DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Zorunda Kalmadan…

Değişim için zorunda kalmak, viran olmak şart olmamalı muhakeme kabiliyeti mevcut zihinler için.

Zorunda Kalmadan…
14.08.2023
4.248
A+
A-

Selam olsun siz satır dostlarıma. Sıcak havaların sebep olduğu yorgunluk üzerine gündemlerimizin bir kısır döngüde olması yorgunluk hissi üzerine bir de yılgınlık duygusuna bürünme nedenimiz olabiliyor. Bu kısır döngü gündemleri sadece bize özgü değil elbette, birçok dünya ülkesinde ve millette de var olduğu görülen bir hal. Ancak bizi biz ilgilendiriyoruz tabii ki.

Yazarımız Ahmet Çirkin “Tekerrürden Kaçınmak” başlıklı yazısıyla yaşanılan hali özetlemiş adeta. Ben ise bu durumun nedenlerini sorgulamaya çaba harcadım kendi dünyamda.

İçinde bulunduğumuz süreci, geçmiş ile kıyaslamaya çalıştım. Satırlara nakşederek sizlerle paylaştığım birçok gündemin esasen aynı olduğu, sadece kimi sorunların daha fazla artış gösterdiği kanısına vardım.

Evet bir döngünün içinde olduğumuz hali bir gerçek, fakat siz takipçi ve okurlarımın bileceği üzere bunun çözümü de yine bizlerde saklı. “Sorumluluk suçlamanın bittiği yerde başlar” prensibiyle değerlendirme yapmak, bu anlamda düşüncemin dayanağı oluyor.

Liderleri, siyasetçileri, bürokratları, iş insanlarını, hasılı kendimizden başka olmak kaydıyla mutlaka diğer kimseleri sorumlu tutma, şikayet etme, eleştirme hali adeta ruhumuza işlemiş, tüm benliğimizi sarmış, kemikleşmiş durumda. Oysaki kendi gündemlerimizi, gündemlerimize verdiğimiz tepkileri, değerlendirme şeklimizi biraz değiştirebilsek büyük bir değişimin başlangıcını yakalayabileceğiz.

Bu değişimi kendi kontrolümüzle, rızamızla ve irademizle ortaya koymadığımızda zamanla türlü yollarla aynı değişimin fitilini ateşleyecek sebepler bizleri karşılayacaktır. Geçmişten günümüze baktığımızda bu durum son derece açık. Örneğin yanlış alanlara yapılan yanlış binalar ya da olması gereken standartların dışında yapılan binalar sel gibi, deprem gibi birçok felakete sebep oluyor. Burada bizler irademiz dışındaki gerçekliğin muhatabı, acının, kayıpların sahibi oluyoruz. İşte tam da bu nedenle irade ve rızamızla olması gereken çok şeyin anlık edinimlerimize, kazanımlarımıza ters de olsa bizim elimizle hayata geçmesi önemli.

Rilke’nin olduğunu sandığım bir söz bu haftanın gözüme ilişenlerinden oldu. 1800’lü yılların sonunda dünyaya gelen ve 1900’lü yılların başlarına kadar yaşayan Alman şair “Ama kim kendisini paramparça etmeden yenileyebilmiş ki?” demiş.

Değişim için zorunda kalmak, viran olmak şart olmamalı muhakeme kabiliyeti mevcut zihinler için. Selametle.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.