarca manevi sebep sayabilirim ama aynı soruyu tekrar tekrar soruyorum içselleştirmek için. Nasıl? İçsel hareketten, o hareketin nasıl başladığından, o hissiyatın nasıl diri tutulduğunu merak ediyorum.

İlk aklımıza gelen şey, iman gücü, vatan sevgisi oluyor ama aradığım şey neden değil. Nasıl? Zira İmam-ı Azam’ı şehit eden, Müslüman vali Muhammed Mansur’du. Hitlerin milyonlarca insanı katletmesine ya da emir vermesine de neden olan şey de o his o ilkel hissiyattı.

Uluslararası örnek vereyim birkaç tane, Martin Luther King, Amerika’nın tarihine ve toplumsal yapısına, hukuk kurallarına kadar birçok değişikliğe gidilmesine neden olmuştur. Evet, özgürlük, adalet, eşitlik için “I have a dream” demiştir ama nasıl bir haleti ruhiye Martin Luther King’i o motivasyonda tutmuştur. Muhammed Ali, öldükten sonra dahi nasıl olmuşta hala binlerce insanı arkasından sürüklemiştir. Karizma, Aidiyet, Azim duyguların isimleri zaman zaman farklı adlandırılabiliyor ama Muhammed Ali nasıl oluyordu da bu motivasyonda kalıyordu. Ya da Malcom X.

Albert Einstein, Nicola Tesla yemek yemeyi unutacak kadar nasıl çalışkan oluyor ve üretiyorlardı. Sayın okuyucu Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz ama haftaya bu soruya birlikte cevap bulacağız. Haftaya görüşmek dileği ile Hissederek kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.