DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Fitreye Muhtaç Fakat Hac Farz

Sesli Dinle

“Tok insanlar sevin… Gözü aç bir insanın karnı ‘aş’la, nefsi aç insanın kalbi ‘aşk’la doymaz.”

Fitreye Muhtaç Fakat Hac Farz
10.01.2022
8.218
A+
A-

Hile ile başarılı olmak yerine; hakkaniyetli, onurlu insanlardan yana gönül vermiş siz güzel dostlara selam olsun.

Bu hafta internet dünyasının anımsattıklarından bahsederek dem vuralım, görmekten kaçınılan gündemlere.

“Aptal puma sendromu” isimli bir şey vardı. Hafızamın tozlu raflarında kalan, uzunca bir süre önce bir vesile bilgi dağarcığımda yerini alan.

Özetle dünyanın en hızlı hayvanlarından olan puma, avlarına farklı kriterlerde saldırılar düzenlermiş. Örneğin bir ceylanı 1 km boyunca kovalarken, bir tavşan için 100 metre koşarmış. Hatta avını birkaç adım sonrasında yakalaması mümkünken birden kovalamayı bıraktığı da olurmuş.

Uzmanlar bu durumu pumanın avını yakalayarak edineceği besin değeri ile avını yakalamak için harcayacağı enerji miktarını hesaplayabilmesine bağlıyorlar. Yani getirisi, götürüyü karşılamayacak ve fayda sağlamayacaksa, puma için av cazibesini yitiriyormuş. Bu hesabı yapamayan “puma”lar ise sanırım bahse konu unvanı kazanıyorlar.

Vaktiyle bir öğretmenim “İnsan düşünebilen hayvandır” derdi öğretilerinde. Kabul edebildiğim bir düşünce değil maalesef. İnsan, yaratılmışların içerisindeki en şerefli varlıktır. O zaman birinci vazifesi de bu şerefe layık olabilmek, bu şerefi koruyabilmek olmalı diye düşünüyorum.

Benim gibi sizlerin de inceden bir tebessümüne vesile olmasını dilediğim bir fıkrayı paylaşayım siz dostlarla.

Zengin bir adamın uzun yıllar emektarlığını yapan şoförü varmış. O zengin kişi vefat etmiş ve şoför, eşinin hizmetinde mesaisine devam etmiş. Kısa bir süre sonra dul eş ve şoför birbirlerine sevdalanmışlar. İzdivaç sonrası tüm zenginliğin sahibi olan şoför bir gün şu cümleleri fısıldamış, belki dostlarına belki de kalbinden sessizce; “Tüm hayatım boyunca patronuma çalıştığımı düşünüyordum, meğer o bana çalışıyormuş.”

İnternet dünyasında keşfettiğim bir Fuat Usta var. Kolombiya’da döner ustası olarak seyyar tezgâhta çalışırken çekilen videosu beni hem güldürdü hem düşündürdü. “Buraya neden geldin?” sorusuna “iki kelime” diyerek cevap veriyor. Fuat Usta’nın cevabında biraz heyecan, biraz cehalet, biraz heves, biraz hayal kırıklığı derken her bir şeyden biraz gördüm. Fakat nefislerin yalnız bırakmadığı insanoğlunun “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” atasözünü anımsadım. Belki izlediğinizde beni daha iyi anlayacaksınızdır.

Yine hafızamda yer tutan güzel ve anlamlı bir sözü arz edeyim siz dostlara; “Tok insanlar sevin… Gözü aç bir insanın karnı ‘aş’la, nefsi aç insanın kalbi ‘aşk’la doymaz.”

