DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Huzur…

Sesli Dinle

Zaman söylem ile eylem arasındaki farkı ortaya çıkaracak mutlak gerçekliktir.

Huzur…
20.06.2022
4.720
A+
A-

Sözleri Behçet Kemal Çağlar, bestesi Nurettin Selçuk’ a ait çok sayıda sanatçının seslendirdiği enfes bir musikidir “Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan.”

Şimdiki zamane tercihleri arasında ne kadar yer alır bilinmez ancak insanların daha sakin, daha sade, daha naif, daha tok gözlü, daha huzurlu olduğu zamanların ürünü denilebilir bu eser için. Tabii tariflerdeki dahaları arttırmak mümkün.

İçinde bulunduğumuz zamanın karmaşasını ve muammalarını çözmekte zorlanan, matematiksel veya reel gerçeklikler ile yaşantı şekilleri arasındaki uçurumu makul, mantıklı dayanaklarla açıklayamayan insanların beğenisi ve tercihleri arasında yer alan eserlerden diyerek de özetleyebiliriz sanırım.

Biz insanoğlunun doyumsuzluğu, tutkuları, hırsları, zaman ile artan bir dejenerasyonun hayat bulmasıyla yaşam koşullarını anlamsız şekilde zorlaştırmakta.

Bu zorluklar yerelden genele doğru ilerleyen bir dengesizlikle gelişmekte. Hal böyle olunca toplumsal yapılardaki temel ihtiyaç olan huzur da birçok etkenin altında ezilerek hızla yitirilmekte.

Pandemi döneminden hatırlıyoruz en temel, en değerli aile kavramının yüzleştiği gerçeklikleri. Sadece farklı ülkelerde mi artmıştı aile içi şiddetler veya ayrılmalar? Hayır elbette, ölümle mücadele etmemiz gereken dönemde dahi esasen nelerle meşguldü nefislerimiz.

Uzun yıllar boyunca kimi güçlü ülkeler hasımlık hissi yaşadıkları veya hedefledikleri farklı ülkelere ambargolar uygulayarak dirençlerini kırmak, mağdur etmek ve sonuçta himayeleri altına almak mücadelesi verdiler. Fakat bu ambargolar kimi kültürlerde birçok farklı sebeple karşılıksız kaldı.

Örneğin uzun yıllar Çin halkı geçmiş zaman için lüks sayılabilecek sayısız üründen mahrum bırakılmıştı. Ancak Çin için önemli bir durum değildi. Yaşam adına gıda başta olmak üzere birçok ihtiyaç ürünü kendi kültürleri ve imkânları içerisinde temin ediliyor, hayat huzurlu şekilde devam ediyordu.

Bir zaman sonra değişen politikalar aynı halkın aynı amaçla lüks tüketime yöneltilmesi hedefiyle uygulanmaya çalışıldı, ancak sonuç yine başarılı olmadı.

Benzeri durum İran için de geçerliydi. İran ise kendisine uygulanan ambargoları devlet olarak sübvanse etmenin birçok yolunu bulmuş, halkının temel ihtiyaçlarını karşılayarak yaşamını sürdürmesini sağlayabilmişti.

Bu örnekleri arttırmak mümkün olduğu gibi ambargoların veya yapılan saldırıların başarıya ulaştığı ve bugün adı unutulmuş devletler ve milletleri saymak da mümkün.

İnsanlar yaşam koşullarının zorluğunu kabullenebiliyor, kendi imkânları içerisinde çözümler sağlayabiliyor, toplumsal birlik devam edebiliyor.

Bugün ülkemiz iktidarının yanlış uygulamaları veya hataları sayılabilecek icraatlarına örnekler vermek mümkün. Fakat tütün ürünlerine yapılan zamları bu listeye yazabilenlerden değilim. Ucuz olan tütün ürünlerini hevesle, merakla ya da birçok sebeple kullanmaya başlayabilen kuşağa ait bir kimse olarak, gençlerin en başta aşırı fiyat sebebiyle bu ürünlere ulaşamaması olasılığını dahi doğru buluyorum.

Aynı şeyi alkol için de söyleyebiliriz. Her ne kadar yasakları delmekte, alternatif üretmekte maharetli bir toplum olsak da, eğitimle başarılamayan kimya bilgisinin artmasına şahit olsak da bence buda çok yanlış bir karar değil. Bir paket tütün ürününün veya bir şişe alkol ürününün maliyeti ile satışı arasındaki uçuk farkı mantıksız bulduğunu ifade edenleri maliyet hesabındaki hataları sebebiyle sadece tebessüm ederek dinliyorum. Genelde bu ürünlerin sebep olduğu akciğer, kalp, karaciğer rahatsızlıklarının teşhisleri,  tedavileri gibi en basit ve en somut gerçeklikleri atlamalarına anlam veremiyorum.

Ülkemizdeki genel ihtiyaç tespit ve sıralamalarına dair sayısız düşünceler birçok platformlarda paylaşılıyor. Gördüğümde hak verdiğim paylaşımlar arasında yer aldı;

Müşteriyi kazıklamanın “Ticari Zekâ”, halkı kandırmanın “ Siyasi Zekâ”, şike yapmanın veya iyi niyeti suiistimal etmenin “Kıvrak Zekâ” olarak tanımlanmasıyla birlikte ülkenin ihtiyacının ne olduğunun ifade edilmesi.

Ülkemizin ve insanlığın, toplumun çok şeye ihtiyacı var muhakkak. Ancak bunlar içerisinde ekonomiden, lüks ürünlerden çok daha önce gelen ihtiyaç “Huzur” diye düşünüyorum.

Geçenlerde bekar bir anne olan dostum 10 yaşındaki kız çocuğunun eğlence parkına gitmek istediğini söyleyerek kendilerine eşlik etmemi rica etti. Sebebini ise “huzursuzum” diyerek özetledi.

Buna benzer sayısız örnek sizlerin yaşam gerçekliği içerisinde de vardır elbet.

Zaman söylem ile eylem arasındaki farkı ortaya çıkaracak mutlak gerçekliktir. Geçmişte iktidarlar kendilerinin vermelerinin doğru, insani, ahlaki, vicdani ve adil olmayan kararlara imza atarak genel af uygulamaları yapmış ve ilk seçimde halkın çoğunluğunun kararıyla yanıt almıştı.

Şimdilerde ise açıklamaları kim yaparsa yapsın, içerikler ne olursa olsun ülkemizdeki kimliksiz, kayıtsız, kontrolsüz göç sorunu toplumun en alt kesiminden en üst kesimine kadar genelin gündeminde yer almakta ve tepkiler sorunun kendisi gibi çığ gibi büyümekte.

Zafer Partisi’nin ve Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın bu konudaki istikrarlı duruşu, söylemleri partinin toplum tarafından fark edilme ve desteklenme hızının normal kabullerin çok daha üzerinde gelişmesini sağlamakta. Bu hal dahi sorunun ve tepkilerin somut delilleri arasında yer alıyor diye düşünüyorum.

“Bir kez ölmüşsek tekrar ölemeyiz”. Hasılı bir damla huzur arıyoruz her an yaşamımızda.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.