DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ya Pozitif Çıksaydı ?

Sesli Dinle

Bitmemiş kavgalarımı ve kırgınlıklarımı düşündüm. Üzüntü ve hayal kırıklıklarına boşa harcadığım zamanları düşündüm. Boşa kürek çekişlerimi ve yerimde sayışlarımı düşündüm. O kadar düşündüm ki, tüm düşündüklerime birde çözümler buldum. MevzuHaber aklıma geldi.

Ya Pozitif Çıksaydı ?
14.10.2020
8.760
A+
A-

Geçtiğimiz hafta yakın temasta olduğum bir tanıdığım Covid test sonucu pozitif çıkmıştı. Akabinde hızlı bir şekilde PCR (Covid) testi yaptırdım. Korkulacak bir şey yok, sonuç negatif çıktı. Peki, negatif sonucunu duyana kadar neler oldu? Neler yaşadığımı sizlere aktarmak istiyorum.

Malum hepiniz gibi, bende iş başa gelmeden anlamayanlardanım. Mevcut Covid-19 de bir şekilde hepimizin yaşayacağı, hatta yaşaması gerektiğini düşünüyorum. Ama işin rengi, başınıza geldiğinde biraz farklı oluyor. Düşünceler zihninizden o kadar hızlı akıyor ki, konudan konuya geçiyorsunuz. Şimdi size benim düşüncelerimi aktarmak istiyorum, okuyuculardan bazılarının bu düşüncelerden hoşlanmayacağını düşünüyorum ama bunlar gerçekler.

İlk Covid-19 riskimi duyduğumda bir anlığına olsa bile düşüncelerim boşluğa düşmüş, kafam durmuş, öylece boş bir duvara bakarak, birkaç saniye kala kalmıştım. Kısacası idrak edememiştim. Sonrasında ilk aklıma gelen soru “Öyle bir şey olursa Cesar’a ne olacak?” olmuştu. Hatta sağlam kafayla düşünebilmek için, başka bir arkadaşımdan birkaç günlüğüne ona bakmasını rica etmiştim. Ama sonrasında onunla vakit geçirmek istediğime karar verdim. Ne de olsa kendisi benim hem stres kaynağım hem de stres kovucum olduğu için beraber vakit geçirmek istedim.

Test sonuçlarını beklediğim gece sabaha kadar uyuyamadım. Tek bir soru vardı kafamda “Ya pozitif olursam” hemen Google amca ’ya sırayla sorularımız sıralamaya başladım. Çünkü daha önceden okuduğum her şey aklımdan uçup gitmişti. “Covid belirtileri nelerdir” ile başlayan sayısız arama, araştırma, okuma neticesinde bilgilerimi tazeledim. İnsan beyni, kaygıyla beraber farklı çalışmaya başladığından, psikolojik olarak araştırmaların sonucunda tüm belirtiler sanki kendinizde varmış gibi hissediyorsunuz. Korku ve kaygıyla beraber bir sıcaklama geliyor; “Ateşim çıktı” deyip, ateşinizi ölçüyorsunuz. Biraz kan ve yağ fazlam olması nedeniyle, vücudum her zaman sıcaktır. Kısacası ayaklı soba gibi gezerim. Anlayacağınız terlemeye, sıcaklamaya alışkın biri olmama rağmen kaygılar bunları Covid ile bağlantı kurarak, beni strese sokmaya çalıştı. Neyse Allahtan soğuk suya alışkınım bunu çözmesi kolaydı.

Araştırmalar bittikten sonrasında neler yapabileceğimi düşündüğümde; malum karantina ’ya giriyorsun ve kimseyle görüşemiyorsun. Her ne kadar vedalaşmaları çok sevmesem de, vedalaşmak istediğim sevdiklerim, ailem vardı.

Annem – Babam veya annem – ablam arasında çatışmalarda tampon bölge kim olacaktı ya da kime çekiştireceklerdi? Ama en çok ablamla beni deli eden aşağıda ki konuşmalarımızı özlerdim

Ablam: Kutay, sence A mı, B mi?

Ben: B daha doğru.

Ablam: Tamam A’yı yapayım.

