DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Başarılı Olasım Gelmiyor

Sesli Dinle

Yarım ya da çeyrek yüzyıl boyunca tacını taşıyabilmiş kral veya padişah var mı bilemiyorum. Fakat demokrasisi nirvanada olan ülkemin tüm siyasi taraflarında, tüm tarikat ve cemaatlerinde hatta devasa şirketlerindeki liderlere, Tanrı suretli insanlara…

Başarılı Olasım Gelmiyor
21.03.2022
7.158
A+
A-

Selam olsun siz kalbi güzel, kendi güzel satır dostlarıma.

İslam inancında mübarek olarak adlandırdığımız 3 aylar içerisindeyiz. Tabii ki 11 ayın sultanı olarak kabul ettiğimiz, nefis terbiyesiyle hata ve günahlarımızdan tövbe etmeyi planladığımız ramazan-ı şerif geldi, geliyor.

Bu kutlu zaman dilimine kandil olarak adlandırdığımız özel gün ve gecelerde dua, istek, dilek fırsatlarını değerlendirerek ilerliyoruz.

Gel gelelim ki acaba Takdir Katında hal nice, başarılı olabiliyor muyuz?

Tanımda fani ve baki dünya diye geçer ya hani, biz de faniden başlayarak ilerleyelim muammalarımızın çözüm arayışına.

Başarılı olmak; bir sınavdan tam not almak, yoksa afilli bir makama sahip olmak, bol maddiyata hükmetmek veya ayaklarınızı yerden kesecek bir eş ile yaşamak şansını elde etmek midir?

Bu sorulara yüzlercesini daha ekleyebiliriz. Bence özetle başarılı olmak; isminizin anıldığı ortamlarda ve zihinlerde bir tebessüm, bir sıcaklık sağlayabilmiş olabilmektir.

İyi bir insan olmak değil yaşamın her anında iyi bir insan olmaya çalışmak. Sonucu -rivayetlere göre- gittiğimiz yerde göreceğiz.

Google’da başarılı olmak ile ilgili yaptığım aramada karşıma ilginç sonuçlar çıktı. Fakat daha ilginç olan şey benim düşüncelerimin benzerlerinin çok evvel düşünülmüş olduğunu görmem oldu. Hayal meyal hatırlıyorum öğrencilik yıllarında öğretmenimiz karman çorman dünya haritası üzerinde yapılmış keşifleri anlatırken “bize keşif yapılacak bir şey kalmamış” diye düşünmüştüm.

Yaş avantajıyla önde olan Hıncal Uluç 28 Eylül 2004 yılında, Sabah gazetesindeki köşe yazısında, benim şu sıralar aklımda olan şeylerin benzerlerini kısmen de olsa “Başarının Sırrı” başlıklı yazısında kaleme almış.

Özetle; harflere verilen sayısal değerleri toplayarak başarıya ulaşma değerlendirmesi yapılmış ve İnanmak 76, Çalışmak 85, Yalakalık ise 100 ile tam sonuç veriyormuş. Biz insanoğlu ilginç işlerle de meşgul olabilen varlıklarız.

Bir de sanırım espri mahiyetindeki bir paylaşım zaman zaman gözüme ilişiyor, içeriğinde kimi isimlerin geçmişte iktidara karşı söylediği sözlerden dönerek, tam aksi söylemlerle elde ettikleri edinimleri sıralayarak eleştirisel yorum yapılıyor ve sonunda “benim de kendimce bir kariyer planım var” deniliyor.

Düşünüyorum da hiç fena fikir değil, hele ki mesaileri yıllanmış çoğu isimle birçok şekilde bağ kurabiliyor, eşref saatlerinde neyi duymaktan hoşlandıklarını öngörebiliyorum. Ya da henüz hayatının baharında olan genç isimlerin bulundukları konumlarda nelerle meşgul olabildiklerini ve nelerden hoşlanabileceklerini de tahmin edebiliyorum.

Yılların verdiği tecrübe ve birikim avantajıyla ben de yüzde yüz başarıya ulaşabilirim. Hele ki kimilerinin söylemine göre güzel sesimle “Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?”  filmindeki Eretna’yı dahi mest eden, elçiyi infazdan kurtaran “Yücelerin yücesi, hakanların hakanı, âlem-i cihan, hem adil hem hâkim, melik ve sultanların medar-ı iftarı, zamanın ışığı, dâhili ve harici mihrakların yok edicisi, kâfir ve müşriklerin  kökünü kazıyıcı, mücahit, İslam’ın ve devletin koruyucusu, gazilerin gazisi, şefkatinle kucakla beni, ulu, bilge insan” diyerek girsem söze tamamdır diye düşünüyorum.

Yarım ya da çeyrek yüzyıl boyunca tacını taşıyabilmiş kral veya padişah var mı bilemiyorum. Fakat demokrasisi nirvanada olan ülkemin tüm siyasi taraflarında, tüm tarikat ve cemaatlerinde hatta devasa şirketlerindeki liderlere, Tanrı suretli insanlara bu iltifatların fazlasıyla yapıldığını anımsıyor ve vazgeçiyorum. Sonra arkama yaslanıyor ve doğru bildiğim yolun halen doğru olduğunu görüyor yola bu hal ile devam kararı alıyorum.

Zaten her şeyin fazlası zarar değil mi? En azından bu dünya için yüzde, yüz yapmaya ne gerek var.?

Bu satırları kandil gecesi ilhamıyla kaleme alıyorum. Ben uzun süredir istekte bulunmayı bıraktım. İstediğim ve elde ettiğim şeyler beni yorabiliyor, esasen istemediğimi anladığımda ise geç olabiliyor. İşte o yüzden sadece havale ediyorum, verecek olan neyi nasıl vereceğini ve neye ihtiyacım olduğunu benden daha iyi biliyor.

Sıcak suyla alınan abdest ile sıcak evde sabahlara kadar kılınacak namazlar ve dualar elbet önemlidir, yapılan her şey hiçten çoktur. Fakat ben günü, yılı, ömrü nasıl doldurduğumuzun çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bir buruk gönlün mutluluğu kim bilir ne kadar artı yazar deftere. Kendi burukluklarımdan biliyorum.

Yüzde bilmem kaçı Müslüman olan ülkemde “Haram helal ver Allah’ım, bizimkiler yer Allah’ım” diyerek yaşıyoruz ya hani; gülsem mi ağlasam mı bilemediğim bir haber kendi içimde çığır atlamama sebep oldu.

İnternet üzerinden oynanan bir oyunda, oyuncunun 3 yıllık emeği, oyun karakterinin donanımları çalınmış ve daha da ilginci haberlere yansıyan bu olay tam 11 yıl önce yaşanmış.

Emeğimi çaldılar diyerek haykıran mağdura veya umutları, hayalleri, zamanı çalınan nicelerine teselli olur mu bilmem fakat güzel bir söz ile yanıt verelim.

“Dünya kalsaydı yaratılmasına sebep olan alemler sultanı Hz. Muhammed Mustafa’ya kalırdı, ölüm satın alınabilseydi Nemrut alırdı, çıkmayan canlara derman bulan Lokman Hekim ölmedi mi?”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.