Ahlak, Vicdan, Merhamet ve Vebal
Yetkili ve sorumlu makamlar; maddi çıkarlarını psikolojileri sorunlu insanlarla oluşturulan lobilerle sağlayan kimselere değil, bilakis gerçekliğe ve gerekliliğe kulak vermelidir.
Selam olsun siz dostlara. Geçmiş zaman içinde bir insanın fıtratı için önemli gördüğüm vasıfları “Genel Eksiklik S.S.D.” başlığıyla kaleme alarak siz dostlara arz etmiştim. Yine yakın tarihlerde gördüğüm sorunları “Gerçek Sorun” başlığıyla köşemde satırlara nakşederek sizlerin bilgisine iletmiştim. Şu an ise bu satırları üzülerek ve acı içinde yazıyorum. Yazımın olgusu için önce sorularıma cevap aradım.
Ahlak; “İnsanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü. Kişide huy olarak bilinen nitelik; iyi ve güzel olan nitelikler.”
Ahlak’ın tanımı; “İyiye ve doğruya yönelmiş eylemi talep eden, en iyi yaşama şeklinin ne olduğunu saptamaya çalışan yazısız kurallardır. Ahlak kuralları bireylerin davranışlarını düzenlemeyi amaçlayan, bunu yaparken de iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış davranışın ne olduğu sorusuna cevaplar veren, herkesin onayını almış, uzlaşılmış bir çerçevedir. Yaygın olarak kullanılan eş anlamlılar etik, ilkeler, erdem ve iyiliği içerir.”
Vicdan; “Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen kendine özgü bir biçimde yaşam ve eylemlerimize etki eden içsel güç, Bir başka ifadeyle vicdan, iç bilinç düzeyidir. Terim olarak vicdan insanın içinde bulunan ahlâkî otorite, ahlâkî değerler ve eylemler hakkında hüküm verme ve yargılama yeteneğini ifade eder.”
Vicdan sahibi kimse; “Kendi yaptıklarını muhakeme edip, bu yaptıklarının hesabını kendi kendine verebilen kişidir. Birilerinin mağdur olduğu bir durum karşısında gücünün yettiğince bu mağduriyetin kaynağına direnebilme düşüncesine ve altyapısına sahip olabilen kişidir. İnsanın vicdanen hissettiğinde tereddüt yoktur”
Merhamet; “Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma”
Merhametin önemi nedir?
“Merhamet; yaratılışımıza işlenmiş bütün ahlaki erdemleri kuşatan, kalbin katılığını ve kasvetini ortadan kaldıran, kalbi yumuşatan, ruha-bedene-insana şifa veren, nefretin üzerine sevginin yerleşmesini sağlayan en önemli ve en kıymetli hazinemizdir.
Görüldüğü üzere bu üç kavram birbirleriyle de ilintilidir.
Yani bir insan bu değerlerini yitirmişse durum içler acısı bir hal almıştır diyebiliriz.
Daha önce de belirtmiştim, ben tam bir hayvan severimdir. Ankara’nın göbeğindeki evimde komşularımın hoşgörüsüyle ev hayvanı sayılmayan sayısız hayvan besledim. Uzun yıllar dostum olan kedilerimin ölmesi sonrası şu an sahiplendiğim bir köpek ile dostluğum devam ediyor. Bu dostluklar sayısız sorumluluk da yüklüyor bana. En basiti onların ihtiyaçları ve insanların rahatsız olmaması sorumluluğu.
Hayvanların içlerindeki vahşiliği, içgüdüsel refleksleri de bilenlerdenim yani. İnsanlar hayvanlarını eğitmenlere yolluyor binlerce lira ödeyerek, hayvanlarını ve kendilerini eğitime tabi tutuyor.
Yaşamda en değerli, en üstün varlık insandır. Sokak hayvanlarının ölümüne sebep olduğu çocuklarımızın sayısı az çok kayıtlara geçmiş durumda. Bu çocuklarımız belki sağlığımızı koruyacak, belki yaşamımızı kolaylaştıracak buluşlara imza atabilecek kimselerdi. Bu canlar yıllar sonra belki hayranlık duyduğumuz, himayesinde olduğumuz liderlerimiz olacaktı. Belki Cumhurbaşkanı, Bakan, Belediye Başkanı olacaktı.
Yerel veya genel yetkililer şu an açıklamalarıyla sorumluluklarından kaçmaya gayret etse de işin aslı değişmiyor. Makam tahsislerinde ve özlük haklarında hiçbir eksikliğe yer vermeyen bu isimler evlatlarımız için, insanlarımız için, güvenliğimiz için bir an önce gereğini yapmalılar.
Yetkili ve sorumlu makamlar; maddi çıkarlarını psikolojileri sorunlu insanlarla oluşturulan lobilerle sağlayan kimselere değil, bilakis gerçekliğe ve gerekliliğe kulak vermelidir. Vebal evvela yetkili olunması sebebiyle sorumlu olanların üzerindedir.