DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Öz Yurdumuzda Garip

Sesli Dinle

Derler ki; Uzayda bir yerde sadece sesleri toplayan bir kara delik varmış. Şimdi duyamadığımız her çığlığı, yarın bizim karşımıza çıkarıp bir kulağımıza dayayıp onu dinletirlerken bize sorarlarsa, “Bu yetim böyle hıçkıra hıçkıra ağlarken neredeydin?” Diye. Düşünmesi bile korkutucu!

24.02.2021
12.204
A+
A-

Küçükken sorardık birbirimize “En sevdiğin renk ne?”, “Hangi takımlısın?”, “Cüneyt Arkın mı? Tarık Akan mı?” Diye. Her çocuğun bir konuda bir favorisi vardı. O hissiyatı, çocukluğa has bir şey sanırdım. Meğerse değilmiş. Bu hissiyat büyüyünce de değişmiyormuş sadece sorular ve içerik değişiyormuş?  Sorular, “Şu yutubırı beğeniyor musun?”, “Şu infulayzırı takip ediyor musun?”,” Telefonunda şu uygulama var mı?” sorularına döndü. Galiba biz uyak oyuncuları bu sorulara ek olarak şunları soruyoruz. “En sevdiğin şair kim?”, “En beğendiğin şiir hangisi?” Kendi soruma da kendim, Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel cevabını veririm bir çırpıda. Hala en sevdiğim şiir, Yunus Emre’nin “Çıktım erik dalına anda yedim üzümü” şiiridir. Her zaman derim bende Mehlika Sultan şiirinin yeri de ayrıdır. Fuzuli’nin Su Kasidesi ki takdir etmek haddimize değil.

Arada da ben yazarım şiir, ikilik, dörtlük. Mesela geçen bir ikilik yazdım eşime sürpriz olsun diye. Buradan yazayım da yüzüne tebessüm yerleşsin.

“Kaşların öyle kara ki, siyah yanında beyaz kalır,

Gülüşün öyle sıcak ki, güneş yanında ayaz kalır.”

Diyorum ya uyak oyuncusuyuz biz, daha şair olamadık. Şairler işte bazen normal insandan çok farklı hissediyorlar. Bazen garip bazen daha hisli, ne bileyim işte daha farklı bir şeyler. Turgut Uyar diyor ya, “Ancak durursa anlaşılır saatin kaç olduğu.” Ne kadar da farklı bir hissiyat ne kadar da farklı bir bakış açısı, şair işte. Bu hissiyat konusu düşünsem hemen Necip Fazıl’ın şu yorumu gelir aklıma;

“Kazanda su kaynasa sanki ben pişiyorum;

Bir kuş bir kuş öldürse ben can çekişiyorum.”

İşte bu hissiyat üstüne yazmak istedim bugün. Ya da bu hissiyatla bir uyak oyuncusu olarak bir şiir karaladım. Epeydir beni etkileyen Doğu Türkistan’da yaşanan zulmete elimden geldiği kadar karınca misali safımız belli olsun diye karaladım.  O Ağlayan yetimlere tercüman olmak istedim. Çocuklarından koparılıp alınan anne babalar için. Bütün dünyanın gözü önünde soykırıma uğrayan millet için karaladım. Yardım edemediğimiz mezalime akan her damla için yazdım. Gökyüzüne yükselen duyamadığımız her hıçkırık için.

Derler ki; Uzayda bir yerde sadece sesleri toplayan bir kara delik varmış. Şimdi duyamadığımız her çığlığı, yarın bizim karşımıza çıkarıp bir kulağımıza dayayıp onu dinletirlerken bize sorarlarsa, “Bu yetim böyle hıçkıra hıçkıra ağlarken neredeydin?” Diye. Düşünmesi bile korkutucu! Ben imkân dahilinde bu şiiri yazdım diye sorumluluktan kaçarım. Belki şimdi değil ama ilerde bir gün bir davaya dip dalgası olacak. Belki şu an şiir ham ama ilerde bir gün pişecek tamam olacak.

 

Doğu Türkistan’a Ağıt

Biz, kimiz? Niceyiz? Var mı bizim için bir tarif?

Öyle mahcubuz ki sana Sultanım ruhumuz tahrif.

Göz yaşı dahi mahcup akmıyor artık gözümüzden,

Naçar hastalığımıza ne Lokman çare bulur ne de bir Arif.

 

Garibiz beldemizde, evimizde, öz yurdumuzda garip,

Doğu Türkistan’da Türk, Müslümanlığından muzdarib.

 

Sultanımızın müjdesi güzel Fatih nerede?  Nerede o güzel galip?

Emr-i Bil Maruf’un askeri nerede? Nerede vazifeye talip?

Nerede millet, kime uydu koca ümmet, eğlenirken Salib?

İslam’ı kalbine nakşetmiş genç nerede? Hangi vazifeye Muttalip?

 

Garibiz beldemizde, evimizde, öz yurdumuzda garip,

Doğu Türkistan’da Türk, yalnızlığından muzdarip

 

Uyansın Ya Rab senin aşkına, şu ümmet uyansın,

Senin Aşkına Ya Rab zulmün zerresine uzansın.

Sen “Olur” demezsen yaprak kımıldamıyor Ya Rab,

Tut ki elimizi o ümmet, Şefaat-i Peygamberiyi kazansın

 

Garibiz beldemizde, evimizde, öz yurdumuzda garip,

Doğu Türkistan’da Türk, Öz Türklüğünden muzdarib

 

Bize bu şiiri böyle garip, böyle yazdıranlar utansın,

Müslümanlığı bize muzdarib, sandıranlar utansın,

Elinde yıldırımı tutmayan, Ehli Sünnet utansın,

Öksüze yetime koşmayan, dünya âlem utansın.

 

Garibiz beldemizde, evimizde, öz yurdumuzda garip,

Doğu Türkistan’da Türk, insanlığından muzdarip.

Doğu Türkistan’da Türk, yetimliğinden muzdarip.

YORUMLAR

  1. Süleyman Tan dedi ki:

    öyle güzel bir şiir ki ! unuttuğumuz güzellikleri hatırlatıyor
    o güzellikler ki! ayrıldığı bedeni harabe ediyor
    duamız Allah dan bizi bir eylesin diri eylesin
    mazlumun dostu zalimin kabusu eylesin

    eline yüreğine sağlık kardeşim