Geçtiğimiz haftaki yazımda Yaratan’dan ziyade yaratılanlara olan korkularımızdan bahsetmiştim. Konuya farklı açıdan bakarak ifadeyi genişletmek adına belirtmek isterim ki aslında Yaratan’dan ziyade yaratılanlara olan sevgilerimizi, saygılarımızı, tutkularımızı da kastetmiştim. Ne kadarı samimidir, hissidir bilinmez. Sözlere bakarsak dudaklardan kolayca çıkıyor “Rabbim benim ömrümden al ona ver” cümleleri. Bir okurum yazım sonrası gönderisiyle hafızamı tazeledi, var olsun, var olunuz.

Erkek adam 3 şeyden korkar

  1. Allah’tan,
  2. Annesinden,
  3. Eşinden.

“Şüphesiz ilk ikisi esirgeyen ve bağışlayandır” sözüyle bitiyordu mesaj. Evet, muhakkak Yaratıcı bağışlayandır. Fakat biz biraz fazla güveniyoruz, “affedilmeyi hak edebilecek miyiz”i sorgulamadan… Veya aynı Yaratıcı’nın azabını, gazabını da muhakeme etmeden.

İnternet paylaşımlarında okuduğum bir olayı sizlere aktarayım. Olay birebir doğru mudur bilinmez. Ancak yurt dışı tecrübesi olanlar konunun olgu anlamında doğru olduğunu teyit edeceklerdir.

Bir Avrupa ülkesinde düğün konvoyu ile trafiği aksatan, yol kesen araçlar ve şoförleri trafikten men edilir, yüksek miktarda cezalar kesilir. Mahkeme bu kararına dayanak olarak; “diktatoryal bir eylem, herkesin kullanma hakkı bulunan yolu kapatma, hastaneye veya acil bir yere yetişmeye çalışan insanlara engel olma” gibi muhtemel durumları gerekçe gösterir.

Duyduğumda etkilendiğim cümlelerden olmuştur “Herhangi bir suça maruz kalmayanlar, suça maruz kalanlar kadar tepki gösterdikleri zaman ülkede suçlar önlenir.” cümlesi…

İnsanların en önemli duygusu umut etmektir. Umutlar ölünce, sevgi, saygı ve güven ölür. Akabinde muhabbet ve dostluk da ölür.

Şimdi “Selam olsun” cümlesiyle başlayan, olaylar, fıkralar, hayvan belgeselleri, örnekler, atasözleri ile devam eden bu karmaşık gibi görünen yazımın tamamını kafanızda dilediğiniz gibi tasarlayarak uygun gördüğünüz olguya bağladığınızda aslında resmi daha iyi göreceksiniz. Söylenilen şeyler değil anlaşılan şeyler önemlidir nede olsa.

Bu arada Türk Parlamenterler Birliği’nin 2021 yılında 16 bin 473 TL olan emekli vekil maaşlarının yetersiz kalması sebebiyle tüm siyasi partilere yapılan ziyaretlerine ve açıklamalarına katılmamak mümkün değildir sanırım. İçinde bulunduğumuz bugünlerde tüm siyasi partilerin uzlaştığı, mevcut veya eski vekillerin birlikte mesai harcadığı bir konu olduğunu görebilmek sevindirici olsa gerek.
Kazakistan, döviz, ekonomi, Türk dünyası, Türk birliği, covid, erken seçim gibi konular için edindiğim bilgileri ve gördüklerimi teyit edecek zeminin hazır olmadığına inandığım için tüm bu konulara hiç değinmediğim veya belki de sessizce dokunduğum olgulu, duygulu bir yazı ile siz muhakeme vasfına sahip dostlara selam edeyim istedim.

Değerli bir büyüğümün söylemiyle öğrendiğim cümleyle satılarımı sonlandırmak istiyorum “Deftere bakıyorum Hac Farz, kasaya bakıyorum Fitreye muhtacız.”

YORUMLAR

  1. Kezban Haktanır dedi ki:

    En tehlikeli insan nefsi aç insandır. Ne kadar güzel bir anlatım olmuş… Tebrikler. 🌸

  2. Tahir dedi ki:

    Feyz alıyoruz sayın yazar