Kapıkaya Kanyonu ve Varda Köprüsü

Kapıkaya Kanyonu’nu anlatmaya başlamadan önce, yıllarca Adana’da yaşayıp, Adana merkezine sadece 45 dakika mesafede olan, bu denli etkileyici bir yerden haberdar olmadığım için kendime çok kızdığımı belirtmek istiyorum. Burayı gördükten sonra tam olarak hissettiğim buydu; kızgınlık. Üstüne üstlük kendimi bir “gezgin” olarak görmem kızgınlığımı bir miktar daha arttırıyor.

İlk kez 2 sene önce gittim buraya. Dediğim gibi Adana merkeze yaklaşık 45 dakika mesafede, Karaisalı ilçesi sınırları içerisinde yer alıyor. Gittiğimde bir yaz günüydü. Gün ortasıydı yani güneş tam tepedeydi. Adana’nın sıcağını bilenler bilir; klimalı bir ortamda zaman öldürmelik saatlerdir o saatler. Ama o sıcak bile beni durduramadı.

Arabayı kanyonun girişine park edip de kanyona adım attığım anda gördüğüm manzara, hep fotoğraflarda, filmlerde gördüğüm o harika manzaralara çok benziyordu. Tabi bu fırsatı kaçırmadım ve hemen fotoğrafladım.

Yürüyüş yolunun ilk 400 metresinde güvenlik amaçlı korkuluk bulunuyor. Burası aynı zamanda su yüzeyinden 10 metre kadar yukarı da yer alıyor. İlerledikçe su seviyesine yaklaşıyorsunuz ve kanyon git gide genişliyor. Kanyonda 7.250 metre yürüyüş yolu bulunuyor ancak biz yaklaşık 2 kilometresini yürüdük. Açıkçası yürüyüş amaçlı değil de daha çok burayı görme amaçlı geldiğimiz için çok fazla yürümedik. Tabi dediğim gibi hava sıcaklığının da daha fazla yürümemizin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirteyim.

Yaz olması sebebiyle kanyonda çok fazla su yoktu. Suyun içerisinden yürüyerek karşı kıyıya geçebiliyorduk. Su, en derin yerde dizime kadar geliyordu. Haftasonu olması sebebiyle kalabalıktı ama kanyon çok geniş olduğu için kalabalığı çok hissetmedik. Kanyonu çevreleyen yüksek tepelerin güneşi engellemesi sebebiyle, kanyonun büyük bir kısmı gölgede kalıyor. Bu özelliği ile yazın Adana’da serin bir yer arayanlar için tercih sebebi. Bunu bilen şanslı Adanalılar mangallarını kapıp gelmiş, hem kebabın hem de kanyonun serinliğinin tadını çıkarıyordu.

Adana’ya yolunuz düşerse ve birkaç gün kalmayı planlarsanız önce bir kebap yiyin ve ardından müsait bir zamanda bu kanyonu görmeye mutlaka gidin, pişman olmayacaksınız.

Varda Köprüsü ise Almanlar tarafından 1912 yılında yapılmış bir tren yolu köprüsü. Kapıkaya Kanyonu’na yakın mesafede yer alıyor. O nedenle Kapıkaya Kanyonu’nu görmeye gittiğinizde burayı da mutlaka görün. Köprüye giden yol biraz dar ve virajlı, dikkat etmenizi öneririm.

Yüksek kayalıkların iki yanını birleştiren köprüyü gördüğünüzde, o yıllarda böylesine yüksek ve ihtişamlı bir köprüyü nasıl yaptıkları konusunda şaşkınlık yaşayacaksınız.

Hem Varda Köprüsü’nü hem de Kapıkaya Kanyonu’nu aynı güne sığdırabilirsiniz. Bir taşla iki kuş. Bir sonraki durakta görüşmek dileğiyle…