DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

3500 Yıllık Yolculuk: Hattuşa Antik Kenti

Sesli Dinle

Eğer bu kadar kültür gezisi yeter derseniz, Çorum merkeze gidip meşhur tandır kebabını denemenizi tavsiye ederim.

3500 Yıllık Yolculuk: Hattuşa Antik Kenti
01.04.2021
9.473
A+
A-

Gezmek benim için bir tutku olmuştur her zaman. Buna bir de tarihe olan ilgim eklenince Hattuşa Antik Kenti’ni ziyaret etmek benim için kaçınılmaz oldu. Defalarca gittim Hattuşa’ya, bu durum üzerinde, Ankara’ya 2.5 saat mesafede olmasının etkisi büyük tabi. Günübirlik, önceden plan yapmaya gerek olmadan atlayıp gidebileceğiniz bir yer. Buradaki izlenimlerimi anlatmadan önce isterseniz kısaca Hititler’in tarihinden bahsedeyim.

Hitit Uygarlığı, M.Ö. 16. yüzyılın ortalarında, bugünkü Çorum ilinin sınırları içerisinde kurulmuş. Uzun yıllara yayılan göç dalgalarıyla Anadolu’ya gelen ve burada yaşayan Hattiler ile kaynaşan, Hint-Avrupa kökenli topluluklar tarafından kurulduğu düşünülüyor. Yaklaşık 450 yıl boyunca Anadolu’da hüküm süren Hititler, gelişmiş adalet sistemiyle, yazıyı etkin olarak kullanmasıyla, farklı dine mensup topluluklara hoşgörü göstermesiyle döneminin en gelişmiş uygarlıkları arasında yerini sağlamlaştırmış. Çok tanrılı bir inanç sistemine sahip olan Hititler, bu nedenle “Bin Tanrılı Ülke” olarak da adlandırılmışlar. Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması’nı (M.Ö. 1280) Mısırlılar ile yapan yine Hititler’dir. Bu antlaşma da diplomaside ne kadar ileride olduklarının en güzel kanıtıdır. Ne zaman ve nasıl yıkıldığı tam olarak bilinmese de yazılı kayıtlara en son M.Ö. 1200 yılına kadar ulaşılabilmektedir. Bu tarihten sonra Hititler ile ilgili olarak yazılı bir kayıt bulunmamaktadır, dolayısıyla yıkılış tarihi M.Ö. 1200 olarak kabul edilmektedir. Kısa bir tarih bilgisinden sonra isterseniz gelin biraz da tarihte gezintiye çıkalım.

Hattuşa Antik Kenti, Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alıyor. Antik kente müze kart ile giriş yapabiliyorsunuz. Geniş bir alana yayıldığı için şahsi aracınızla gezmenize müsade ediliyor. Burada ilk durağımız Büyük Mabet. Yapıların tamamı yıkılmış olsa da oldukça ilgi çekici şeyler bulacağınızı belirteyim. Bunlardan en önemlisi de yeşil renkli küp şeklindeki taş. Kadeş Antlaşması sonrası Mısırlılar tarafından hediye edildiği görüşü hakim olsa da, nereden geldiği tam olarak bilinmemekte.

Sonraki durağımız Aslanlı Kapı. Benzerlerine Miken ve İnka gibi uygarlıklarda da rastlanan ve genelde şehre giriş kapısı olarak kullanılan kapıdır.

Sıra geldi yine ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir yer olan; Yerkapı Tüneli diye adlandırılan 71 metre uzunluğundaki tünele. Tamamen yığma taşlarla yapılmış olan tünel, şehrin giriş kapılarından biri aynı zamanda. Günümüze kadar sağlam kalabilmiş 5000 yıllık tünelin bir ucundan girip diğer ucundan çıktığınızda zamanda yolculuk yaptığınız hissine kapılıyorsunuz.

 

Buradan yola devam ediyoruz ve son olarak Sfenksli Kapı’yı da gördükten sonra buradaki turumuzu tamamlıyoruz. Sfenksli Kapı’nın her iki yanında bulunan sfenkslerin orijinallerini Boğazköy Müzesi’nde görebilirsiniz.

Hattuşa Antik Kenti’nden ayrıldıktan sonra Antik Mısır’da yolculuk yapıyormuş gibi hissedeceğiniz Yazılıkaya’ya gidiyoruz. Duvarlarına Antik Mısır’da kullanılan Hiyergoliflere benzer kabartmaların bulunduğu bu yer “Tanrılar Geçidi” olarak da adlandırılıyor. Bu benzerlik bize Hititler’in, Mısırılılar ile kültürel alışveriş içinde olduklarını da kanıtlıyor. Duvarlarında tanrı tasvirleri bulunan kayalar yine günümüze kadar çoğunlukla bozulmadan ulaşabilmiş. Burayı mutlaka görmelisiniz.

Buradaki gezinizi tamamladıktan sonra Boğazköy Müzesi’ni ve Alacahöyük’ü de gezmeyi ihmal etmeyin. Özellikle müzedeki yazılı kil tabletleri görmenizi isterim. Hititler’deki yazı sisteminin ne kadar gelişmiş olduğuna çok şaşıracaksınız. Alacahöyük’te, Hattuşa Antik Kenti’ndekine benzer yapıların yanı sıra mezar buluntuları da görmeniz mümkün.

Eğer bu kadar kültür gezisi yeter derseniz, Çorum merkeze gidip meşhur tandır kebabını denemenizi tavsiye ederim.

Bir sonraki durakta görüşmek dileğiyle…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.