Sonra da Yakışıklı mı yakışıklı Kuzey (7) ve dünya güzeli Duru (1,5) adında yeğenlerim aklıma geldi.  Acaba onlara iyi bir dayı olmuş muydum? Onlara olan sevgimi yeterince gösterebilmiş miydim? İkisine de eşit davranabilmiş miydim? Özellikle Kuzey’e ergenlik döneminde yapmak istediğim Dayı-yeğen konuşmaları, ilişkiler üzerine vereceğim öğütler vardı. Beni tanıyanlar “Kelin ilacı olsa başına sürer.” Bir de çocuğa akıl verip, onun hayatını mahvedecek diyebilir. Olsun gene de ben öğütlerimi vereceğim. Büyüklerimizin verdiği akılların hepsi doğru muydu sanki?

En zorlandığım ise; ‘Caesar’a ne olacak?’ sorusuydu. Açıkçası, ona benim gibi bakacak birini bulmak mümkün müydü? Hala bu soruya bir cevabım yok. Zaten Negatif çıktık, önümüzde ki maçlarda düşünürüz diyorum.

Yanlış anlaşılmasın, çok ölümden korkan bir yapım yok. Hayat döngüsünde yaşam da ölüm de var. Hepimiz ikisine de aynı mesafede duruyoruz ve zamanımız geldiğinde toprağa karışacağız. Hatta hayatımda her şeyi dolu dolu yaşamış, çeşitli hobilere sahip, sosyal bir hayat sürmüşümdür. Ama iş başa geldiğinde; işin rengi o kadar değişiyor ki, korktuğunuz yer yüzünden göçüp gitmek olmuyor. Geri de kalacakları ve yarım kalan işlerinizi/hayallerinizi düşünüyorsunuz.

İşin duygusal kısmını atlattıktan sonra bu sefer yarım kalan işler ve gerçekleştirilmemiş hayaller düşüyor aklınıza. Belki de çevremde ki en çok hobisi olmuş kişilerdenim. Buna rağmen; dalış, serbest atlayış, bungee jumping yapmadım, diye hayıflanmaya başladım. Bernese Dağ köpekleriyle dolu bir çiftlik kuracaktım. Hayatı yaşadığımdan daha da dolu dolu yaşayamadığıma üzülmeye başladım.

Bitmemiş kavgalarımı ve kırgınlıklarımı düşündüm. Üzüntü ve hayal kırıklıklarına boşa harcadığım zamanları düşündüm. Boşa kürek çekişlerimi ve yerimde sayışlarımı düşündüm. O kadar düşündüm ki, tüm düşündüklerime birde çözümler buldum. MevzuHaber aklıma geldi. Olmadı yazarım dedim, Kuzey’e mektup bırakırım, sevdiklerime veda ederim, bir ara vasiyette yazsam da benden sonra yayınlanır diye düşündüm. Bu düşüncelerin hiçbirini garipsemeyin, insanın öyle dönemlerde aklına neler geldiğini bir bir deneyimledim. Ta ki sonuç çıkıp; “Negatif” gördüğümde, akşamdan beri düşüncelerle yorulmuş bedenim kendini uykuya o kadar huzurlu teslim etti ki, paha biçilemezdi.

Şimdi kendi deneyimlerimi paylaştım sizlerle. Garip bir süreçti anlayacağınız. Umarım kimse bu süreci yaşamaz demek istiyorum. Ama en azından yaşamayı beklemek zorunda değilsiniz;

  • Sevdiğiniz insanlara özgürce sevdiğinizi söyleyin.
  • Özlediğiniz insanlarla kendinizi kısıtlamadan görüşün.
  • Kırdığınız kalpleri hassasiyetle onarın.
  • Hayatınızda güzel anılar biriktirin.
  • Dalış, tırmanış, kamp, gezmek ne olursa olsun, hayatınızı dolu dolu yaşayın ve kendinize değer katın.
  • Vaktinizi değerinizi bilmeyen insanların peşinde harcamayın.
  • Gülümseme fırsatlarını asla kaçırmayın.
  • İyiliğinizi hayat ile paylaşın.
  • Daha dikkatli dinleyin.
  • Daha çok dans edin.

Bir gün bu hayattan göçüp gitme zamanınız geldiğinde; pişmanlıklarınızı düşünmeyin, kaçan zamana hayıflanmayın. Hayata sımsıkı sarılıp, doya doya yaşayın.

Sevdiklerinizle uzun bir hayat diliyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.